- 731 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
8888
Kalın bir defterdi. Aşınmış bazı sayfaları neredeyse kopacak gibiydi. İtinayla ilk sayfayı açtı. Kalbi heyecanla çarpmaya başladı. Yasak bir eylemi gerçekleştirmenin suçluluğuyla okumaya başladı.
10.10.1938
Bugün ülkemde yas var. Ve ben daha sekiz yaşındayım. Bütün çevremdeki insanların üzüntüsünü görebiliyorum. Ben de çok üzgünüm. Bugün gazeteleri okudum. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk’ ü kaybetmenin acısını taşıyorum kalbimde. Canım hiçbir şey istemiyor. Oyun oynamak bile…
01.12.1938
Sevgili günlüğüm,
Seni epeydir ihmal ettiğimin farkındayım. Önce Ata’mın vefatı ve alışma süreci derken seni ihmal ettim. Kendi kendime karar aldım. Seninle her şeyimi paylaşacağım. Sen benim en vefalı arkadaşım olacaksın. Bütün sırlarımı, hayatımda olup biteni sana aktaracağım. Baştan anlaşalım seninle, benden bıkmak yok. Önce kendimi tanıtayım sana. Adım Cemal. İstanbulluyum. Babam eğitim neferidir. Henüz yeni geldik sayılır buraya. Mahallemizdeki diğer çocukları henüz tanımaya, kaynaşmaya çalışıyorum. Benden başka iki kardeşim daha var. Ağabeylerim Hüsnü ve Süreyya benden büyükler. En küçükleri olduğum için onları anlamakta güçlük çekiyorum. Beni aralarına almıyorlar. Keşke yaşı bana yakın bir kardeşim olsaydı.
1940
Yine anlayamadığım huzursuz bir ortam var. Sana söz verdiğim halde seni iki yıl gibi ihmal ettiğimi ancak tarihe baktığımda anlayabildim. Bir sürü kuyruk var her yerde. Hiçbir şey bulunmuyor. Konuşulanlara göre ufukta yine harp görünüyor. O kuyruklarda ben de bekliyorum. İfrit oluyorum bu duruma. Tam kuyruk yakınlaşıyor, ne hikmetse alacağım şey bitiyor. Omuzlarım düşmüş, yorgun ve umutsuz dönüyorum eve. Yine yağ alamadan döndüm eve. Babam, istifa etti yakınlarda. Artık onu görmek mümkün değil. Eski sevecenliği de kalmadı. Çok nadir uğruyor eve. Annem ve babamın sorunlarının olduğunu düşünüyorum. Annem hep ağlıyor. Çok mutsuz olduğunu düşünüyorum. Ters giden bir şeyler var fakat ben çözemiyorum. Babamın çevresindeki arkadaşları da değişime uğradı sanki. Çok gizemli davranıyor.
1943
Savaş tamtamları çalıyor. Herkesin ağzında ikinci Dünya harbi var. Savaşı sevmiyorum. Savaş demek kan demek. Babam, epeydir görünmüyordu yeni geldi eve. Gelirimiz anlayamadığım şekilde değişti. Şimdi başka bir evde oturuyoruz. Önceki evimize çok yakın bir konak. En sonunda benim de odam var. Annem, nihayet kendine geldi. Eskisi kadar üzgün ve mutsuz değil. O çekingenliğini, yabancılığı attı en sonunda. Babamla daha az kavga ediyorlar. Fazla görüşmedikleri için kavgaya zaman bulamıyorlar sanırım. Evimize yeni bir kız geldi. Benden bir iki yaş büyük olmalı. Babamın çalıştığı köydenmiş. Onun gelmesiyle annem yine eski haline döndü bir süre. Kavga ettiler bir hafta boyunca. Ama onu çok sevdim. Kanım kaynadı. Keşke ablam olsaydı Esma abla… Çok hüzünlü bakıyor. Haksız da değil aslında. Çok acılar çekmiş anlatılanlara göre. Babasını hiç tanımamış. Annesini de kaybedince bize gelmiş. Onun için çok üzülüyorum.
1945
İkinci Dünya harbi nihayet bitti. Binlerce insan öldü. Hiroşima’ ya atom bombasının atıldığını yazdı gazeteler. Yaklaşık bu bombayla yüz on beş bin kişi ölmüş. Orada olmadığım için çok şanslı hissediyorum kendimi. Savaştan nefret ediyorum. Tertemiz bir dünya istiyorum. Barış ve huzur içinde…Savaş sanıyorum babama yaradı. Giderek zenginleşiyoruz. Artık, ileri gelen ailelerin arasında sayılmaya başladık. Annem, sosyetenin önde gelenlerinden oldu. Artık ağlamıyor. Boğazda da yalımız var. Sanırım çok yakın zamanda oraya taşınacağız. Ağabeylerim iyice değişime uğradılar.. Farklı tellerden çalıyorlar. Sanki iki düşman gibiler. Esma ablaya çok üzülüyorum. Annemin hırçınlıkları hiç bitmiyor. Ne istiyor anlayamıyorum bir türlü… Gizemli bir mücadele var aralarında. Fakat babam ona ezdirmiyor Esma ablayı. Evin bütün işini tek başına görüyor. Çok yoruluyor. Onu çok seviyorum. Keşke ablam olsaydı.
DEVAM EDECEK
NERMİN KAÇAR
GECE YARISI BOLU
YORUMLAR
Yazı gizemli bir hal aldı, sonunu meraklandırmaya başladı. Yalnız benim dikkatimi bir şey çekti; bu gir günlükse eğer, neden iki yıl arayla yazılmış? bütün sayfalar iki yıl arayla...
Günlüğü okuyan kişi rastgele sayfaları çevirse daha iyi olmaz mıydı? Birkaç gün yazılmadan geçilebilir belki ama sürekli iki yıl geçmez sanırım.
Tebrikler, Nermin.
sevgimle...