- 916 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MEZHEPLER
MEZHEPLER
Mezhepler konusu çok geniş ve sayfalara sığmayacak olayları içeren çeşitlilik arz etmektedir. Ben bu yazımda kısa ve anlaşılır olacak bir tarzda mezhepler konusunu işlemeye çalışacağım.Bir kere kelime manası tarikatlarda olduğu gibi takip edilen yol olarak adlandırılabilir. Dini manada ise müctehit sıfatını kazanmış İslam bilgini veya kendisinse İslam alimi denilen zatların ayet ve hadisleri islamın temel esaslarına uygun olarak yorumlaması ve çözüm getirmesi olarak adlandırıla bilir.
Hz. Peygamberin sağlığında dini konularda fazla ihtilaf olmazdı. Çünkü sorunlar peygambere götürülür ve hal edilirdi. Peygamberin vefatından sonra Ebu Bekir Ömer ve Osman zamanında ise ihtilaflar onlar tarafından çözülürdü. Çünkü peygamberin yaşadığı ve devamlı beraber oldukları hadis ve sünnetleri daha iyi bildikleri söylenebilir.
Zamanla ihtilaflar artmaya ve görüş farklılıklarının çoğalmasına çözüm aramalar o devirde bilgin ve alim sayılabilecek zatların görüş ve yorumları insanların zihinlerinde yer almaya başladı.Hz. Osman’ı ölümü ile ayrılıkçılık artmaya din ve siyaset iç içe girmeye başladı.O zaman nasıl din siyasete alet edildi ise zamanımızda da bu hastalık aynen devam etmektedir.
Bu hengame içinde o zamanlarda Hz. Ali yanında yer alanlar sahabeden ve mutaassıp gruplar olsun Şia diye adlandırıldı. Sonraları bunlara Ehl-i Sünnet vel cemaat adı verildi. İşte mezhepler de dini hususların uygulanması halk arasında uyumun bozulması çeşitli dini görüşlerin yorumlanış biçimleri mezhepleri yaratmıştır.
İnsanların yaradılış itibariyle anlama ve yetenek kavrama yapılarının aynı olmayışı, beklentilerinin farklılık göstermesi ,İnsanların mantık dışı düşünme tarzları,Akli melekelerini inançları doğrultusunda kullanamamaları, bilhassa arap ırkçılığının hakim unsur oluşu gibi faktörleri fırsat bilen din bilginleri kendi düşünce ve inançları doğrultusunda dini yorumlar ortaya koyarak insanları peşlerine takmışlardır. Bunların yarattığı uygulamalara uyanlar o zatların hangisi nin görüşü peşine takılmışsa onun mezhebi mensubu olmuşlardır.
Her ne kadar bugün çeşitli mezhepler varsa da hiç birisi tam olarak uygulanmamaktadır. Mezhepler arasında haddinden fazla dini açıdan görüş ve uygulama farklılıkları vardır. Halbuki insanlar bilmelidir ki din tektir ve İslam dır. Birinin helal saydığını diğeri haram saymaktadır. Bu mezhep müctehitleri binlerce hadis ve sünnet uydurmaları ile adeta kuran’ın dışına çıkmışlardır .Günümüzde ise maalesef mezheplerin yerini sözde dini cemaatlar almıştır. Adeta dini konuda zayıf halk kandırılarak onlar sömürü malzemesi haline sokulmuş birer rant cemaatleri oluşmuştur. Aynı zamanda bu cemaatler siyasi partilerin birer arka bahçesi durumunda faaliyet göstermekte olup insanlar kandırılmaktadır.
Maalesef mezhepler yozlaştırılarak cemaatler kanalı ile Kuran’ı dinin esas kaynağı oluşu bırakılıp uydurma hadisler sünnetler tarikat ve cemaat şeyh ve mürşitlerinin görüşleri dinin yerini almıştır. Kendi çıkarları için yeni yeni haramlar helalar günahlar sevaplar yaratılmıştır .Bu gibi cemaat ve uyduruk tarikat ve mezhep peşinden sürüklenenler mezhep taklitçileri(Mukallidleri) mezhepleri adları ile anılır olmuşlardır.
Zira mezhep ve ayrılıkçılıkların doğmasına bazı durumların etkisi büyük olmuştur.İnsanların İslamiyet öncesi inanç kültür ve yaşayış biçimleri,hadis ve sünnetler arasında ihtilaflı görüşler ve uydurma hadis ve sünnetlerin çoğalması,toplumlar arasında münakalenin artması bilhassa o devir yunan eserlerinin ve yabancı kaynakların Arapçaya çevrilmesi ve halkın bunlardan etkilenmesi,Kuran emirlerine tam uyulmaması, zevk ve sefaya halkın düşkünlüğü, İslamiyeti kabullenen toplumların değişik kültürleri hem bozuşmaya vesile olmuş hem de mezheplerin doğmasını hızlandırmıştır.
Sayılamıyacak kadar çok mezhepler oluşmuş ve yok olmuştur. Bunlardan en önemlileri ve bu günde sözde meri olanlar.
1-Fıkhi Mezhepler. Bunlar Hanefi-Maliki-Şafii-Hanbeli dir
2-İtikadi Mezhepler.Ehl-i Sünnet-EhliBid’a-Ehl-iDalalettir.
Tarikatlar ve mezhepler dinin olmazsa olmazları değildir. Bakınız ENES suresi 159 ayetine:Dinlerini parça parça edip hiziplere bölenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur.Onların işi Allah’a kalmıştır.Allah onlara yapıp ettiklerini haber verecektir.
Allah’ın bu ayetindeki kati emrine tüm inanan gerçek Müslümanlardan eylesin.
Durmuş Karabağlı
Kütahya-2011
YORUMLAR
Mezhephezlerle ilgili bilinenleri özetlemişsiniz. Ancak,
1. İtikatta asla mezhep olamaz.. Zira itikat tektir... İnsanların görüşleri (zanları) itikat olamaz.
2. Hak mezhep tarihi, alimlerin ittifakıyla alınmış, mezhepler bir süzgeçten gerilmiş değil, aksine, Osmanlı hanedanlığına biat edenler hak, etmeyenler batıl ilan edilmişleridr. Gerisi sadece laftır.
Mezhepler sanıldığı gibi, ilim konusunda ciddi araştırmaları olanlar tarafından kurulmamıştır. Aksine mezhep imamları diye bilinen kişilerin, onlar öldükten sonra, siyasi, fikri çıkar sağlayanlarca mezhep imamı ilan edilmelerinden kaynaklanmıştır.
Sözü edilen kişiler, hiç bir zaman bir mezhep kurduk dememişler, çeşitli konularda bizim görüşümüz (mezhebimiz) budur demişlerdir.
Usullerle ilgili olarak, onlar hiç bir zaman ciddi araştırmalar yaparak, usul oluşturmamışlar, aksine rüzgar önünde yaprakmış gibi, siyasi, fikri, sosyolajik olaylardan etkilenerek fikir beyan etmişlerdir.
Bu konuda İmam şafinin fikirleri en etkili olarak, şam ve mısır veryisonu olarak karşımızdadır. Hatta sorulduğunda, orası şam, burası mısır diyerek geçiştirmiştir.
Bence yazı, bilinenleri özetleme yerine, mezhepleşme ve mezhepleşmenin sosyolajik, siyasi boyutları araştırılmalıydı.
karabagli43
MEHMET ÇOBAN
Halkubi bugün mezhepler kur'anın önüne geçmişlerdir.