- 1091 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Akrep Çığlığı
“Allah belanı versin Önder. Artık yeter. Bir daha evime bu şekilde gelirsen seni polise şikayet edeceğim!”
“Ben seni korumak istiyorum. Seni öldürecekler”
“Senin akıl hastanesinde tedavi olman lazım. Yeter. Benim hayatımı da mahvettin. Gerizekalı!”
Apartmanın yöneticisi aşağıdan koşup yetişiyor. Sonra diğer komşular da geliyor. Ceren onlardan özür diliyor.
“Kusura bakmayın. Sizi de gece gece… Offf yaa!” ve ağlamaya başlıyor Ceren.
Üst kattan hızlı adımlarla gelen teyze beni azarlıyor.
“Evladım utanmıyor musun bekar bir kızın kapısına dayanmaya? Kız seni terk etmiş, zorla güzellik olur mu? Nasıl delikanlısın sen! İçip içip buraya geliyorsun, herkesi huzursuz ediyorsun. Sonunda hapse gireceksin!”
Ev arkadaşı, Ceren’i içeri götürüyor. Ağlıyor Ceren. Saçlarına bakıyorum. O’nun saçlarını korusunlar!
Yönetici yanıma gelip kolumdan tutuyor.
“Hadi kardeşim. Bak herkesi gece gece ayağa kaldırdın. Evine git. Aklı başında üniversite öğrencilerisiniz. Yapmayın böyle şeyler.”
Çaresizim. Akrep çığlıklarını benden başka kimse duymuyor. Ceren’i gördüm. Ateşler ortasında. Yatağımdan fırlayıp buraya geldim. O’nu korumak için. Bana bir şeyler söyledi. Duyamadım. Akrep çığlıkları her yeri kapladı.
“Ben” diyorum “Ceren’i korumak için geldim. O ölmesin diye…”
Artık karşımda sinirli insanlar yok. Acıyan gözlerle bakıyorlar bana. O sıra Ceren kapıya çıkıyor yine.
“Seni son kez uyarıyorum Önder. Bir daha gelirsen, yemin ediyorum polise şikayet ederim. Biz ayrıldık. Hem de senin bu hastalıklı ruh hallerin yüzünden. Saçmalamaların yüzünden. Benim korunmaya ihtiyacım yok. Kimseye ihtiyacım yok. Sadece beni rahat bırakmanı istiyorum. Yardıma ihtiyacı olan sensin!”
Ceren’in kapısı kapanıyor. Ayakta duramıyorum. Yaşlar gözlerime perde gibi iniyor. Her şey bulanık. Yönetici, teyzeler ve merdivenler… Evet. Yardıma ihtiyacım var.
Apartmandan çıkıp uzaklaşıyorum. Eve gidemem. Şubat boyunca bu çığlıkları duyacağım. Duvarlar yine boğacak beni. Kış ortasında cehennemi yaşayacağım. Ateş çemberlerinden Ceren’i kurtarmak için her gece kan ter içinde uyanacağım. Nefes nefese…
İlk akrep çığlığını annemin öldüğü gece duydum. Seksen dokuz yılının Şubat ayıydı. Annemi hastaneye kaldırmışlar bizi de ablamla birlikte teyzeme götürmüşlerdi. Bekliyorduk. Bir haber… Dualar. Dualar. Dualar…
Sabah dört sularında gözlerim kapanır gibi oldu. O an bir çığlık… Ateş çemberi ortasında, yapayalnız bir kadın gördüm. Alevlerin kapattığı, gittikçe silinen bir yüz… Ürperdim. O an teyzem ağlayarak içeri girdi. “Annen ölmüş yavrum.”
O yüzden ben hep Şubat’ta terk edildim. Acımla, duyduğum bu akrep çığlığıyla boğdum çok sevdiklerimi. -Ya bir gün giderse- korkusundan, Şubat’ın soğuk betonlarından yayılan ürpertici kokusundan, bir gecenin ortasında yapayalnız çocuk duaları duymaktan…
Ceren’i en son, onların fakültesinin önünde sevgilisiyle gördüm. Kumral, açık yüzlü, güleç, Ağustos güneşi gibi bir çocukla… İkibin bir yılı Şubat ayının ilk günüydü. Gece akrep çığlığını duydum. Ateş çemberi ortasında bir çocuk… Bu sefer izlemedim. Korkarak uyanmadım da. Gittim sarıldım kendime. Yanmak için. Küllerimi Şubat’ın o soğuk betonlarına savurmak için.
kıyıdaki adam
YORUMLAR
Önder yakında senin çığlıklarını duyacak gibiyim, "Banu delirdin mi getir o yazdıklarımı bana!!!" yandın sen artık çok kötü yandın hem de...
İnsan hayatı, tecrübeleri, yaşanmışlıkları... En çok bunlar dokunuyor bize. İçinde duygu olan her şeye hayranım ben. Bir karıncanın yük taşımasına değil de; bir kelebeğin hüzünlü tutunma çabasına hastayım mesela... Senin de bu tarafını seviyorum yazılarında, bir yanım hüzün, bir yanım sevinç...
Önder,
Buradaydım. Tam burada. Çığlık çığlık.
Ne diyordu ;
her şey birer mucizeymiş gibi...
...
Önder Kızılkan
Hayatı yaşamanın iki yolu vardır:
1. Hiçbir şeyin mucize olmadığını düşünmek.
2. Her şeyin mucize olduğunu düşünmek
Albert Einstein.
Yazasım geldi buraya da:)
Çok sağol. İyi ki buradasın.
Şubat'ın o soğuk betonlarında arta kalan yanını çekip alan bir çocuğun kocaman çığlığını emziriyordu sanki gizem!...
Akrep çığlığının ateş çemberindeki ağıt manifestosuna, menekşeler zırh olacak...
Kimbilir belki servi ağacının duldasında sevdiklerine umut demleyenin de kirpikleri uyku görecektir o vakit!...
Acının en delikanlı rengiyle yazıyorsunuz kesinlikle kutluyorum...
Önder Kızılkan
Mehtap ALTAN
Geriye eşlik etmek kalıyor...
Sevgiyle...
Önder Kızılkan
Angie
ama burada okumayı en sevdiklerim arasında olduğunu bilmelisin.
Ne yalan söyleyeyim, Ceren ölecek diye bekliyordum. Öykünün sonunda farklı bir diriliş çıktı. Yazar bizi sona kadar bir inançla sürükleyip, finalde "ben ne hayal edersem o" demeyi tercih etti. Çok da güzel oldu.
Böyle az cümleyle çok şeyler anlatan anlamlı öykülere hayranım. Ben bunu yapamıyorum işte. Çok güzel.
Saygılar...
Önder Kızılkan
Tekrar çok teşekkür ederim. Saygılar.
Aynur Engindeniz
Kutlarım tekrar. Saygılar.