SUSTURUCU TAKILMIŞ ÖLÜM ÇIĞLIKLARI / 2
Bazı yalanlar şuranıza paslı bir çivi gibi batar. Üzeri, ne merhem tutar ne de sargı. Kanadıkça susmak ne demek bilemezsiniz?
Kanamalı suskunluk;
Bir çocuğun, düştüğünde dizlerinin kanadığını, canının acıdığını bildiği halde korkularından çaldığı çığlıkları suskunluğa gömmesidir.
Yalanlar yüreğine suikast yaptığında, kalp duvarlarının kana bulanmasıdır. Bir cinayetin nefsi müdafaasına kalır kurtulmak. Maktulün cenazesini kaldırmak sana düşer. İster istemez o cenazede bulunursun. Yüreğin, mezar taşı bile olmak istemez ona “karanlık odaların soğuk duvarlarıyla sevişmek nedir?” diye sorarsın… Çok şey duymak isterken, başı öne eğilir bir yılanın. Koynundaki soğukluğu, beslediğin sıcaklık yanında çözülmeyi bekleyen ters uzantılı bir denklem gibi gelir
Kör olmuş mutluluğa renkleri öğretmek, kolsuz, bacaksız bir sevdayla seksek oynamaktır. Susmak, bazen içindeki tüm siyahları beyaz olarak kusmaktır. Ki, ben kör bir mutluğa göz olmuştum, kolsuz bacaksız sevdaya el, ayak.
Her şey yalandan önce doğrudan sonraydı