Sahipsiz perişan, bizim sokaklar
Sahipsiz perişan (Çay ve sokaklar)
30–07–2012 tarihinde Türkiye Manşet ve Çorum Hâkimiyet Gazetelerinde tek suçu doğup büyüdüğü beldesini seven duyarlı bir belde vatandaşı ile beldeye ilgisiz bir Belediye Başkanı arasında geçen sürtüşmeyi okudum.
İlk önce; bir beldenin gerçek yüzünün, böyle güçlü bir iktidara rağmen dehşet verici bir şekilde halka ilan edilmiş olmasına çok üzüldüm.
Sonra bunu bir doğum sancısı olarak düşündüm ve akıbeti hayır olur inşallah demeden de edemedim.
Yurdumun köyleri, beldeleri sosyal etkinliklerle başarılarla gündeme gelirken, bizim Büyükhırka Beldemiz maalesef olumsuz gerçekleriyle gündeme düşüyor… Üzüldüm çok yazık, çok…
Vatandaş Belde sıkıntılarını dile getirmeye çalışıyor, Belediye Başkanı da bu kadar mağdur milleti yok sayarak hala 3 dönemdir insanları tatmin etmeyen üç beş faaliyetini fütursuzca sergilemeye çalışıyor.
3 dönem seçilmekle övünüyorsun ama nasıl seçildiğini unutuyorsun. Senin böyle iş bilmezliğin bizim iş yapmaktan üşenen vekiller için bulunmaz fırsattı. Onlar bu fırsatı değerlendirdi. Temayüle bile girmeden pat diye atandın.
Belde sakinleri de AK parti hatırına sırf Beldelik gitmesin diye sana istemeye istemeye oy verdiler. Belki iktidar bir fırsat daha verir dedik. Sen de üçüncü kez hak etmediğin koltuğa oturdun. Buna rağmen seçimi de zor kazandın.
Ve cümle âlem biliyor ki bu değerli Başkan zamanının önemli bir bölümünü başkent sokaklarında ve güzel yurdumun güngörmez yerlerinde geçirip gününü gün ediyor.
Başkan bu temiz ve cevval insanların masumiyetinden faydalanıp, bu millet henüz belediye hizmetlerini ve belediyenin yaptırımlarını bilmediğinden hep belediye makamını ve belediyeciliği öcü gibi görüyor ve Belediye Başkanlığını başında emir veren bir insan olarak tanımlıyor. Böyle olunca da vatandaş beldenin içinde bir belediye başkanın dolaşmasını istemez elbet dolayısıyla seçen razı, seçilen razı.
Seçildiği parti de AK Parti olunca tabi, halk neden başkanı rahatsız etsin, çünkü seçilen her başkan Sn Başbakanımız Recep tayip Erdoğan’ın şahsı maneviyesi olarak görüyor.
Allah razı olsun Başbakanımızdan da, hani bir lütfedip bir kere bu adamın başarısı nedir, üç kez seçilmiş deyip kendisi ya da yetkilileri ziyaret edip inceleme yaptırmıyor. Öyle bir inceleme yaptırsa inanıyorum ki kim bilir kaç kurmay yönetici ya da kişiler bu üç dönem göreve getirilen başkanımız hakkında mahkemelerde hesap verecektir.
Aslında aynası iştir kişinin sözünden hareket edecek olursak, (Halep ordaysa arşın burada) Önemli bir noktayı işaret etmek isterim. Aynı yılda belde olmuş Çopraşık ve Alaca Hüyük beldelerindeki yapılan hizmetleri görmemek imkânsızdır.
Gerek çevre düzenlemeleri, gerek alt yapı çalışmaları ve gerekse eğitim, ambulans, itfaiye ve belde sakinlerinin faydalanacağı araç ve gereçlerde ne varsa, mukayesesi hazırdır ve göz önündedir. Hatta oralardaki başkanların hiçbirisi de 3 dönem seçilmemiştir, ama hizmetin kralını yapmıştır, borçsuz ve kasalarında öz sermayeleri de mevcuttur.
Kaldı ki bırakın beldeyi, belediyeyi, altyapısı bitmeyen köy kalmadı oraların başkanımı vardı da hizmetler oralara geldi. Daldan düştü ağzıma hesabı, devlet politikası bunlar nerede insan var oraya hizmet gidecektir. Ama belediyelik olmak çok farklıdır. Şehirleşmektir, güzelleşmektir, birleşmektir, bütünleşmektir.
Bütünleşmek yerine belde ikiye ayrılmış durumdadır, guruplaşmalar hâkimdir, bu son derece tehlikeli ve istikbalde vahim sonuçlar verir.
Yapılan şu beyanatı okuyup ta gülmemek elde değil, bu tür siyasi tartışmalar ve polemikler benim aklıma hep Kemal Sunal’ın Zübük filimini getirir.
Beldenin içinden geçen dere ıslahını DSİ’nin işidir de ilgilenme, sağlık hizmetlerini Sağlık Bakanlığının işidir de ilgilenme, eğitimi Milli Eğitim Bakanlığının işidir de ilgilenme… İyi de Sayın Başkanım geriye ne kalıyor senin işin olarak? O zaman orada sen hangi görevle mükellefsin.
Yukarıda saydıklarımızı elbette o kurumlar yapacak fakat sizlerde bunun takipçisi olmalısınız bu oldum olası böyledir. Hem bu kurumlar senin mensubu olduğun ve bizlerin de oy verdiği partimizin bakanları ile idare ediliyor. İktidar bizde, vekil bizden, seni oraya atattıran kişi şu an Bakan yardımcısı. Kaç kere bu adamlara gittin şu hizmete talibiz diye de geri çevrildin. Yol işi özel idareye ait diyorsun. Projelendirdin mi? Özel İdareye gidip öncelikli işler arasına koydurdun mu? Gün aldın mı? Yok…
Eee, ortada bir iktidar var ama demek ki muktedir Başkan yok… O da senin eksiğin kardeşim. Zaten söylenmek istenen de bu… İktidar var ama muktedir bir başkan yok ortada… Hizmet yok ortada… Ankara’da boş boş gezene kadar çok değil Çopraşık ve Alacahüyük Beldelerini bir gez de hiç olmazsa nasıl yaptıklarını ve yaptırdıklarını sor öğren….
Beldedeki yetersizliğinizi iş bilmezliğinizi ve ilgisizliğinizi bilip görenleri ve kamuyla paylaşanları da Cehaletlikle ve inkârcılıkla suçlayıp aba altından sopa göstererek tehdit ediyorsunuz
‘’Size tavsiyem insanları tahrikten ve tehditten kaçının, zira konuşacak çok şeyler var! Bugün söylediğin cümlelerin yarın altından kalkamazsın giderayak bari hayırlı bir şeyler yap da insanların yüzüne bakmaya yüzün olsun.
Sözlerimi manidar bir atasözüyle noktalamak istiyorum.
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Vesselam bu hamur çok su götürür
Nuh Comba
YORUMLAR
Sayın şairim belli ki yüreğin dertli.Kimi kime şikayet edelim.Kimse kendi partisindeki çatlaklara toz kondurmuyor ki.
Haklısın becerikli insan var odun gibi insan var.
Aynı partiden olup, beldesini ilçesini ihya edenler var.demek ki şansınıza beceriksiz bir çıktı.Vatandaş suçlu bence seçmeyecekti derim.
paylaşım için teşekkürler.