- 7250 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin / Sinan Yağmur
Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin / Sinan Yağmur
Sinan Yağmur, geçtiğimiz temmuz ayında yayımlanan “Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin” başlıklı kitabını Profil Yayıncılıktan çıkardı. Kitap 232 sayfadan oluşuyor. İçeriğine dair ilk göze çarpan: kullanılan metindeki yazıların büyük olması. "Keşke..." diyor, içimden bir ses: “Bir punto daha küçük olsaydı yazılar”. İç sayfaların sağ ve sol şeritlerindeki gül desenleri, okuyucunun dikkatini dağıtıyor. Kitabı okumaya başladığınız andan itibaren bu iç mırıldanmaların yerini, büyük bir derinlik alıyor. Hani her şart ve ortamda okunulması kaçınılmaz olan kitaplar vardır; dilin, içeriğin, mekân ve zamandaki akışın ustaca işlendiği usta işi kitaplar... Bu da onlardan biri.
"Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin / Sinan Yağmur" rengini içinde barındıran, su gibi aktı denilecek bir anlatımın çizgisini taşıyor. Üslubu etkili kılan en büyük etken, cümlelerin kısalığı. Yazarın olayları kahramanının dilinden aktarması ise, gerçekliği okuyanın soluğuna direk yansıtan ayna görevini üstlenmekte.
Kapak tasarım, kitabın içindeki çöl rüzgârlarının ağıtını sermiş sanki, okuyucunun merak dürtüsüne. Kapaktaki kompozisyon, kitabın içindeki her anlamı heybesine almış tek bir tarif gibi. Kahverenginin en koyu tonundan en açık tonuna doğru akan tasarım, kahramanın kılıcına ufkun sonsuzluğunu savuracak olan bir gölgenin duruşu ile betimlenmiş. Kılıcını çölün koynunda asıl olan mânâya duâ olup yağdıracak olan duruş, insanlığın inanca, cesarete ve aşk’ın gerçek makamına yağdıracağı yağmur izlenimini de vermekte.
Sinan Yağmur kitaplarındaki ortak dil, bu kitapta da mevcut. O öyle bir dil ki, bir ergeni de sarıp sarmalayan, bir gencin filizlenen düşüncelerinin çınar ağacı sabrına giden yolunu da kaplayacak olan ve yaşamın tüm basamaklarını tırmanıp sona doğru gidişin o tatlı huzurunu soluklayacak olanın da ruhuna hitap edecek bir sunum. Yani 7’den 77’ye hitabın örnek gösterilecek şekli demek sanırım durumun özeti olacaktır.
Bu karşı konulamaz başarının şifresi: İnanmak ve inandırmak kelimelerinin insanlığa şartsız hizmet mühründeki sessizlik olsa gerek. Bu sessizliğin sancılı doğumundan bize kalansa, kâinata armağan edilen hikâyelerin çöl dergâhından çıkıp yürekleri ıslatırken âhiri özleten derinliğine şahitlik etmemizdir.
"Kerbela/Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin" evrensel bir ağıtın bize gelen damlasıdır.Yazar, sorgularken iğnelemeyen, ağlarken ve ağlatırken utancı değil; insanın içinde bir yerlerde sakladığı özeleştiri aynasına baktıran, doğruyu işaret ederken yanlışın kanına girmeyen, dinimizi tarif ederken dinsizliğin topraklarına tecavüz etmeyen, duânın duvağını açarken tek bir rengi değil; renklerin yudumlandığı anlamı, okurun dimağına yükleyen ve sabrın yaşama değil; ahiretimize kan bağışı yapan asıl elçi olduğunu vurgululuyor. İşte bütün bu tarif okuyandaki nefeste saklı kılan mânâdadır asıl sır!
Kerbela, fedakârlık ve adaletin iktidar sofrasına zülüm içeceği ile oturanlarla karşı karşıya gelmesindeki acı bir tarih çığlığıdır! Kerbela, Kûfe ihanetindeki utanç verici kısırlığın hazin kanamasıdır! Kerbela; gâfillerin, ihanetin toprağında insanlığı kundakladığı ağulu sağanaktır!
Söz konusu kitap, tarihin bu utanç rengine ve karanlık çığlığına “Kim bir bardak soğuk su içerse beni hatırlasın.” sloganı ile sonsuz bir mühür vuruyor. Bu cümle evrene vicdan, merhamet, inanç ve karanlığın kuruttuğu asıl insanlık denizini, yine insanla doğurmak mesajını vermek istemiş; ki hatırlamak bir daha gerçekleşecek vahşetleri durdurmanın ilk adımı olsun.
Sayın Sinan Yağmur’un Kerbela’yı işleyişindeki sır, acının kuyusuna ancak kitabı, yüreğiyle okuyabilenlerin inebilme şansını vermesidir. Acının kuyusuna inebilmek, yaratılışın en bakir erdem hazinesidir. Değerli yazar yazdığı birçok kitapta bu yolu izlemektedir. Okurla hemhâl olan yanı kazanımın insan adına olan artısıdır.
Ve!...
Önsöz ve sonsöz arasında tarihin insanlığa çivilediği susuz çığlıkların, besmele yüklü bulutlara kanat çırpmalarıyla kitabın bize sunduğu elçilik, hiç bitmeyecek bir hiçliğin imzasını taşıyor!
Mehtap ALTAN
2012
YORUMLAR
İçimin kan ağladığı bir demde, kaleme aldığım yazımla katılarak kutlamak istedim sizi...
KERBELA KÜLTÜRÜ
Yine bildik bir akşamdı. Televizyon, çok zaman ayırdığım bir şey değil. Bir an, gözüm kaydı,"41 kişinin öldürüldüğü" alt yazısı geçiyordu bir kanalda; kanım dondu !
Değerli Dostlar! Haklı da olsa, hiç bir neden beni ilgilendirmiyor. Bu yapılan vahşetin adı yoktur. Henüz kimden ve nerden geldiği,hiç mi hiç önemli değil. Neye yanıyorum bilir misiniz? Hani Allah’a inanıyorduk ya,hani biz sevgi dini müslümandık ya, hani Mevlana ve Yunus bizim di ya, hani bu topraklar onlarca peygamberi ağırlamıştı ya,hani yine onlarca dine nüvelik yapmıştı ya;bu nasıl iş?!...
Belli ki,1450 yıla yaklaşan müslümanlaşma süreci,doksan yıla yaklaşan cumhuriyet dönemi,zihniyet değişimimize zerre katkıda bulunmamış. Bir arpa boyu yol alamamışız ne acı! Belli ki,bu içeriden düşman yaratma ve katletme kültürünün çok derin kökleri var. Düşündüm de; bu coğrafyada, Kerbela Vakası’nın da bir neden değil, bir sonuç olduğu kanaatine vardım. Yani Kerbela’da bile haklı ve haksız aramanın bir anlamı yokmuş. O da sıradan bir sonuçmuş. Çok sıradan...
Demek bu anlamda, yapılacak iş;çağlar boyu devam eden, içinden düşman yaratma kültürünü anlamaya çalışmak...İnsanın böyle bir acımasız yanının olduğu tarihi tecrübeyle sabit. Ama,onca din,onca ideoloji,onca düşünce, bu acımasızlığa çözüm olamadılar....Bu nasıl bir psikolojik ve sosyal yapılanmadır ki,bunca çaba bir gece karanlığında tümüyle anlamsız kalıyor...Bu nasıl bir algılama biçimi? Sahiden anlamaya çalışıyorum,sizler de çalışın...
Bu içeriden düşman yaratma kültürünü çözmeden ,yapacağınız her iş,atacağınız her adım anlamsız kalacaktır. Dökülecektir bir gece karanlığına, yağmur yerine, kan yağacaktır sağnak sağnak!...
Bu kaçıncı Kerbela’dır yürekleri yakan ?...
Biliyorum,ne yazsam anlamsız kalacak bu dem, "Boşa konuşma madem !"...
Selam,saygı...
Mehtap ALTAN
teşekkür ederim...
hacerR
saygımla..
hacerR
her dem saygımla..
Sizi takip edebilmenin en keyifli yanı bu işte: hiçbir şeye geç kalmıyor insan, hayata bile:)
Kitabın can alıcı noktalarını süzmeniz bir yana, eminim yazar bile bu kadar iyi tafir edemezdi içerisinde yazılanları. Şimdi kitapçı raflarına yönelme zamanı:)
Tebrik ediyorum, hem kaliteyi sunuşunuzu hem de pazarlama kabiliyeti kokan anlatımınızı.
Mehtap ALTAN
Sevgili Umut Kaygısız ...
Teşekkür ederim çok...
keşke şu anda kitap yanı başımda olsaydı dedim..hassaslığını okurken ki itinanı özenini bilirim..bilirim ki değerli olanın hakkını verir bu kalem...Sinan Yağmur'un 3 kitabı var şu an baş ucumda okunmayı bekleyen ara sıra satırlarında gezinmiştir gözüm ve Kerbela... ne beladır her Müminin yüreğinde En Sevgilinin sevgililerine yapılan zulüm mümin kalplerde kanayan yaradır ...Peygamberimizin öptüğü kokladığı başa reva görülen, insanlığa ihanettir kerbela mutlaka okuyacağım hele böyle bir kalem tanıttı ki okumak için önceliğe alacağım
sevgiler selamlar kalemi güzel gönlü güzel kendi güzel arkadaşım
Mehtap ALTAN
Peygamber efendimizin emanetlerine kanla sahip çıkışın hazin öyküsü!:(
S u s t u m...
Merhaba...
Eserlerin tanıtımında iletişim ve propagandanın ne denli etkili olduğu bilinmekte...Umarım eser böyle bir tanıtımı hak ediyordur...
Kerbela vakası çok kritik bir olgu...Hem bilgiyi hem de insaflı ve objektif olmayı gerektirmekte...
Eseri okuyacağım...
İslam tarihindeki en zor konulardan biridir Kerbela...
Olayların aynen saptanıp, hiç kimseye ne fazla ne eksik haksızlık yapılmaması gerekmektedir...
Çünki bir yanda Ehl-i Beyitin göz bebeği var...Peygamber Efendimizin gözbebeği,sevgili torunu...
Diğer yanda da tarihin yapraklarında kalan detaylar, gerçeğe ışık tutulmasını güçleştirmektedir...
Çok sorumluluk ve vebal isteyen bir konu...Umarım gerçekler yansıtılmıştır...
Böyle bir eserin tarafınızca tanıtılması bir şans doğrusu...
Emeğinizi ve ilginizi takdir ve tebrik ediyorum...
Saygılarımla değerli kalem...
Mehtap ALTAN
Yazar çok daha hassas ve titizdi...
Düşünceleriniz için teşekkür ediyorum...
Kerbala önemli bir tarih...peygamber rüyası...
Elbette o susuz günleri...ateşli günleri yeni nesle basit ve sade bir dille anlatma becerisi de güzel bir uğraş. ( Şahsen böyle olmamasını istememe rağmen, gerekliliği zaman içinde mahfuzdur.)
Tanıtıma gelirsek, pek çok tanıtım yazısı okuyup da kitap alan birisi olarak, bu yazıyı okuduktan sonra da isterdim en azından kitaplık da mevcut olsun bu kitap.
Teşekkürler emeklere...
Hürmetle..
Mehtap ALTAN
Hemen çekiyor insanı kendine...
Ve konunun gerçeğe sadık kalarak aktarılması kalıyor geriye...
Kitaplığına bir kitap kazandırmanın sevinciyle diyeyim o vakit...
Teşekkürler Hakkk...
Bilgilendirme ve tanıtım için teşekkürler... Tema herne olursa olsun üslup akış hep güzel.
Sayfanıza geldiğimde ne yalan söyleyeyim gönlüm istedi-diledi ki kitabın önsöz sayfasını yazdığınız (daha öncesinde olduğu gibi) haberini öğrenelim.
Umarım kitabı aldığımda kapağını açtığımda önsözün kaleminizden yazıldığını görüp hoş bir sürprizle karşılaşır ve mutluluğunuza ortak olup gururlanırız bir okur olarak...
Sayın Yağmur'un yeni kitabı hayırlı ve okuru bol olsun.
Sevgiyle...
Mehtap ALTAN
Değerli düşünceleriniz için teşekkür ediyorum Sevgili Sera...
kitap hakkında yorum yazmam doğru değil ,okumadan bilemem ama tanıtımına teşekkürler
.
sevgiler
Mehtap ALTAN
Gerisi kitabı okuduğundaki düşüncelerine kalıyor...
Sevgimle...
Kerbela üzerinde herkesin kalem oynatabileceği bir konu değil..son dönemler de kaleme alınan benzer eserler çokluğu ve roman kurgusu ile ele alınması nedeniyle gerçek ve kurgu arasındaki tehlikeye yol açmakta ve yezidi bir fitnenin bütün inanlara yüklenmesi gibi bir sonuça götürmektedir.Bu bağlamda nazik bir konun kaleme alınması riskinin uzmanlık gerektirdiği düşünerek romansal kaleme alınmışların okuru yanlış anlamalara sevk edeceğini belirterek..nice yeni yazımlara diyorum.Selam ve saygılar.Şimdiden hayırlı bayramlar.
Mehtap ALTAN
Sayın Sinan Yağmur ile birlikte çalışma şansına sahip olduğum için onun bu konulardaki derin emeğini, belgelere dayalı çalışma tarzını, dini ve tarihi gerçeklere sadık kalışını görenlerdenim. "Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin" kitabını okuduğunuzda eminim aynı fikirde olacağız...
Düşünceniz değerliydi size de Hayırlı Bayramlar diyorum...
Sevgi ve Saygı ile...
Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin / Sinan Yağmur
Sinan Yağmur, geçtiğimiz temmuz ayında yayımlanan “Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin” başlıklı kitabını Profil Yayıncılıktan çıkardı.Kitap 232 sayfadan oluşuyor. İçeriğine dair ilk göze çarpan: kullanılan metindeki yazıların büyük olması. "Keşke..." diyor, içimden bir ses: “Bir punto daha küçük olsaydı yazılar”. İç sayfaların sağ ve sol şeritlerindeki gül desenleri, okuyucunun dikkatini dağıtıyor. Kitabı okumaya başladığınız andan itibaren bu iç mırıldanmaların yerini ,büyük bir derinlik alıyor. Hani her şart ve ortamda okunulması kaçınılmaz olan kitaplar vardır;dilin, içeriğin, mekân ve zamandaki akışın ustaca işlendiği usta işi kitaplar...Bu da onlardan biri.
"Kerbela Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin kitabı/ Sinan Yağmur" rengini içinde barındıran, su gibi aktı denilecek bir anlatımın çizgisini taşıyor. Üslubu etkili kılan en büyük etken, cümlelerin kısalığı. Yazarın olayları kahramanının dilinden aktarması ise, gerçekliği okuyanın soluğuna direk yansıtan ayna görevini üstlenmekte.
Kapak tasarım, kitabın içindeki çöl rüzgârlarının ağıtını sermiş sanki okuyucunun merak dürtüsüne. Kapaktaki kompozisyon, kitabın içindeki her anlamı heybesine almış tek bir tarif gibi. Kahverenginin en koyu tonundan en açık tonuna doğru akan tasarım, kahramanın kılıcına ufkun sonsuzluğunu savuracak olan bir gölgenin duruşu ile betimlenmiş. Kılıcını çölün koynunda asıl olan mânâya duâ olup yağdıracak olan duruş, insanlığın inanca, cesarete ve aşk’ın gerçek makamına yağdıracağı yağmur izlenimini de vermekte.
Sinan Yağmur kitaplarındaki ortak dil, bu kitapta da mevcut. O öyle bir dil ki, bir ergeni de sarıp sarmalayan, bir gencin filizlenen düşüncelerinin çınar ağacı sabrına giden yolunu da kaplayacak olan ve yaşamın tüm basamaklarını tırmanıp sona doğru gidişin o tatlı huzurunu soluklayacak olanın da ruhuna hitap edecek bir sunum. Yani 7’den 77’ye hitabın örnek gösterilecek şekli demek sanırım durumun özeti olacaktır.
Bu karşı konulamaz başarının şifresi: İnanmak ve inandırmak kelimelerinin insanlığa şartsız hizmet mühründeki sessizlik olsa gerek.Bu sessizliğin sancılı doğumundan bize kalansa, kâinata armağan edilen hikâyelerin çöl dergâhından çıkıp yürekleri ıslatırken âhiri özleten derinliğine şahitlik etmemizdir.
"Kerbela/Aşk’a Belâ: Hz. Hüseyin" evrensel bir ağıtın bize gelen damlasıdır.Yazar, sorgularken iğnelemeyen, ağlarken ve ağlatırken utancı değil; insanın içinde bir yerlerde sakladığı özeleştiri aynasına baktıran, doğruyu işaret ederken yanlışın kanına girmeyen, dinimizi tarif ederken dinsizliğin topraklarına tecavüz etmeyen, duânın duvağını açarken tek bir rengi değil; renklerin yudumlandığı anlamı, okurun dimağına yükleyen ve sabrın yaşama değil; ahiretimize kan bağışı yapan asıl elçi olduğunu vurgululuyor. İşte bütün bu tarif okuyandaki nefeste saklı kılan mânâdadır asıl sır!
Kerbela, fedakârlık ve adaletin iktidar sofrasına zülüm içeceği ile oturanlarla karşı karşıya gelmesindeki acı bir tarih çığlığıdır! Kerbela, Kûfe ihanetindeki utanç verici kısırlığın hazin kanamasıdır! Kerbela; gâfillerin, ihanetin toprağında insanlığı kundakladığı ağulu sağanaktır!
Söz konusu kitap, tarihin bu utanç rengine ve karanlık çığlığına “Kim bir bardak soğuk su içerse beni hatırlasın.” sloganı ile sonsuz bir mühür vuruyor. Bu cümle evrene vicdan, merhamet, inanç ve karanlığın kuruttuğu asıl insanlık denizini, yine insanla doğurmak mesajını vermek istemiş; ki hatırlamak bir daha gerçekleşecek vahşetleri durdurmanın ilk adımıdır.
Sayın Sinan Yağmur’un Kerbela’yı işleyişindeki sır, acının kuyusuna ancak kitabı,yüreğiyle okuyabilenlerin inebilme şansını vermesidir. Acının kuyusuna inebilmek, yaratılışın en bakir erdem hazinesidir. Değerli yazar yazdığı birçok kitapta bu yolu izlemektedir. Okurla hemhâl olan yanı kazanımın insan adına olan artısıdır.
Ve!...
Önsöz ve sonsöz arasında tarihin insanlığa çivilediği susuz çığlıkların, besmele yüklü bulutlara kanat çırpmalarıyla kitabın bize sunduğu elçilik, hiç bitmeyecek bir hiçliğin imzasını taşıyor!
Mehtap ALTAN
2012
KUVVA
İzninizle,yazım-noktalama ve anlatım yanlışlarını düzelttim naçizane.
Selamlar.
Mehtap ALTAN
Ve gerekeni en ince düzenlemeye kadar yaptım...
Sonsuz saygımla...
Eee biz de boşuna demiyoruz "Şiir Kadın" diye:))
Çocuğunuzdan bir bardak çay isterken de şöyle diyorsunuzdur muhtemelen:))
"Ey canımın çekirdeği, gül yaprağı ellerinden ince belli, gelin telli bir bardakla lâl kıvamı bir çay içmek beni bahtiyar edecektir."
Şaka bir yana,Mehtap Altan'a gıcığım.
Yahu nereden buluyor bunca alengirli sözü arkadaş?
Kitap tanıtımında bile sanat var.
Ne diyeyim Allah'ından (güzellik) bul emi:))
Mehtap ALTAN
Düşünceleriniz için teşekkür ediyorum ...
Ayrıca kitabı okuduğunuzda sanatın dışında yaşamın ve tarihin içinde Kİ asıl sızının çıplak ağıtını göreceksiniz...
Sevgiyle...
Ayrıca "Kim bir bardak soğuk su içerse beni hatırlasın" cümlesi gerçekten insana ne diyeceğini şaşırtan, son derece vurucu bir cümle. Sadece bu cümle bile kitabın içindeki derinliği ve hüznü okura yansıtmaya yeter...
Mehtap ALTAN
Bebek, çocuk, kadın,Ehli Beytten oluşan 72 tane canın hırsın karşısında onurlu savaşı!
Fırat'ın sularının utandığı çaresiz kaldığı bir karanlık!...
Peşin peşin söylemeliyyim, gerçekten kitaba odaklanmış bir tanıtım yazısı okudum. Birincisi bu çok güzel olmuş.
İkincisi bu tanıtımla okuyacak bir kitabımız daha oldu.
Yazara da, sana da başarılar diliyorum.
Yolunuz açık olsun.
Yürekten tebrikler Mehtap.
Mehtap ALTAN
İkincisi o zengin kitaplığına bu kitabı da alacağını bilmek mutluluk verici...
Üçüncüsü duaların eksik olmasın kalemimin ve geleceğimin üzerinden...
Teşekkür ederim...
Aynur Engindeniz
Ben teşekkür ederim. Bu tanıtım olmasa benim bu kitaptan kimbilir ne zaman haberim olurdu:)
Tekrar yolun/uz açık olsun.
'Kim bir bardak soğuk su içerse beni hatırlasın'
Hiç unutmadım ki:(
12 yaşındaydım Kerbela Vakası diye bir kitap okumuştum. Bir arkadaşımın hediyesiydi hala o gün ki gibi içim yanar. Sonra kayboldu o kitap lojmanlarda ordan oraya savrulurken hayat rüzgarıyla ama ben hiç unutmadım niyetliyken iftarı beklediğimde susuz, su içmemem gereken ameliyat sonraları ve her susayıp suya elimi attığımda bu utanç içimi yaktı yine çünki ben su bulabiliyordum.
Almam ve okumam gereken kitaplar arasına aldım bu kitabı.
Teşekkürler güzel tanıtım için. Sevgiler.
Mehtap ALTAN
Sonrasında derin bir acı, hüzün ve ders verici anlar...
Kaybettiğiniz kitabın yerini alabilir bu kitap kimbilir...
Teşekkürler...
Kerbela bir insanlık anıtı gibi yükseliyor yüreklerimizde o bir başlangıç ve onur mücadelesi hepimizin sorumluluktan kaçtığı 2000'li yıllara fazlasıyla örnek teşkil edecek bir vaka halen uzantıları devam etmekte günümüzde bu kitap benim içinde diğer okuduklarımın yanında bir başucu niteliği taşıyacak güzel ve örnek bir tanıtımdı yüreğine sağlık,sevgilerimle...
Mehtap ALTAN
Su...
Kerbela'dan sonra utandı!
Utandı:(
Teşekkürler...
Yazarın ilk aldığım kitabını -Aşka Yolculuk Veysel Karani (Hazretleri)- sizin vesilenizle okuyorum.
Hala bitirmedim..bitirmek istemedim..sonları daha da yakıcı bir hal aldı.Uzun süre değerli yazarın başka bir kitabını okumam diyordum..daha bu sabah! Önsözü ayrı bir hatıra olan kitabın sayfalarında ilerledikçe içimde de bir şeyler eriyip gidiyor.
Yazarın okumayı istediğim sıradaki kitabını bu yazıdan sonra tahmin edersiniz sanırım. :)
Teşekkür ve dua ile Mehtap Hanım...
Mehtap ALTAN
Sıradaki kitabın adı belli o vakit...
Bu sevindirici...
Teşekkürler düşünceleriniz için...
Mehtap ALTAN
Çok teşekkür ederim Sayın Kemnur...
Saygıyla...
Mehtap ALTAN
Teşekkürler...
Okuyucu ile hemhâl olan yanı kazanımın insan adına olan artısıdır.
Okunan bir yazıyı tanımlayabilmek edebi açıdan en zor iştir. Tanımlarınızın kitabın önüne geçmesinden de korkarım. Ama her zaman objektifinizin doğru kareleri yakaladığını biliyorum.
Yazarın yazarı olarak bir şelale gibi akıyor insanın ruhuna.(tanımlamalar)
Tebrikler.
Mehtap ALTAN
Kitap Tanıtım yazımın kalitesi kitabın içeriğindeki denizin beni de içine alması ile alakalı bence...
Teşekkürler Sevgili Sencer...