- 2020 Okunma
- 18 Yorum
- 0 Beğeni
Ya Aklını Başına Al Ya Aklını Başına Al
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ya Aklını Başına Al.. Ya Aklını Başına Al..
bre aptal düşman ne zaman akıllanacaksın.!!
“Çanakkale geçilmez” dediler geçmeye kalkıştın… başaramadın
“bir Türk dünyaya bedel” dediler savaşmaya kalkıştın… başaramadın
sömürücüydü özün doymak bilmezdi gözün
İstanbul’u alacağım; ortadoğu’ dan dünyaya konacağım dedin … mr. sen o zaman boku yedin!
İşin gücün plandı
plan dolu yalandı
yalan plan tutar mı millet yalan yutar mı yutmadı bak tutmadı tutmaz planın
geçmişi silmeye dost yüzlü maskenle içimize girmeye çalıştın… başaramadın
kandırdın kardeşi kardeşe kırdırmaya çalıştın… başaramadın
komşularımızla aramızı bozmaya müslümanı müslümana vurdurmaya çalıştın… başaramadın
dinden imandan çıkarmaya ahlâkı çökertmeye çalıştın… başaramadın
temeli yıkmaya aileyi eğitimi sağlığı bozmaya çalıştın… başaramadın
saldırdın kalleşçe askeri orduyu yok etmeye çalıştın… başaramadın
meclisi medyayı karıştırdın iç savaş çıkarmaya çalıştın… başaramadın
“yenilen doymak bilmez” miş daha almadın mı dersini!!
başarısızlık batağına saplanmışsın boğulacaksın
başaramadın
başaramazsın
başaramayacaksın
bre aptal düşman ne zaman akıllanacaksın
ne çabuk unuttun Osmanlı tokadını
aklını başına devşir sür insanlığa atını
sabiha küçüktüfekçi
(Osmanlı tokadı; “Osmanlı Ordusu askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları, elin her iki yanıyla yapılabilen düşmanı sersemletmek amacıyla uygulanan bir vuruş.. El ve kolun açısız omuzdan hızla hareketiyle hedeflenen noktaya el teması ile en çok yüzün her iki yanına ve enseye yapılan vuruş şiddetine göre öldürücü olabilir..
Osmanlı Ordusunda meydan savaşlarında en ön safta yer alan, azab askerlerinin, esas amaçları olan karşıdaki düşmanın seçkin birliklerini yorma görevleri sırasında hafif silahların kısa zamanda kullanılmaz duruma gelmesi ve ağır silahların kuşanmalarının aldığı zaman çoğu kez bulunamadığında tokat atmaya başlamaları ile askerler arasında yiğitliğin eriştiği son nokta olarak görülmeye başlanmış ve bunun üzerinde popülarite kazanmıştır. Sesi ile düşmanın üzerinde yarattığı psikolojik etki sebebiyle zamanla geliştirilmiştir. Bu askerler daha eğitim safasında mermer döverek yetiştirildikleri için, çok kuvvetli ellere ve kol yapısına sahip olurlar.(Osmanlı ordusunun En büyük tokatçıları Başıbozuk (Delibaş) diye adlandırılan bir düzensiz ordudur)"
"Osmanlı döneminde savaşa gidilirken, ülkede ne kadar deli ya da görünüş bakımından eli-ayağı bozuk, gulyabani tipli insan varsa hepsi toplanır ve ordunun en ön sırasında, düşmanın üzerine yürütülürmüş. Amaç, düşmanın psikolojisini bozmakmış.
Bi sonraki sırada ise, “daltarrak” denen adamlar bulunurmuş. Bunlar ise, saraya ufak yaşta alınan gayrı müslüm çocuklarıymış. Küçüklüklerinden itibaren sadece pirinç ve hamur işleriyle beslenip izbandut gibi olmaları sağlanırmış. Bi yandan da, her gün yağlı elleri ile mermer tokatlayıp idman yaparlarmış. Böylelikle elleri sağlamlaşır, beton gibi olurmuş. Zaten mermeri tokatlayarak kıramayanı da savaşa götürmezlermiş.
Bu daltarraklar savaşta gürz-kılıç filan kullanmayıp, düşman askerlerinin beyinlerini tek tokatla, dışarı çıkartırlarmış. Düşünün, adamın kafasında miğfer var ve bi vuruşta kafa miğferle birlikte dağılıyor. İşte meşhur “Osmanlı Tokadı” buradan geliyor." alıntı)
Allah’ına gurban
Anam-dolu dolu
kibele
maşallah sendeki de ne meme
-batıdan doğudan sağlı sollu-
sağdılar da sağdılar
bitiremediler eme eme
“Nerde hareket orda bereket” demiş atalarımız doğru demiş ne güzel demiş amma velâkin yaşaya yaşaya anladık ki nerde “bereket” meğer bitmezmiş orda gümbürtü patırtı hareket..
tarih beşiği medeniyet eşiği insanlık ışığı özgürlük aşığı atalarımızın kanıyla yoğrulmuş vatan topraklarımızda meğer acı-tatlı tüm yaşadıklarımız bundanmış işin sırrıymış “bereket” Allah bereket versin şükürler olsun..:)
Anadolu’m
Bereket tanrıçam (kibele’m)
Ey Yaradan’ın esmasıyla kutsadığı yeryüzü cenneti’m kanım canım cananım
Kutsal bereket kaynağım bağımsızlık sembolüm ilmim erdemim
Anayurdum
Sen ey aziz cennet vatan
Sen ey bağrında binlerce şehit yatan
Sen ki geçmişim geleceğim anam babam atam
Seninle varoldum
Seninle sonsuza yürüyeceğim
(Yüce rabbim vatanımızı cümlemizi insanlığımızı korusun bizleri erdemli doğru güzel yollardan ayırmasın birlik-dirlik huzur mutluluk versin inşallah Allah için vatan millet bayrak uğruna canlarını verenleri insanlığa hizmet edenleri rahmet minnet saygı ve sevgiyle anıyorum mekanları pür-nur cennet olsun rabbim cümlesinden razı olsun el Fatiha..amin..
Bugün Gaziler Günü: “Türk tarihinde İslam öncesi ve sonrası şehitlik ve gazilik orunu vardır. Her Türk de bu onura kavuşmak için vatanı, milleti, bayrağı, milli marşı, soydaşları ve kutsal değerleri için savaşır. Çünkü milli hasletimizde olan bu duyguların, Türk ulusu ve her bireyi için vazgeçilmez bir anlamı ve önemi vardır.Türk tarihi böylesine "kahramanlık günleri" ile doludur. Kahramanlık günlerini şehit ve gazilerimize borçluyuz. Destanlar yaratan şehit ve gaziler tek tek birer onur abidemizdir.
"Kahramanlık Günü" Yerel kurtuluş günleri de gazilerimiz ve kahramanlarımız için birer anma günüdür. Şehitlerimizin ruhlarını huzurlu kılmamız için, savaş arkadaşları gazilerimizi hak ettikleri değeri vererek, onları her an hatırlamalı her yerde ve her zaman onurlandırmalıyız.”
Ne yapsak ödeyemeyiz haklarınızı kahraman canlarımız her dem gönlümüzde başımızın üstündedir yeriniz..
Vatanımızı sizlere borçluyuz “Kahraman” canlarımıza selâm olsun selâm..
“Nerde hareket orda bereket” demiş atalarımız doğru demiş ne güzel demiş amma velâkin yaşaya yaşaya anladık ki nerde “bereket” meğer bitmezmiş orda gümbürtü patırtı hareket..
tarih beşiği medeniyet eşiği insanlık ışığı özgürlük aşığı atalarımızın kanıyla yoğrulmuş vatan topraklarımızda meğer acı-tatlı tüm yaşadıklarımız bundanmış işin sırrıymış “bereket” Allah bereket versin şükürler olsun..:)
Bereket olsun bereket..Tanrı vatanımızı cümlemizi korusun.. amin..
Lütfen vatan topraklarını satmayınız! cennette yaşarken kendinizi cehenneme atmayınız.!!
(İngiliz arşivlerinde uzun süreden beri araştırma yapan bilim adamlarımız ilginç bilgilere ulaştılar)
İngiltere’nin Orta Doğu’yu yeni küçük devletlere bölüp yönetmek için çalıştığını Anadolu’yu bölüp İSTANBUL DEVLETİ kurmayı planladığını biliyor muydunuz.!!.
Satanları uyarınız.!
Lütfen vatan topraklarını satmayınız! cennette yaşarken kendinizi cehenneme atmayınız.!! )
İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı ’ndan sonra Orta Doğu’yu yeni yaratılan küçük devletlere bölüp yönetme arzusuna İstanbul’u da katıp bir İSTANBUL DEVLETİ kurmayı planladığını biliyor musunuz.!!. (anlaşılan o ki hâlâ peşindeler)
“İngiliz arşivlerinde çıkan “gizli” ibareli bir belgeye göre 1920’de imzalanan Sevr Anlaşması’ndan önce İngiltere başbakanlık seviyesinde; boğazları devletin sınırları, yönetimi, savunması vb. gibi konuların tartışılarak İstanbul ’un ayrı bir devlet olarak kurulması fikri ortaya atılmış.
Bu belgenin asıl önemi, Birinci Dünya Savaşı ’ndan sonra İngiltere’nin Orta Doğu’yu yeni yaratılan küçük devletlere bölüp yönetme arzusuna İstanbul’u da katmaları..
İstanbul Devleti’nin yönetimi: Fransa, İngiltere ve İtalya temsilcilerinin olacağı bir komisyon tarafından yürütülecek eğer isterlerse ABD, Romanya ve Yunanistan’dan da delegeler katılabilecekti. Osmanlı Devleti’nin bir delegesinin bu gruba dahil olması en son yapılacak bir iş olarak kararlaştırılmış…
“Bu projeye göre kurulacak İstanbul Devleti’nin sınırları Doğu ve Batı’da Marmara Denizi ve Enos-Midis (veya Çatalca) hattı arasında olacaktı. Anadolu’da ise Boğaziçi’nin Şile-İzmit hattının Batısı bu devletin sınırları içinde kalacaktı. Çanakkale Boğazı’nın da İstanbul Boğazı gibi bu yeni devlete dahil olması öngörülmüştü. Çanakkale Boğazı’nın Anadolu’daki sınırları Bozcaada dahil olmak üzere Anadolu’da 80 km’lik bir hat üzerinde olacaktı. Bu iki boğaz bölgesi haricindeki Marmara Denizi’ne bitişik Anadolu toprakları Osmanlı Devleti’ne bırakılacaktı. Kuşkusuz bunun amacı Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nın kontrol altında kalmasıydı.”
Doç. Dr. Hakan Özoğlu - Central Florida Üniversitesi
Ortadoğu’da ülkemizde yaşananlar son durumlar… (birinci dünya savaşındaki planların halen devrede olduğu açıkça anlaşılıyor)
Vatan topraklarına ve özellikle Trakya topraklarına yoğun yabancı talepleri… (ki vali dahi uyarmak zorunda kaldı acilen önlem alınmazsa sonuç kendini feshetmeye yok etmeye götürür)
Açıkça anlaşılıyor ki geçmişten günümüze yukarda ki planlar AB.. D hepsi seçenekli daha da genişletilmiş olarak uygulamada…
Araplar, 1940’lı yıllarda bölgede Türkiye’nin lider olmasını istemişti. (İngiliz arşivinden)
“Türkiye’nin 1945-50 yılları arasında, genelde Ortadoğu ve özelde Filistin’de takip ettiği politikalarıyla ilgili literatürde genel açıklamaların dışında hiçbir detay bilgi yoktur. arşivlerdeki belgelere göre Türkiye, Filistin meselesinin uluslararası bir soruna dönüştüğü 1945’ten 1948’e kadar Arapların tezlerini destekleyen bir çözüm yolunu savunmuştu. Türkiye, Filistin konusunda verdiği destek nedeniyle tüm Arap dünyası tarafından ‘Filistin’in müdafii’ olarak ilan edilmişti. Arap-İsrail savaşında Mısır, Ürdün ve Irak ordularının yenilmesi üzerine Suriye ve Lübnan Devlet Başkanları Türk Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak’a başvurarak Türkiye’nin tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi Arapların liderliğini ele almasını istemişlerdi. O dönemde Ortadoğu’nun patronluğu rolünü sürdüren İngiltere, Mısır’ın liderliğinin devamının İngiliz çıkarlarına uygun olacağını düşündüğünden Suriye ve Lübnan’dan yükselen seslere kulağını tıkamıştı.”
Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na katılmak istedi ama İngilizler bunu reddetti
“Literatürde geçen ‘Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na fiilen katılmamak için ona göre bir siyaset takip etmiştir’ bilgisi doğru değil. Aslında Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na fiilen katılmak istemiş ancak geç müracaat ettiği için olmamış. Dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay, 1945 yılının sonunda İngiliz Genelkurmayı’na Türkiye’nin savaşa katılma isteğini ifade etmiş ancak İngiliz Genelkurmayı; İtalya’daki Alman kuvvetlerinin temizlenmesi için önceden planlanmış olan harekata Türkiye’nin son anda dahil edilmesinin mevcut planlamayı değiştireceğinden ve ABD’nin de onayını gerektirip bunun da epey zaman alacağından Türkiye’nin müracaatının reddedilmesini istemiş. İngiliz Genelkurmayı ayrıca, Türk askerinin modern bir savaş için harp tecrübesi bulunmadığından müttefik güçlere fazla faydasının olmayacağını rapor etmişti. Ancak, İngiliz Başbakanı Winston Churchill buna itiraz ederek Türk askerinin, ABD’nin seçme birçok askeri birliğinden bile daha iyi savaşçı olduğunu rapor edip Türkiye’nin savaşa girmesinde ısrar ettiyse de İngiliz Genelkurmayı’nın dediği oldu.”( İngiliz arşivi) Vatansever yöneticiler ve halk her zaman dikkatli olmak durumundadır!!
“Atatürk dört hafta dinlenseydi 25 yıl kadar daha yaşayabilirdi.” (İngiliz arşivi)
Atatürk’ün kullandığı ilaçlar bakım ve tedavisinde ihmalin olup olmadığı ve varsa bunda kimlerin rolü olduğu kesinlikle araştırılmalıdır..!!
“Atatürk’ün hastalığıyla ilgili raporlar 1938 yılının başlarından itibaren arşivlerde yerini almaya başlamış. Bu raporlarda, Atatürk’ün hastalığının devlet işlerini aksatacak derecede kendisini rahatsız ettiği belirtiliyor. Ayrıca, Fransız doktorların Türkiye’ye geldiğinden ve Türk doktorlarının yaptığı teşhiste onların da hemfikir olduklarından bahsediliyor. Yine, Ankara’daki İngiliz elçisi Sir Percy Loraine’den Londra’ya giden ve bazısı gizli ve şahsa özel olan raporlarda, Fransız doktorların ‘Atatürk’ün 4-5 hafta uygun bir şekilde istirahatı ve bakımının yapılması neticesinde iyileşeceği ve 25 yıl kadar daha yaşayabileceğini’ ifade ettikleri belirtiliyor.” Doç. DR. Mustafa Sıtkı BİLGİN
Atatürk’ün kullandığı ilaçlar bakım ve tedavisinde ihmalin olup olmadığı ve varsa bunda kimlerin rolü olduğu kesinlikle araştırılmalıdır.. (Atatürk “beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözünü boşuna söylememiştir)
Ülke yöneticileri ve halk her zaman dikkatli olmak durumundadır.!!
Bugün ki mevcut politik sistemde her ulus kendi çıkarlarını kollamak durumunda.. tüm insanlığın çıkarlarını öne çıkaran erdemli bir sisteme geçilmesi ki ülke yöneticilerimizin bunu gerçekleştirmesi bu konuda lider olması dileğimiz ancak o zaman tüm dünya huzura mutluluğa kavuşacaktır..
Geçmişten bugüne dünyadaki kargaşanın huzursuzluğun mutsuzluğun ana sebebi ise;
mevcut sistemlerin insan ruhuna coğrafyasına uygun olmaması, eğitim hataları, yönetim şartlarının yetersizliği, yönetime talip olanların becerisizliği; ya da ülkeye insanlığa hizmetten uzak küçük azınlıkların mutluluğuna hitap eden kısır çıkarcı polika anlayışlarıdır.. çoğunluk mutsuzken aklı başında hangi insan mutlu olabilir ki bu anlayışla sürekli diken üzerinde yaşanılması -dikenüssü bir ömür- kaçınılmazdır.. Bundan önceki yazımda da (dünleri de taşır gün) belirttiğim gibi;
ASİL devre dışı VEKİL SİSTEMİnde; asilde gerektiğinde etkin olabilmeli.!! TEHLİKElere karşı ülkesini koruyabilmelidir.. daha iyi bir sistem buluncaya kadar acilen sistemde iyileştirici düzenlemeler şart!..
Hanedanlık sisteminde; bir krallığı imparatorluğu dışarıdan müdahale ile ele geçirmek çok zor..
Günümüz demokrasisinde ise; ÇOKlu-DEĞİŞKEN yönetim sistemine müdahale etmek ele geçirmek çok kolay.. şimdilerde parası olanlara yönelik olsa da herkese açık olmasının güzelliğinin yanı sıra, her türlü TEHLİKEye de açık.!!
Halkı; basın-yayın, tv, pc-internet vs yollardan, tiyatral görüntülerle, şovenistlerle ikna etmek, iyi olanları kötü, kötü olanları iyi göstermek, yanıltmak, kandırmak çok kolay.. (lütfen dikkat!! iyi zannettiklerimiz kötü, kötü zannettiklerimiz iyi olabilir..)
Dolayısıyla ülkeler tehdit altında gücü ele geçirenler ülkelerin meclisine tüm partilere kolaylıkla adamlarını yerleştirir, çıkarlarına uygun istediği kanunu çıkarttırır, erdemsiz kişiliklere istediği her şeyi yaptırabilir.. bu zamanda parayı veren düdüğü çalar vesselam..:)
Asili devre dışı vekil sisteminde; asil de gerektiğinde etkin olabilmeli.!! tehlikelere karşı ülkesini koruyabilmelidir.. daha iyi bir sistem buluncaya kadar sistemde acil iyileştirici düzenlemeler şart.!! Bunu kim hangi ülke başarırsa tarihe adını kazır..
Hepimizin özlemi birlik beraberlik içinde huzurlu mutlu bir dünya..:)
Ortadoğu’da ülkemizde yaşananlar son durumlar… (birinci dünya savaşındaki planların halen devrede olduğu açıkça anlaşılıyor)
Birliği dirliği huzuru bozma ülkemizi karıştırma iç savaşa sürükleme çabaları can yakan terör belâsı vs..
Vatan topraklarına ve özellikle Trakya topraklarına yoğun yabancı talepleri… (ki vali dahi uyarmak zorunda kaldı acilen önlem alınmazsa sonuç kendini feshetmeye yok etmeye götürür)
Açıkça anlaşılıyor ki geçmişten günümüze yukarda ki planlar AB.. D hepsi seçenekli daha da genişletilmiş olarak uygulamada…
Ülkemizde- Ortadoğu’da yaşanan ilginç gelişmeler de gösteriyor ki ..düşmanın oyunu bitmez
”Su uyur düşman uyumaz” o gün savaşarak alamayanlar bugün her yolu her yöntemi kullanarak cazip görüntülü oyunlarla her açıdan çok değerli topraklarımızı geçmişimizi geleceğimizi özgürlüğümüzü ele geçirmenin peşinde.. gün topraklarımıza tohumumuza suyumuza tarihimize geçmişimize geleceğimize değerli beyinlerimize.. ve dahi kendimize sahip çıkma zamanıdır..
Altı-üstü hazine ata yadigârı toprakları satmayınız unutmayınız ki mirasyedi evlat gibi toprak satan her ülke (Filistin örneğinde de yaşandığı gibi) yeni sıkıntılar satın almakta kendini kendi geleceğini yok etmektedir.:( toprak satarak zengin olunmaz..!!! toprağın altını üstünü işleyerek zengin olunur..:)
b-alık b-alık ah ölü balık
okyanus dolu-suydu yemin
sen okyanustun okyanus senin
kör mü oldun ağa mı düştün
ki yemin senin ölüm emrin
oltanın ucuna takılıydı yemin
okyanus yem ve balık;
ve okyanus dolusu yem-balık balıkçının artık…
Birlik-beraberlikten insan ve toprak bütünlüğünden ayrılmayınız lütfen vatan topraklarını satmayınız..!!
Kendinizdeki elinizdeki hazineye sahip çıkınız değerini biliniz!
cennette yaşarken kendinizi cehenneme atmayınız.!!
Dünyayı satın alacak zenginlikteyiz güçlüyüz zekiyiz “muhtaç olduğumuz güç damarlarımızdaki asil kanda genetiğimizde mevcut “geçmişimizden ders alalım kendimizi keşfedelim yeter ki aklımızı kullanalım; dürüst çalışalım, adil, erdemli olalım, elele verelim, yardımlaşalım.. “sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz”
sevgim saygım selamlarımla..
19.09.2012
Sabiha Küçüktüfekçi
www.urfamedya.com/Yazar-ya-aklini-basina-al-ya-aklini-basina-al-199.html
YORUMLAR
Çok saygıdeğer Sabiha hocam;
öğretmenlik size o kadar mükemmel yakışıyor ki
bu ulvi görevinizin gereğini hayatın her alanında çok yürekten ve samimiyetle yapıyorsunuz.
Sizi canı gönülden kutluyorum değerli hocam ve yazınızı paylaşıyorum.
NEDİR MİLLETİMİN ÇEKTİĞİ SİZDEN?
Nedir milletimin çektiği sizden
Dertler kervan kervan bin katar olmuş
Ardarda şehitler bak yine bizden
Ağalarla beyler keyf çatar olmuş!
Vekil parsel parsel vatan satıyor
Hazine mülkünü toptan yutuyor
Şehit Mehmetçik’ler altta yatıyor
Üstte nutuk atan din satar olmuş!
Millet malı nasıl yenir yutulur
Yiyenin yakası elbet tutulur
Hesabı vermeyen nasıl kurtulur
Hak hukuk dediğin bin beter olmuş!
Sazıma sözümü mermi doldurdum
Telinde dilimle hedef buldurdum
Vatan hainine haddin bildirdim
Sazımın göğsüne dert batar olmuş!
Şaban AKTAŞ
17.09.2012
Selam, sevgi ve saygılarımla her dem..
Şaban Aktaş tarafından 10/5/2012 3:03:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
gönlü güzel değerli Şaban hocam sağolasınız iyi ki varsınız teşekkürlerim hayata kattığınız erdemli cümle güzelliklere...:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
ne kadar erken toparlarsak o kadar azalır sıkıntılar dilerim fazla geç kalmayız
sağolasınız iyi ki varsınız değerli şair Davidoff teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere...:)
sevgim saygım selamlarımla..
Çok beğenerek okudum yazınızı Sevgili Sabiha hanım. Emeğinize ve kaleminize teşekkürlerimle, sevgiler, saygılar...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
sağolasınız gönlü güzel Nermin dost
teşekkürlerim okuma nezaketinize hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
baştan sona büyük bir beğeni ile okudum
kutluyorum emek veren kalemi
sevgi ve selamlarımla
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
sağolasınız değerli Gülhun dost
teşekkürlerim okuma nezaketinize hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Bambaşka bir yazı, okumak ayrı zevkti. Okuyanı bu kadar heyecanlandırıyorsa yazanın duygusu tartışılmayacak kadar büyük.
Umarım bu büyük sevda her Türk'ün yüreğinde vardır, ya da var olup da uyuşmaya başlayan duygular artık uyanmalıdır.
Tebrikler hocam, selam ve sevgimle...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
duyarlı ne güzel yüreksiniz
sağolasınız değerli şair Emine dost teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sizi okumayı seviyorum... Farklı, bambaşka bir tat alıyor insan okurken. Hem merak hem değişik bir üslûpla karşılaşmanın heyecanı yazının sonuna sürükledi. Burada olmasaydınız fark edemeyecek ve üzülecektim. Tebrikler...
Sevgiler, selamlar hocam.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
sağolasın iyi ki varsın can Banu'm varlığın hayata güzellik sevgilerimle hep...:)
Kısacası anladığım kadarıyla !!! ''Hey Türk Titre ve kendine gel.''
Allah u Teala Uyanmamızı ve aklımızı en kısa yol ve zamanda başımıza almamıza yardım etsin inşallah.
Yazan yürek dert görmesin.Selam ve Dua ile.
DeliGarip tarafından 10/1/2012 9:35:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
inşallah amin
sağolasınız değerli şair Sezai dost teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
döndüğünüzde inşallah ülkem yerli yerindir..:)
sağolasınız değerli şair rıkya dost teşekkürlerim hayata kattığınız cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
gönlü güzel İlyada dost
sağolasınız teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
içten ne güzelsiniz
sağolasınız değerli şair Zeynepp dost teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
harika olan gönlünüz
sağolasınız değerli şair Atakan dost teşekkürlerim hayata kattığınız cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Gerçekten ilginç ve bir o kadarda manidar bir yazı
bilhassa Osmanlı bölümü ilgimi çekti
malum bu aralar Osmanlı mesnevisi yazıyorum
bildiklerim dışında araştırmalar da yapıyorum
faydalı oldu yazınız
saygılarımla
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
"osmanlı mesnevisi"ne iyi yapmışsınız
sağolasınız değerli şair Ziya dost teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Gerçek bir sevdalı gördüm. Bir anne şefkatiyle tüm insanlara seslenişti. O kadar içten ve samimi , size katılmamak imkansız. Allah böyle yüreklerin sayısını artırsın. Hepimizin en çok ihtiyacı olan sevmek. Ondan sonra kenetlenmemek imkansız.
Sevgiler güzel yüreğinize.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
amin duyarlı ne güzel yüreksiniz dilerim sizin gibilerin sayısı da artsın sevgili Nilgün
sağolasınız değerli şair dost teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Tarihe baksınlar!
Bu millet artık öldü dirilmez dendiği anlarda,
Dirayetli bir liderin etrafında bütünleşip
Tarihteki şerefli yerini yeniden almayı başarmış bir millet!
Selçuklu bitti artık dirilmez dendiği andan itibaren
20-30 yıl içinde Osmanlı'yı kurmuş bir millet!
1402 de Timurun düzlemesi ile bitti denilince
50 Yıl sonra İstanbul'u fethetmiş bir millet!
1918 Mondros'ta bitti bu iş denilice
4 yıl sonra yeni bir devlet kuran bir millet!
Bugün de bitti, öldü, dirilmez deniliyorsa,
Tarihi şahit tutarız ki,
Kısa sürede şahlanır,
Osmanlı tokadını indiririz.
Yeter ki bir dirayetli lider görelim.
Sabiha Küçüktüfekçi dostun ellerine sağlık. okudum, bilmediklerimi öğrendim, bildiklerimi pekiştirdim...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
çok değerli bilgi paylaşımları
duyarlı o güzel gönlünüzle iyi ki varsınız değerli Ekrem hocam
sağolasınız teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
gönlünüzün güzelliği sağolasınız değerli şair Tacettin dost
teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Saygıdeğer Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ,
Bilgi ve anlamın birlikte harmanlandığı harika bir yazı okuttuğunuz için teşekkür ederim. Uzunda olsa fazlasıyla okuduğuma değdi.Vatan kokulu ne güzel satırlardı.
Osmanlı zamanından girip, günümüze kadar uzanan ibret dolu anlamlı bir yazıydı.Gazilerimizin ve şehitlerimizin bu topraklar için döktüğü kanı unutup satılmasından daha vahim ne olabilir ki...
Yazınızı okurken İstiklal Marşımızın dizeleriyle Atatürkün Gençliğe Hitabesi geldi aklıma.Atatürk demek ki o zamanlardan günümüzü görmüş ve seslenmiş bize.
(Bu yorumu yazarken uzunca yazdım sildim yazdım sildi defalarca çünkü anlatacak çok şey var)
Sonunda kısada olsa bu kadar yazmalıyım dedi......
Umarım daha çok kitle tarafından okunur bu yazı.
Hayatı anlamlı kılan saygıdeğer Şair-yazar Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, yüreğinize emeğinize sağlık...
En derin sonsuz saygılarımla....
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
gönül ışıltısıyla sayfayı nurlandıran Dilek Yıldızı dost
içten ne güzel yüreksiniz sağolasınız değerli kalem teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
sağolasınız değerli zakir dost...:)
sevgim saygım selamlarımla...