Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
karadereli
karadereli
@karadereli

KURAN'LA HATIRLANMAK

17 Ağustos 2012 Cuma
Yorum

KURAN'LA HATIRLANMAK

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1676

Okunma

KURAN'LA HATIRLANMAK

KURAN'LA HATIRLANMAK

KURAN’LA HATIRLANMAK

Ahşap bir köy evinin odası… Altı ahır… İnek ana buzağıya bağırsa duyarsın…
Daha neler? Orada uyuduk, büyüdük biz…
Pencere dibinde, tahtadan kilim örtülü basma yün minderli sedir. Başucunda, ahşap çekmeceli bir masa. Diğer ucunda, ahşap kapılı dört tarafı kapalı banyo dolabı… Girersin yıkanırsın. Dibinde şimdilerin şöminesine benzer içinde eskimiş kazıkların, parçalanamayan budaklı kütüklerin yakılarak kış günlerinde ısınıldığı, “Demir sacayak” üzerinde, toprak tencere ve kazanlarla yemeklerin pişirildiği, banyo sularının ısıtıldığı şöminemiz… Bizim ocağımız…
Yanında, ana-babanın demir karyolası. Diğer duvar dibine bizim çöp yatağımız, tahta yere serilirdi, uyurduk…
Tahta altında, eskiden çoğunlukla, köy evlerinde olduğu gibi? İneğimiz... köşede tokat(kapılı bölüm) içinde buzağısı vardı...
Gelen sesler de malum...

Kış geceleri, bazen yerdeki dokuma kilim üstünde, üç ayaklı sacayakların köşesi kullanarak, mısır eviklerdik. (Taneyi somak=eşelekten ayırmak).
Annem o kış gününde kurutacak. Babamda çarşıda zahireci Ömer amcaya satacak. Eve yemek içmek alacak. Gelirken, bize akide ya da kızamık şekeri , bisküvi lokum alırdı. Birde çarşı ekmeği…
Hele birde çakı aldı mı? Sevinçten dört köşeyiz. Hayvan güderken (otlatırken sopa keserdik...
Bir bayram arifesi, mavi kayrıko (naylon ayakkabı)almıştı.
Gece onla uyumuştum...
"Babam" Namazında niyazında dinini iyi öğrenerek, yaşamaya çalışan alçak gönüllü bir fukara insandı.
Camide bile kimse olmazsa ezan okur, müezzinlik yapar, namaz kıldırırdı.
Bize Allah’ı, Peygamberi anlatırdı. Ürperirdik bazen. Yemeklerde ve her işe başlarken, "bismillah" demeyi, israf etmemek için, tabağımızdakileri bitirmemizi, ekmek kırıntılarını yerlere dökmememizi, kısaca, iyi bir Müslüman, olmamız için elinden gelen bilgi ve donanımımızı vermeye çalışırdı.
Gönül kırmamamızı sık sık öğütlerdi…
Namaz vakitleri namaza zorlardı. Namaz vakitleri eve uğramaz, babamız camiye gidince yemeği yer alelacele çıkardık evden?
Ah şeytan...peşimizi hiç bırakmayacak? Son nefese kadar...
Küçük yaştan beri, orucumuz ve cuma namazlarımızı terk ettiğimi hatırlamam.

Oda duvarında, işlemeli beyaz bez çanta içinde asılı Kuran’ı Kerim.
Babam, sedirin başındaki masada, gözlüklerini takar, gece gündüz vakitli vakitsiz saatlerde, gaz lambası ışığında, sık sık Kuran okurdu.
Gölgesi duvara düşerdi. Babamı, oradan seyrederdim. İçim bir hoş olur. Rahatlardım.

Odamız geniş bir tahta salona açılırdı. Buraya "hayat" derdik. Merdiveninden odalara, annemin dokuduğu ya da eski basmalardan ördüğü yolluklardan başka bir şey yoktu. Arkada komşu balkonuna bakan küçük bir pencere vardı. Çoğunlukla camı kırık veya açık kalırdı. Perdesi küçüktü zor örterdi.
Komşu çocukların babası, manevi hayata biraz ilgisizdi. Babam bu yüzden sık sık görüşmezdi. Dargında değildi. Çocukları, bizim kardeş gibi sevip saydığımız birlikte olmaktan mutlu olduklarımızdı…
Babam, sık sık Kuran-ı sesli okurdu…

Geçenlerde; küçük yaşta İstanbul’a giden, orda iş kurup yaşayan komşu oğlu, Sabahattin ağabeyimle kızkardeşi, Seniha’ın oğlunun düğününde karşılaştık.
20—25 yıldır görüşmemiştik. Hasretle birbirimizi kucakladık. Küçüklüğümde çok sevdiğim bir abimdi. Kardeşler içinde, manevi hayatı daha iyi yaşadığını duyardık. Rabbimde bereketini vermiş, rahatının iyi olduğu söylenirdi.
Recep, dedi. Gözümün içine sevecen ve hasretle bakarak, “özlemişim hep görüşelim.” Sanki ben özlemedim. “Telefonunu ver. Bende gelirim sende gel fırsat buldukça görüşelim “ dedi. İkimizde kavuşmanın hazzı içindeydik.

Sabahattin abim heyecanla;
-Neyi unutmuyorum, biliyor musun?
Hele köy aklıma düşünce, Hani İsmail amca sesli sesli Kuran okurdu ya, ben, çocuklen manevi zevkle dinlerdim...
Hep aklıma gelir."dedi...

Öyle sevindim ki! Ağlamak geldi içimden... KURAN SESİ’NİN ruhlara işleyişinin teyidini görüyordum.
İnanan, O babanın oğlu olmaktan bir daha gurur duydum.
Rahmeti Rahmana kavuşan birinin, iyi hasletleriyle anılması ne güzel…
Hele KURAN’ a verdiği sesin maneviyatı güzel insanlara tesir etmesi.
Bu hayırlara koşmanın açık getirisi,
Teşekkürler,
... ağabey... Cümlemizin ölmüşleri ile beraber.. Rahmetin bol olsun, babam. Makamın, cennet inşallah...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kuran'la hatırlanmak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kuran'la hatırlanmak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KURAN'LA HATIRLANMAK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
18.8.2012 05:45:08
duygulu bir yazı.Çok güzel anlatım.Allah cümlesinden razı olsun.eskiler bir başkaydı dost bir başka.Özleniyor.ama giden gelmiyor ki geriye.
kutlarım kalemi.
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
17.8.2012 23:40:48
Eski yıllara götürdü yazınız.Dedem gillerde kaldığım günler sabah namazından sonra sesli okurdu uyku sersemliğinde dinlerdim,büyüyünce bende okuyacağım derdim içimden.
Tebrik ederim saygılarımla.
Mehmet Ziya Dinç
Mehmet Ziya Dinç, @siirlerinziyasi
17.8.2012 23:21:08
Allah rahmetini bol eylesin..

İşte örnek bir baba ve oğul hikayesi

İnanın bu yaşadıklarınızı aynen yaşamış biriyim

İnsan çocukken ne görürse onu yapar..

Biz henüz 7 yaşlarında Kur'an öğrendik
Anne baba okuyunca çocuklarda nasipleniyor..

Ayrıca eski kitaplar vardı Osmanlıca "siyeri-nebi, Muhammediye" onları da sayelerinde öğrendim ve okurum hala

Benim için değerliydi makaleniz

saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.