NAZIM HİKMET ve GENCO ERKAL (İnsanlarım)
Nâzım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor..
Genco Erkal Bir Haine Can Veriyor..
Tek tabanca bir şairin dilidir Genco Erkal dur durak yoktur onun için. İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak çıkar sahneye, ağır ve tınısı çok garip çağrışımlarla başlar sesi. Genco Ustam çıkıyor yine sahneye ayakları sanki bin yıllık bir serüveni çekiyor. Anlatmaya başlıyor şairin diliyle. Sesi incelip kalınlaşıyor. Şarkı oluyor ses-ler-i. Nazım Hikmet RAN yazıyor içeriden dışarıda olanları. Bir masa, masada bir kâğıt, kâğıtta bir yazı, yazıda bir mana, anlatıyor mananın anlama kattıklarını usta usta. Merhem gibi geliyor sözler, ok gibi. Kazana düşen bir parça et, suyuna çorba yapıyor aç olanlara belki Deli Erzurumluya belki Nurettin’e. Kanını katıyor bu topraktan suya. Bir büyük bilgin gibi çıkıyor iskemlenin sırtına Genco Usta. Oradan Arheveli İsmail kendi kendine soruyor; «Emanetimizle varabilecek miyiz? » Kendine cevap veriyor: «Varmamış olmaz.» Gece, Sahne ortasında, Işık altında Tiyatro Ustası Genco Usta üniversiteli gençlere: «Evlâtlarım » dedi, «hiç kimseye değil, » dedi, «bu, anlatılanlar size emanettir.» başlıyor denizde dalga, başlıyor bir kutsal emanet bıçak sırtında. Kimseye malum olmuyor Arhaveli İsmail’in sonu ama anlatılanları anlıyor gençler, biniyorlar filinta delikanlılar Kerempe fenerinin yirmi mil açığındaki kayığa. Genco Usta tutup onları kayıkla bir kısrak başına götürüyor –ki bu kısrağın başı kanla yıkalı- namuslu çalışkan Kuvayi Milliye adamları ve korkunç ve mübarek elli kadınları gösteriyor. Karanlık insanların ağlı beyni kadar karanlık hücreleri, ve ak yürekli beyni bir umman insanları, hapsedilmiş bir şairi gösteriyor. Derken başlıyor koymaya hapislik. "Başım sızlıyor yüreğim sersem!" diyor çok uzaktan Nazım Ustayı seven biri."Seni asarlarsa, seni kaybedersem; "diyor; "yaşayamam!"Yaşarsın karıcığım,kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı. Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. Fakat emin ol ki sevgili; zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer ipi boğazıma, mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Nâzım’a!” diyor şair Genco Ustanın ağzında. Dışarıyı anlatıyor içerideki adam. Işığı, toprağı ve sevdayı amansız. Çaresiz olmayı hiç aklına getirmemiş birini anlatıyor. Yaşamanın neden ağır bastığını ve neden ağır basması gerektiğini nazım usta yazmış bugünler için –ki “Bugün Pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar ve ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak, bu kadar mavi, bu kadar geniş olduğuna şaşarak, kımıldamadan durdum. Bu anda ne kavga ne hürriyet ne karım. Toprak, güneş ve ben. Bahtiyarım.- Sahne kararıyor şiddetli bir hamleyle şeyh Bedrettin aslanları geliyor sanki karşıdan. Ne şah ne sultan takar Bedrettin yiğitleri. “Onlar ki toprakta karınca suda balık havada kuş kadar çokturlar korkak, cesur, cahil, hâkim ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır. Destanımızda yalnız onların maceraları vardır” der ve devam eder, bağlanmış bağırsağı elma seven kadının kocası korkar ölür diye mi yoksa niye bilinmez kadın üç gün sonra ölür. Doktor kötü adamdır Genco Usta kadar. Şoför Ahmet’tir dinleyen bu çalan nihavendi, bir yerde anadan doğma çırılçıplaktı ve sevemez hiç kimse onun kadar bu üç numrolu kamyoneti. Nazım’a vatan haini demişlerdi, ölünce bitti sanmışlardı ama
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson’un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
*Nazım Hikmet RAN sene 2007 ve hala Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil.
*Romantik Komünist Doğan Kitaptan mutlaka okuyun!
*Nasıl bakarsan öyle görürsün.
Tamer Barış ÜLGER
YORUMLAR
Genco Erkal'ın sesinden Nazım'ı dinlemek harika bir şey gerçekten .. Ben yıllar önce en son Genco Erkal'ı BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ oyununda izlemiştim .. Her iki ustayı da anlatmak kelimelere sığmaz gerçekten de ve dediğiniz gibi O BİR VATAN HAİNİ ise ben de bir VATAN HAİNİyim ...
Çok güzel iki insanı yazdığınız için sizi kutluyorum , sevgiyele ve HAİNliğinizle kalın :) ........