Zaman Çaya Teşnedir
Havada bir eylül sabahının tatlı serinliği. Okunan ezanın uhreviliği, havaya karışırken çayın buğusu daha bir albenili, sureti daha berrak. Kurtuluş çağrısının ruha verdiği iştiyak çayın dudağa, dudağın çaya özlemiyle birleşiyor. Cümle hüzün ve telaş huzur ve sükuna tebdil ediyor. Bir derviş sükunetinde başka bir âleme hicret ediyor insan. An zamanın çaya susuzluğunu besteliyor.
Şehir, yeni güne merhaba derken bizde de duygu, düşünce, hayal tazeleniyor. Biriktirdiği curufu atıyor varlıklar. Mevsim hazan mevsimi de olsa ezan gerçek baharı muştuluyor. Gerçek manada huzura durabilenler huzura eriyor. Ruh ve beden cümle tozunu silkeliyor. Arınıyor varlık güne başlarken.
Hayattaki bu tazeliğe ve zindeliğe, ocağa vurulan çaydanlığın sesi ve buğusu karıştıkça, yeni haz bestelerine imza atıyor zaman. İnsanın, zaman her dem çaya teşnedir diyesi geliyor. Bu ölümlü âlemde çay, insan ve zaman üçlüsü bir uyumun ve güzelliğin fani adı oluyor. Geçici de olsa dinginliğin tadına varıyor bu anı yaşayanlar.
Her sabah erken kalkıp çayı ocağa koyup gönülde şükrün buğusu ile güne başlamak bir nimet. Bunun nimet olduğunu tefekkür etmekse dünyanın kirinden tozundan arınmanın bin bir yolundan biri. Bunu denemeli her nefes alıp verebilen ve güne başlamanın ayrıcalığını yaşamalı. Zamanın çaya susamışlığına, sabahın tazeliğinde taze çayı yudumlayarak şahitlik etmeli. Günler devretmeli tazeliği ve güzelliği takvim yapraklarında. Fani ömür bu minvalde bitmeli. Zaman çaya teşnedir daha fazla söz söylenmemeli…
Anın elini tut bir bardak çayla.
Buğusu gözünde tüterken yârin.
O gülü çekiştir gökteki ayla.
Kıskansın o anı güllerden narin.
Ankara, 28.09.2012 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.