- 1042 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLAR HEPİMİZİN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yapılan araştırmaya göre Türkiye’de sokakta yaşayan ve küçük yaşta çalışmak zorunda kalan 42.000 çocuk vardır.(2006 yılı verilerine göre) Bu çocukların sokaklarda yaşamasının veya çalışmasının nedenlerinin başında kentleşme, göç ve parçalanmış ailelerin yaşadıkları sorunlar gelmektedir. Yoksulluk, bazı ailelerin, çocuğun kazanç getirmesini eğitiminin önünde tutmasına neden olmaktadır. Çoğu kez ekonomik ve sosyal baskılar yüzünden dağılan aileler de çocukları risk altına sokmaktadırlar.
Sokakta çalışan bir çocuğun akşam olunca gideceği bir evi vardır. Ama sokakta yaşıyorsa eğer bundan mahrum demektir. Bu çocuklar genelde okula gitmiyor, gidemiyorlar.
İster evi olsun ister olmasın sokakta çalıştıkları sürece çocuklarımız şiddet, istismar ve her türlü sömürüye maruz kalma riski altındadırlar. Bu riski bazen gerçek de oluyor. Basında her gün benzer örneklerini görüyoruz duyuyoruz. Bir de duyup görmediklerimiz var. Kendini suçlu hissedip saklayanlar, tehditle susturulanlar var.
Bir çocuk sokakta yaşıyorsa sorunları çok daha karmaşıktır. Bu çocukların kendilerini korumak ve sorunlarıyla başa çıkmak için sığınacakları tek şeyin şiddet olduğunu da biliyoruz. Bunun yanında uyuşturucu, karnını doyurmak için hırsızlık yapmak gibi suça yönelik davranışları, yaşamını sürdürmek için gerekli gören bu çocuklar toplumda ciddi sorunlar doğurmaktadırlar. Suç onların mı? Tabii ki değil toplum olarak hepimizin. Çünkü onlar bizim çocuklarımız, bizim geleceğimiz. Öyleyse çözüm bulmak da hepimizin görevi. Elimizi taşın altına sokup sosyal sorumluluk projelerinde görev almak insan olmanın gereklerinden biri değil mi? Birey olarak tek başımıza bir şeyler yapamasak da elele vererek bazı şeylerin üstesinden gelebiliriz.
“Tinerci ya da sokak çocuğu” deyip dışlamak yerine yardımcı olup, kurtulmalarına yardımcı olmak hepimizin görevidir. Bu çocukları korumak sosyal bir devletin görevleri arasındadır. Devletin elinin uzanamadığı yerlerde görev bizlere düşmektedir. “Bir çocuk kurtulur, toplum kurtulur.” Öyleyse ne duruyoruz?
Sokakta ayakkabı boyayan 7-8 yaşlarındaki bir çocuğa para vermeye kalkan bir bayan, karşılaştığı tepkiyi anlatırken ne kadar utandığını dile getiriyor bir arkadaş toplantısında:” küçücük çocuğun çalışmasına üzüldüm, eline birkaç kuruş vereyim dedim, yüzüme acı bir şekilde bakıp:- ben dilenci değilim teyze, demesi beni utandırdı.” Böylesine gururlu ve dik duruşlu bu çocuğun yeri sokalar mı olmalı? Sorarım sizlere, okula gitmek varken neden sokaklarda çalışıyor?
Yakından şahit olduğum bir olay ise günlerce rüyalarıma girip kabuslar yaşattı bana. 12- 13 yaşlarında bir kız öğrenci yakın arkadaşız bir mektup yazıp verir ve iki gün sonra açmasını tembihler. Mektup arkadaşının annesinin eline geçer, anne içgüdüsü ile kadıncağız açıp okur mektubu. Mektupta yazılanlar kanını dondurur ve ne yapacağım derdine düşer, sonunda benimle paylaşmaya karar verin. Mektupta üç aylık hamile olduğunu bu durumdan kurtulmak için intihar etmeyi düşündüğü yazılıdır. Okuyan dostlar bin bir türlü düşünceler üreteceklerdir kafalarında ama öylesine masum ve öylesine çaresiz ki bu kızımız bana “midemi yıkasalar geçer mi öğretmenim? “ diyordu. Birkaç anne elele verip kızımın bu sorunu en az hasarla atlatması için çözümler ürettik. Bu hikayeyi daha açık ve detaylı yazmıyorum. Ama bu tür olaylar inanın az değil.
Çocuklarımızı sokaklardan kurtarmak, tüm kötülüklerden korumak için yapmamız gerekenler herkes tarafından biliniyor aslında. Korunma evleri açılsın, koruyucu aileler çoğalsın, bu konuda faaliyetlerde bulunan Sivil Toplum örgütlerine yardımcı olunsun, aileler bakacakları kadar çocuk sahibi olmaları yönünde eğitilsin; daha onlarca çözüm yolu sayabiliriz değil mi? Peki bunları biliyoruz da sokakta yaşayan ya da çalışan çocuk sayısı her geçen gün neden çoğalıyor? İşte asıl görev burada başlıyor. Öncelikle nedenler tespit edilip onların giderilmesine çalışılmalı. Toplumun tüm bireyleri eğitilmeli. İş birliği ile herkes bu sorunları bir köşesinden ya da bir çocuğumuzun elinden tutarak bu sorun azaltılabilir. Tamamen bitmesi zamana bağlı sanırım.
Çocuklar bizim geleceğimiz. Onlar hepimizin. Bireyleri sağlıklı ve huzurlu olan toplumda sağlıklı ve huzurlu olacağını unutmayalım. Bir çocuğumuzu kurtarabilirsek inanın toplum kurtulacaktır. Eğitim- öğretim herkesin hakkı. Sokaklarda çalışmak yerine okulda okumalarını sağlamak için yardım edebiliriz onlara. Sokakta yaşanların devlet himayesindeki yurtlarda barınmalarını sağlamak için yardımcı olabiliriz. Yurtlarda yaşayan çocuklarımıza koruyucu aile olup hiç olmazsa özel günlerde sevgi ortamında bulunmalarını sağlayabiliriz.
Çocuklarımızı kurtarmak, eğitmek, geleceğimizi de kurtarmak değil mi bir yerde.
Bugün kendimizi o çocukların yerine koyup empati kurmayı deneyelim. Ve o çocukları düşünelim bir an olsun. Şiddete, tacize maruz kalan, uyuşturucuya alıştırılan ve yaşamını sürdürmek için küçücük yaşta çalışan ya da çeşitli suçlara bulaşan çocukları düşünelim. Evsiz, sokakta yaşayan, köprü altlarında, ATM’lerde parklarda, soğukta yağmurun, karın altında yatan –yaşayan çocuklarımızı düşünelim. Gece yastığa başımızı huzur içinde koyabilir miyiz?
Çocuklarımızı koruyalım. Onlar hepimizin. Onlar geleceğimiz.