Korner Bayrağından Kalkan Düş Dolmuşu
Uyarı: Bu yazıdaki kişi ve kurumlar tamamen FM ürünüdür.
27 Temmuz 2015: Teknik direktörlük kariyerimin 5. sezonuna başlamak üzereyim. İlk 3 sezonumu Kasımpaşaspor’ da geçirdim. Çok güzel günlerimiz oldu. İlk senemizde 2. lig şampiyonu olup Süper Lige çıktık. Kupada yarı final oynadık. Tüm kamuoyunu ve spor camiasını mosmor ettik. Alın terimizle sulayıp yeşerttiğimiz başarımız, bizi çekemeyen tüm kem gözlere kapak oldu. Hatta logar kapağı oldu. Gerçi 2. ve 3. sezon pek iyi geçmedi ama her şeye rağmen takımı kümede tutmayı başardım. Derken pırıl pırıl bir İlkbahar günü, martılar mutluluk şarkıları söylerken İstanbul Büyükşehir Belediyespor’ dan makul bir teklif almamla kariyerimde bembeyaz bir sayfa açmam bir oldu. Buradaki ilk senemde yarışı 8. sırada bitirdik ve play off’larda Avrupa’ ya gitmeye hak kazandık. Şimdiyse geçen yıldan daha iyi bir başarı yakalamak üzere yeni sezon hazırlıklarına başladık. Her şey yolunda. Çağatay Başkan da benden gayet memnun gözüküyor. Bi’ maraza çıkarmadı şu vakte kadar. Allah’ı var iyi adam. Ayrıca kazancım hiç de fena sayılmaz. Aylık 10.500 Euro, 35 yaşında ve bekar bir adam için gayet makbul bir meblağ. Şu vakte kadar elime 5 kuruş geçmedi kulüpten ama sanıyorum ki emekliliğimde toplu bir ödeme yapacaklar. Yani umarım yaparlar zira sigara paramı zor çıkartıyorum şu sıralar. Param gelince de zaten artık Dubai’ye mi yerleşirim yoksa Miami’ye mi Allah bilir.
1 Ağustos 2015: Yaklaşık bir hafta önce mevcut kadroyu güçlendirme çalışmalarımızın ilk meyvelerini topladık ve sevinçten hopladık. Kısıtlı bir bütçemiz olmasına karşın akılcı transfer politikaları izleyerek 5 oyuncuyla anlaşma sağladık akabinde de kadromuza dahil ettik. Bunlar: Galatasaray’dan Ujfalusi ve Colin Kazım, Bursa’dan Batalla ve eski takımımdan tanış olduğumuz Luiz Henrique ile Lepiller. İşin yağlı ballı tarafı ise bu 5 oyuncudan sadece 2’sine bonservis ücreti ödemiş olmamız. Çalışmalarımız tüm hızıyla ekmeğimize yağ sürüyor. Ancak hafiften tırsmıyor da değilim. Ulan diyorum her şey süper gidiyor sonra taklaya gelmeyelim ?
4 Ağustos 2015: Deplasmanda Balıkesirspor’a karşı oynadığımız ilk hazırlık maçını 4-0 kazanarak rakiplerimize göz dağı verdik. Göz dağı vermesek bile en azından bir’ göz kırptık, burun çektik, bıyık burduk. Yeri gelmişken 3 şahane gol atarak bir kez daha gönlümü fetheden Taner’den bahsetmek istiyorum. Geçen sezon piyasayı öylesine yoklarken karşılaştım onunla. Karabükspor’ da kiralık oynuyordu. Ama bonservisi Bursa’daydı. Dedim ki kendi kendime ‘’Lan Barış al bu çocuğu. Bu çocuk geleceğin Totti’si olacak sakın kaçırma’’ dedim. Uzun görüşmelerin ardından henüz 17 yaşındaki bu yiğide 1.2 Milyon Dolar vererek –dışardan bakıldığında keriz gibi görünsem de- kadroma kattım. Allah razı olsun kendisinden yüzümü hiç kara çıkarmadı. Oynadığı 34 maçta 17 gol atıp 7 de asist yaptı. Şu anki değeri 3 buçuk milyon Euro. Yeminle evladım gibi seviyorum keretayı. Allah onu tekmelerden, dirseklerden, Yalçın Ayhanlardan, Gattusolardan korusun.
8 Ağustos 2015: Bir iki hafta önce Independiente’ den bir teklif aldım. Ufak çaplı bir çelişki yaşadım içimde. Bir nevi menajerin dilemması. Bana 14 milyon Euroluk bir bütçe sunuluyordu. Bu, benim bütçemin yaklaşık 20 katına tekabül ediyor. Düşündüm, düşündüm ve sonundaaaa, teklifi reddettim. Başkanıma, taraftarlarımıza ve başta Taner olmak üzere oyuncularıma ihanet edemezdim. Bunu yapamazdım. Yurt dışı biletimi yaktım. Kalan kısmıyla uçak yaptım, kulüp binasının balkonundan attım. Uçak, aşağıda idman yapan Kaptan Efe’nin kulağını sıyırdı. Efe ‘’Hocam ayıp oluyor ama’’ tarzı bir serzenişte bulundu kafasını kaldırıp. Usulca içeri girdim.
H. Barış Beledin
cellde.tumblr.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.