- 689 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sana Sevdam Vesikasızdır
Kelimelerimden sızan bir ışık ararken
Örselenmiş yüreğimden kan sızar
Sana olan rüzgârı dinmez şiirimin
Dolanır içinde bir gökkuşağı gibi
Tanrıların denize dökülen gözleri, gülüşünün mavi ahengi ve bitip tükenmez şarkılarınla bir lahit gibi kapatıyorsun yüreğini. Yağmurlar yağarken ülkeme, ürkünç ve dipsiz taşlıklarda buluyorum sen susunca kendimi.
Merhabalar sızan dallarının ışık kıvrımlarında, sedef gülüşlerin çağırırken bütün kuşları, bakir kavgalarda şiirin irininde soluyorum yüreğini. Ay doğuyor içime, güneş ısıtıyor sert kayalarımı ve yeşil dağlarında buluyorum kaybettiğim tüm yönlerimi.
Bazen susuyoruz, kımıltısız bakışlar atıyoruz birbirimize. Buzdan kanatlarımız dağılıyor gözlerimizde, kırmızı yürekli cehennem zebanilerine karşı koyuyoruz. Tanrılarla sulha durup yağmurları yağdırıyoruz kıraç göklerden. Suskun dilimiz çözülüyor, çıplak ve yalınayak yürüyoruz kanayan ayaklarımızla.
Yokluğunda, kızgın süngülerle dağlanıyor içim. Sebebini bilmediğim ihtiras fırtınalarında ellerinin yordamıyla karanlıkları aralıyorum. Yüreğimi parçalayan çakallara, leşimi bekleyen akbabalara, son kalıntımı taşıyacak böceklere ve al yalaza bürünen küllerime yeni ateşler arıyorum. Tenindeki tuzları bastırıp gövdeme yangın ormanlarına yürüyorum.
Dermansızım, dilimde ustura ayazı, ayaklarımda gece, aşıyorum duvarları, yürüyorum sonsuza. Düşlerimi ve zincirlerimi doladım yüreğime ve geçiyorum denizleri dağlara düşen gölgemde say ki kocaman bir hüzün taşıyorum. Üşümüşüm, yorgunum, darmadağınığım ve çözümsüzüm.
Ben ki yıldızların dans ettiği tüm yollardan geçerek ulaştım sana. Püfür püfür rüzgârında ağustos yangınlarını yaşadım. Yüreğimdeki kan birikintileri, demirden kelebekler ve muştulanan kalbimle nice akarsuları yardım da geldim. Kentlerim talan olsa da, sana tutukluluğum sonsuza kadar sürse de yaşama sevincim hiç bitmeyecek. Bu dağ başlarındaki suskunluğum, duvarlarında inleyen sevgisizliğin, hazanlara karışan nice baharlarım sensiz bitse de, yarınlara hoyrat bakışlar atacağım inadına.
Sana sevdam vesikasızdır gizemin kızı. Günün yırtılan göğsünde çürümekte yüreğimin yemyeşil tarlaları. Gözlerini düşlerime demirlemiş, ha bire yırtıyorsun göğsümü. Kâğıttan gemilerin fırtınalara mı tutuldu söyle, sönüyor içimdeki gemici fenerlerin. Sevgiler, kirli, kara bulutlarımın yağmurlarını kovuyor göklerimden.
Kelimelerinden sızan bir ışık ararken, örselenmiş yüreğimden kan sızar. Sana olan rüzgârı dinmez şiirimin, dolanır içinde bir gökkuşağı gibi. Seninle ben, en küçük bir esintide sonsuzluğa uzanıyoruz. Düşüncelerimizle üşüyor, o düşüncelerde istiyoruz bedenimizi. Neye benzerse benzesin bindiğimiz bu gemi, varsın aşamasın denizleri, varsın dağılsın masallarımız, düşlerimiz harmanlansın. Bu kervan, bu öykü, bu hikâyenin tuşlarında birlikte olmak, mutlulukların belki de en güzeli.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.