EN YAKIN NEREDEN GELDİK
Dönem dönem sosyolojik ve toplumsal analizler yapmak mümkündür. Türkiyemizde 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrası belkide bu işin tamda yapılması gereken dönemlerdir.
12 Eylül solun tamamen tırpanlandığı köklerine zehirli ilaçlar serpildiği bir dönemdir.
Sendikaların, siyasal partilerin önlerine çeşitli setler konuldu, sınıf ve siyasal iktisat merkezli örgütlenme bastırıldı. Paylaşım ve yardımseverlik, kendini topluma adamak gibi değerler unutturuldu.
Neler kazanıldı diye baktığımızda; buna kazanç denirse tabii.. 24 Ocak kararlarıylada birlikte sadece kendi çıkarlarını gözeten, neoliberal iktisatı temel alan ve güçlünün zayıfın üzerine basarak yükselmesini yücelten ortalama zihinli bireyler yetişmesi istendi.
Eğitim ve Öğretimdeki kalite hızla düşürülmeye başlandı. Araştıran, sorgulayan, haksızlıklara isyan edebilen bireyler yerine; biat eden, kaderci eğitim güçledirildi.
İmam-Hatip liseleri sayıları hızla artırıldı, üstelik bu okullara kız öğrencilerde sanki imam olacakmış gibi alındı. Amaç milliyetçi-mukaddesatçı nesil yetiştirmekti.
Danıştay baskınını gerçekleştiren şahsın Milli Eğitim müfettişi olan babası haykırıyor..
Ben oğlumu , milliyetçi mukaddesatçı yetiştirdim..... aslında yetişen bir katildi, yetişen şeriat ilanı isteyen biriydi.
Üniversitelerde türban isteriz yetmez her yerde isteriz denilirkende, devletin en temel ilkesinin laikliğin hedef alındığı bilinen bir gerçekliktir. İşin öbür ayağı milliyetçi nesil yetiştirmek üzere yola çıkanlar, Türkiyedeki etnik gruplar arasındaki ayrımı artırmaktan Fıratın öbür tarafını yaratmaktan bölücülüğü zirveye taşımaktan başka ne yapmışlardır.
Sonuçta; 12 Eylül de ilan edilen mukaddesat- şeriata, Milliyetçilik bölünmeye dayanmıştır. Emeği geçenlere ve hala bu değirmene su taşıyan aymazlara ne demeli bilmiyorum...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.