Çaya Dair Kırk Yazı (14)
Sade ve içten bir gülüş gibidir çayın ışıltısı bardakta. Günümüze düşen çiy damlası, Leyla’nın ikliminden gelen imbat. Nefes alıp vermenin güzelliğine düşülen buğulu şerh. Yaşama sevincimizi artıran iksir. Şeffaflığı sırrı faş değil, riyakârlığa, iki yüzlülüğe ve yapmacıklığa bir göndermedir bardaktaki çayın.
Sadeliğin ve mütevazılığın özeti edasıyla bağlar görenleri kendine. Nazın güftesi, hazzın bestesi dudağa her dokunuşu. Tavrıyla gözümüzü aydın eder, buğulu nefesiyle içimizi ışıtır o. Bakarsın, yeşilin yakut rengine tebdil olurken yaşadıkları gün gelir alır mitolojideki yerini. Çayın efsanesi dolaşır dilden dile. İnce bellilerin elden ele dolaşması gibi.
Yalınlığı, tevazuu, zarafeti bir arada görmek isteyenler bir bardak çaya baksın yeter.bir buğulu bakışın özlemini çekenler de bu öneriyi dikkate almalı. Çay zamana nakış hâliyle elif parmaklı ellere dahi yakışır. Bu hâliyle bir zarafet harmanıdır manzara. Çayla demlenen dostluklar bereketlenir…
Huzur mahallesinin sakini olmak istiyorsanız, çaya itibar etmeyi unutmamalısınız. Bu mahallenin sakinler parkında sükun çiçekleri açar siz de payınıza düşen ıtırı solursunuz. İçiniz açılır, gözünüz ışır. Burada erguvan ağaçları her sabah ayrı bir şevkle güne başlar. Baharın nefesiyle çayın buğusu karışınca sakinler hayata daha bir şevkle bağlanır. Velhasıl bu mahallede yaşayanların yaşama sevinci artar. Hüzünleri azalır.
Bir bardak çay eşittir güzellik, zarafet ve içtenliğin yanı sıra huzur, sükun ve yaşama sevinci demektir…
Ankara, 09.09.2012 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.