- 628 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
FASULYE
Yaşamdan emekliliğin kıyısında dolaştığının farkındaydı .Koskoca 35 yıl hizmet etmişti makinist olarak Devlet Demir Yollarına.Yılların yorgunluğu yüzünden okunuyordu sanki.Yalnız ve suskun..
” Fasulye “ kelimesini duyduğunda kendini kaybederdi.Kendine yakıştırmadığı halde karşıdakinin iyi niyetine veya kasıtlı olup olmadığına bakmadan , çok ağır ve ağız dolusu küfürler savuran yaşlı adam,hep yalnız oturur,insanlardan uzak durmaya gayret ederdi bu nedenle. İlçenin kahve müdavimleri bunu bilir, ayrı masada kendi aralarında konuşurken özel sohbetlerindeki fasulye kelimesini bilerek sesli ve duyulur halde söyler,karşılığında yaşlı adamın küfür seansıyla eğlenirlerdi. Bazen yemek konulu TV programında geçen o kelimeyle sunucu da nasiplenirdi .Muhatabın televizyon olması malum sonu değiştirmezdi .
Çok yıllar önceden beri süregelen bu durum ne zaman başlamıştı,neden kendine hakim olamıyordu gibi soruları düşünmekten kendini alamıyordu .Kendini bilmez bir kısım insanlara alay konusu olmak acı veriyordu ona, ama sonuç değişmiyordu çoğunlukla.
Bu düşüncelerle her zamanki gibi ,kahvenin en uç masasında yalnız başına çay içerken yaklaşan yabancı bir delikanlının sözüyle kendine gelir gibi oldu.
-Oturabilir miyim ?
- Tabi evlat, hoş geldin diye cevapladı.
Genç adama çay ısmarladı. Garson çayı masaya bıraktığında;
-Yabancıya benziyorsun delikanlı dedi yaşlı adam.
-Evet ,ilk defa geliyorum buraya diye cevap geldi ..;
-Ne işle meşgulsün ?
- Ticaretle
- Ne ticareti ?
- Kadın….
- Anlamadım..diye afalladı.
-Muhabbet tellalıyım dedi genç adam çayını karıştırırken .”
- Haaaa, yani şey…. dedi kekeleyerek.
- Evet, Pezevengim yani…dediğinde yaşlı adamın gözleri yuvalarından çıkacak gibiydi,adam sanki gururlanarak yaptığı işi söylüyordu.
Kısa bir sessizlikten sonra genç adam devam etti.
- İster misin amca ,annem tam sana göre ,ilçenizde işe seninle başlayalım.
-Yok ,benim işim olmaz böyle şeylerle, ama sen annem mi dedin ?
-Evet ,sadece hatırlı müşteriye gidiyor,eskisi kadar formda değil dediğinde, yaşlı adamı ter basar gibi olmuştu.Yüz hatları gerildi.Yavaşça sandalyesini geri çeker gibi yaptı.Merakını yenemiyor,kaçamak bakışlarla genç adamı izliyordu .
-Yaşlı diye mi istemedin amca ?
-Yok,hayır,sadece merak ettim diyerek inledi.
-Eşim gelmedi bu sefer,biraz rahatsız da…
- Eşin mi anlamadım … diyerek hırıltıyla soluk almaya çalıştı.
-Evet, ama kız kardeşim var yanımda .Çok iyi hizmet edeceğine kefilim.
-Kardeşinde mi ……?
-Evet,ailece çalışıyoruz.
-Eeeee, şey çok şaşırdım da diyerek kravatını gevşetti.
-Neden ? diye sordu genç adam.
-Gençsin,yakışıklısın,….
-Yoksa bana mı göz koydun amca,merakın o yöndeyse memnun ederim seni..
-Yani sen, sen de mi ? dedi kekeleyerek..,
-Evet ister misin dedi sırıtarak..
Yaşlı adam ; arsız bir yüze yakından bakmanın verdiği heyecan ve şaşkınlıkla alnında biriken ter damlalarını sildi eliyle.
-Yok,yok dedi .gençsin,yakışıklısın,güçlüsün,neden bu işleri yapıyorsun diyecektim..
Dedi nefesi daralarak,konuşmak için son çabasını harcayarak..
Bu sohbete nerden gelindiğini ,nasıl kurtulacağını kestirmeye çalışırken ,genç adam masadan kalktı.Yaşlı adama dönerek ,diğer kahvehane müşterilerinin duyacağı bir şekilde “” FASULYEEE “” diye seslendi. Yılların verdiği pratiklikle çok ağır küfürler doluştu ağzına,
Her zamanki gibi muhatabına ağız dolusu küfür edecek,boğazının iki yanında patlayacak gibi şişen damarları ve sıkışan göğsü rahatlayacaktı bir nebze.Bağırmak istedi ,yutkundu , ağzı kuruduğundan söyleyemedi,sandalyesi devrildi ve külçe gibi yere yığıldı.Çok kısa sürede gelişen bu görüntüye ,bu mizanseni hazırlayan ve ta başından beri onları izleyen kahve müdavimleri müdahale etmeye çalıştıysa da başarılı olamadı.Yaşlı adam karşısındaki muhatabını incitmek,aşağılamak veya onurunu kırmak ve de bu arada rahatlamak için sıralamak istediği sözleri kendine meslek ve yaşam tarzı olarak seçen bu gence söyleyecek söz bulamayınca oracıkta son nefesini verdi. Yöremiz tabiriyle FİCCETEN yada KAFKAFIL genel tabirle de ÇATLADI..
Şaka bile olsa ; arsız birinin davranışı haysiyetli ve onurlu yaşamaya çalışan başka birinin canına mal olmuştu.İnsanlara ve onların değerlerine zarar vermeden,kendi halinde geçinip giden,kendi yağıyla kavrulmaya alışık,utanma duygularını ilk günkü gibi muhafaza etmiş,çevrenin zararından emin olmak için onlardan uzak durmaya gayret eden bu yaşlı adam , arsız gencin yüzündeki pişkin ifadenin verdiği kızgınlıkla gerilen yüz hatlarını gevşetemeden ,devrilen sandalyenin gürültüsü hariç sessiz ,sedasız göçmüştü bu dünyadan..
Ulusal,mesleki, siyasal veya medyatik bazda toplumun önünde olduğunu sanan ,para kazanmak için bütün yolları mübah kabul eden ve bunu marifetmiş gibi gururla ön plana çıkaran, kirli yollardan servet edinmişlerle şu veya bu şekilde birliktelik sağlamış,onurlu yaşamın gereklerini inkar ederek kendi ekonomik düzeni ve üst düzey yaşam kalitesinin devamı için sosyal,ahlaki ve insani ölçütleri reddetmiş olan birçok Fasulye tüccarına rastlamak mümkün..
Siz istediğiniz kadar kızın,bağırıp,çağırın,eleştirin,stres katsayınız yükselsin.Zamane ve modern zübüklerin kılları kıpırdamayacak ,vatandaş sınıfının ön sıralarında oturmaya ve hayatlarının en tatlı dönemini ve baharını yaşamaya devam edeceklerdir.
Ne zaman ki ; Toplumun geri kalan ezici çoğunluğu külahını önüne koyup düşünür ve kendi aile yaşamından başlayarak mesleki ve ticari alanda,kamu ve Devlet görevlerinde,onurlu,haysiyetli ve dürüst olmayı her şeyden önemli sayar ve bununla övünürse ,o zaman Fasulyecilerin düzeni prim yapmaz.
O günleri görür müyüz?
Benim umudum elbette var,ama bunun için cesur ve yürekli olmak gerek……..
Bizde o yürek te var,o cesarette………..
Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK
[email protected]
YORUMLAR
sevgili dostum...ilginize ve mesajınıza teşekkürler.yazılarım mesleğimiz olan eczacılıkla ilgili sitelerde yayınlandığı için ,konu sonlarındaki mesajlar hem bizim içimizde hemde genel toplumda üzerine alınması gerekenlere ithafen yazılıdır.bu kadarlık kusura takılmayın .saygılarımla