Çaya Dair Kırk Yazı(1)
Önce gökyüzünde bir naz bulutu süzülür. Billur pınarlar diyarından bir perinin gamzesi şavkır gözleri kamaştıran. Nadide zamanların nadide gülünün yaprağına düşen çiy damlasıdır sevgi. O esnada yâda Yunus’un dizeleri de düşer çiy damlası gibi. “Ben gelmedim dava için benim işim sevi için./ Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmağa geldim.” Bir fani olan Yunus’un Yüz yıllar sonra hâlâ sımsıcak nefesiyle gönülleri kuşatması. Sade Türkçesi ve sevgiye içtenlikle önem vermesindendir demek mübalağa değildir. Yunus, çağının sesi ve nefesi olarak günümüzde bizimle yaşıyorsa bunu önce Mevla’ya sonra içtenliğine borçludur.
İşte her gün taptaze nefesiyle ışıltılı gamzesiyle insanı kendine bağlayan çay da ateşin suyun çaydanlığın ve demliğin ünsiyetinden doğar. O da bardaktan bize içtenlikle gülümseyen nazenin bir peridir. Anayurdu neresi olursa olsun içtenliği ve sıcaklığı ile bizden biri olmuştur çay. Her sabah taze bir tebessüm olur bardağımızda. Kışın sımsıcak nefesiyle ellerimizi ve içimizi ısıtır. Yazın sıcağın bunaltıclığını hafifletir, hararetimizi alır. Bazen simide katık ederiz, bazen emsalsiz dost sohbetlerine. Ne edersek edelim, zarafet bestesidir çay. Her hâli güzeldir, her hâli efsane.
Zümrüt yeşili vadilerden derlenen güzellik bardağa kadar nice sergüzeşt yaşar. Yeşilin yakut rengine tebdil olması da suyun çaya olan sevgisindendir. Naz bulutu, çaya önce en güzel yeşili armağan eder çisil çisil busesiyle. Olanca albenisi ile gelin beni derleyin diye çağırır insanı çay bahçesi. Sonra yeşil, leylin kızı Leyla’nın kara gözlerinden ilham alır; Mecnun gibi yanar tutuşur içinde ah taşıyan siyaha çalar. Kara çay denir adına. Kara bir ara renktir yeşille yakut rengi arasında. Leyla’nın teni suya değince işin rengi değişir. Suyun yüreği kanar, Leyla’ya olan sevgisindendir bu hâl. Bu hâl aşkın çay hâlidir. Suyun yazdığı en güzel şiirdir demlik sinesinde.
Damakta bıraktığı burukluk, bazen gönlede sirayet eder çayın. Çayı bizim insanımız bir başka benimsemiştir. Mütevazı ortamlarda sevgisiyle harmanladığı çayı eşiyle dostuyla paylaşmaktan ayrı bir haz alır Anadolu insanı. Çay ısmarlar hiç tanımadığı birine bazen. O bir bardak çay, dostluğun kapısını aralar. O kapı ölünceye kadar kapanmaz artık. Çay ısmarlama kültürü kadar, evine iş yerine gelen konuğuna çay ikram etmekten de ayrı haz alır bizim insanımız. Sanki çay, dostluk nağmesine düşülen dipnottur. Eskimeyen pörsümeyen hatırdan çıkmayan dipnot…
Güzel çay demlemek için, avadanlığa ve billur gibi suya ihtiyacınızın yanında sevgiye ve içtenliğe de ihtiyacınız vardır. Sevgidir çayın kekreliğini alan iksir, dostluktur bilesiniz…
Ankara, 31.08.2012 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.