- 3332 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
İZAHLI TECAVÜZ YÖNETMELİĞİ -8-
Sponsorumuz anlattıkça bizim hayaller büyüyor da büyüyordu.
Oldukça kısa bir süre sonra gerçekten de bir kargo firması ile bizim siparişler kapımızda ayağımıza kadar geldi. Aman Allah’ım…İlk kez marketten aldığımız bir şeyi eve taşımak için zahmet etmemiştik..Hem sponsorumuz ne demişti? ‘’Bundan sonra artık siz isteyeceksiniz ayağınıza gelecek.’’
Hayatımızın vaz geçilmez temel ihtiyaçları kapımızdaydı. Sevinçle aldık ve adeta yırtarcasına açtık koliyi…Evet bizim deterjanlar ve dahi yutmamız gereken haplarımız ayağımıza kadar gelmişti. Ayrıca bir sürü ıvır zıvır vardı.
Mesela…Parlatıcı deterjanı fıslatmak için plastik fıslatgaç ( ayrıca para ödenerek alınıyor-3 Lira ) Bulaşık deterjanını kolay damlatabilmek için sişe ağzına damlatgaç—3 lira) Yani anlayacağınız deterjanlara ayrı, kapaklarına ayrı para ödemişiz. Neyse…Koliden bir de kitap çıktı. Kitabı açtık ve başladık okumaya.
Kitapta bize bu işten nasıl para kazanacağımızı anlatıyor.
Uzun uzun anlatarak okuyucuların canını sıkmayalım…Kısa ve öz olarak olay şu: Siz sisteme dört kişi kaydediyorsunuz( Daha fazla da olur tabii ki ) …O dört kişinin her biri de dörder kişi kaydediyor…Ve o dörder kişilerin her biri de dörder kişi kaydediyor böylece başında sizin olduğunuz bu sistemde toplam üye sayısı siz dahil 85 oluyor. Eğer bunu sağlayabilirseniz ve de bu üyelerin her birisi her ay 200 puanlık alışveriş yaparsa ( Yani Hemveyden en az 550 Tl lik alışveriş ) Siz en baştaki kişi olarak ayda 3500 Tl civarında para kazanıyorsunuz… Bu arada da sisteme her ay 85x550 = 46.750 Tl kazandırmış oluyorsunuz. Kitabın anlattığı bu.
Gördüğünüz gibi sistem oldukça kolay...Bütün mesele her ay 550 Tl lik gerçek ihtiyacı deterjan, kozmetik ya da hap olan vatandaş bulmak gerekiyor ki bizim ülkede si…yani siyah saçlarını sallasan bulursun bu kadar çok kozmetik, deterjan meraklısı…Hapa gelince…Millet zaten topyekun hapçı…Kolay… İş kolaaayyy…
Hemen karı-koca kolları sıvadık. Önce deterjanları satacağız millete…Öyle ya bir sonraki ay da 200 puan yapmak gerekiyor ( En azından tabii ki ) Yoksa Hemvey’e çok ayıp olacak..Millet o kadar güvenmiş, sana taaa nerelerden ayağına kadar ürün göndermiş eh artık bu kıyağa karşılık her ay 200 puanı doğrultmak gerekiyor...Ben her ay 550 kağıdı bunlara verirsem ay sonuna kadar peynir ekmek, seker yerine poh yerim…O halde bu ürünlerin çoğunu satmam lazım. Satmam lazım da nasıl?
Bakmayın Fethiye’de oturduğumuza…Öyle Ölüdenizde, Çalış’ta, Paspaturda, Karagözlerde ( Fethiye’yi bilenler buraları çok iyi bilir.) Villaları olan ve aslen Fethiye’li olmayan Fethiyelilerden değiliz…Biz daha çok geçimi patetesçilik olan yayla köylüleri ve de sahilde de seracılıkla iştigal eden kesimiz ki benim hanım da seracılık yapıyor ve ben de ona elimden geldiğince yardımcı oluyorum…En azından evde yemek, bulaşık, çamaşır, işleri, ortalığın düzeni, temizliği vesair tamamen bana ait…Yani oldukça sıradan bir hayatımız var. Ama artık tüm bunlara son vereceğiz…Yaşasın Hemveyyyy.
Eveeet…Bu deterjan ve hapları bizim komşulara kakalamak lazım…İşe bizim evde bir toplantı yaparak komşulara hem ürünleri tanıtmak hem de onlardan şöyle beşer onar üye kaydetmek lazım. İt sürüsü gibi komşu var…Rahat on tane filan kaydederiz…
Kaydetmesine kaydederiz de o kadar ballandıra ballandıra reklamını yaptığımız halde evimize gelen komşu sayısı on filan olsaydı olurdu o iş…Evet maalesef eve gelen komşu sayısı sadece ve sadece altı idi. Başka bir poh olsa cemi-i cümlesi bizim evden çıkmayan komşular kırk yılda bir birşeyler kakalayalım dediğimizde toz oldular…Zaten gelenler de deterjanların fiyatlarını duyar duymaz toz oldular…Anaaaa…Yahu bir de kayıt filan yapacaktık. Kaldık mı ürünlerimizle sap gibi başbaşa…Kayıt mayıt da yapamadık kimseyi…Eee ne olacak şimdi?
Sponsorumuzla konuştuk. Aldığımız cevap üç aşağı beş yukarı Başbakakanımızın sloganının aynısı: ‘’ Durmak yok yola devam ‘’ Yahu iyi hoş da işin sonunda ulaşacağım bir hedef yoksa ne diye yürüyüm ki…Daha doğrusu nereye yürüyüm.
Biz artık peynirden, zeytinden yağdan vs tasarruf ederekten kendimizi tamamen hapa vurduk. Yanlış anlamayın…Vitamin haplarından bahsediyorum. Deterjanlarla da tüm kap kacak, elbise, döşemeler, cam- çerçeve, halı-yorgan pırıl pırıl oldu…Artık benim ve hane halkımın mübarek ve de çok asil kelleleri o kimyasal şampuanlarla değil suyunda saksı çiçeği bile yetiştireceğiniz organik şampuanlarla yıkanıyor, Dişlerimiz at kılından yapılmış diş fırçaları ve dahi tüpü on iki lira olan diş macunu ile fırçalanıyordu…Atın g.t kılları benim dişlerimde yani…
Kendimizi o kadar kaptırmıştık ki eve yeni eşyalar bile almaya başladık…Biz de komşumuz olan sefil köylüler gibi yemeğimizi yer sofrasında yiyemezdik. Onlara kendimizi kanıtlamamız için onlardan daha üstün olduğumuzu gösteren alametlere ihtiyacımız vardı. O sefillere bir şeyler kakalayacaksak önce görüntüyü düzeltmek gerekiyordu. ( Bu kısım sponsorun önerdiği bir şey değil..Biz öyle düşünüyoruz )
MADDE 37- Kendi şeyine gireni görmeyen başkasının eline batan dikene mertek dermiş.
Yahu düşünebiliyor musunuz? Aman Allah’ım düşündükçe hâla ‘’biz bunları nasıl yaptık’’ diyorum…Benim Tuğrul… Evde, servis tabağında ve de çatal-bıçak kullanarak yemek yiyor….Kıyamet alameti… ( Cihangir asker o sıralarda ama evde olsa ona da aynı şekilde yedirteceğiz yemeği )
Bir kaç gün sonra sponsorumuz geldi.
-Yahu sayın sponsorum…Biz bu ürünlerden hiç kimseye kakalayamadık?
-Kakalamak? Anlamadım .
-Yani pazarlayamadık.
-Sami Bey…Bakın…Biz pazarlamacı değiliz. Serbest Girişimciyiz…İkisi çok farklı şeyler. ( Hakket..Benim hanım bile kendine kartvizit bastırmıştı : ‘’Serbest Girişimci’’ diye ve de baya baya kart dağıtıyordu çarşıda , pazarda. İşin ilginci kimse de sormuyordu Serbest Girişimci ne iş yapar diye ) …Ürün pazarlama bizim işin en son basamağı. Tabii ki ürünleri de tanıtacağız ama öncelikle sistemi tanıtacağız…Bir ayda en az 15 kişiye bu sistemi ( Ki plan deniyor buna ) anlatacağız..İnsanlara nasıl kolay bir şekilde para kazanabileceklerini, bunu yaparken de kaliteli bir yaşam süreceklerini anlatacağız.
-Ya tamam da bir toplantı yapalım dedik gelen giden olmadı.
-Yanlış yapmışsınız…Önce ben yapacaktım toplantıyı…Siz nasıl yapılacağını görecektiniz..Ondan sonra da siz yapacaktınız…Bu işte en önemli kural senden üsttekileri kopyalamaktır.
-Tamam madem..Seni de göreceeez…Bu millet gelmez anacım…Bunlar hep cahil- cühela köylü takımı…Ne anlarlar kailteden, ne anlarlar sağlıklı yaşamdan…Bunlar alışmışlar ‘’ Ne alırsan bir lira’’ olayına…Hepsini topla bir adam etmez…Sığır ya bunlar…( Artık sınıf atladım ya daha bir kaç ay önce benim de onlardan biri olduğumu unutuyorum )
-Ah Sami Beyciim…Biz ne sığırlardan ne zümrütler, yakutlar, elmaslar çıkardık bir bilsen…
-Yani bizim bu sığırlardan bile elmas çıkar diyorsun.
-Tabii çıkar…Hatta senden âlâsı bile çıkar…( O zamanlar bu sözün altında yatan manayı anlamamıştım…Hâla da tam çözebilmiş değilim…Benden âlâ elmas mı olmazdı yoksa sığır mı?)
Derken efendim bizim evde bir toplantı daha yaptık…Bu sefet milleti oturtacak sandalye bulamadık…Komşular akın akın…Allah Allah…Ulan bu öküzler ben çağırınca gelmiyor da Sponsor çağırınca nasıl akın akın koşuyorlar? Onu tanımaz etmezler ben ise en azından iki senelik komşularıyım. Eşim neredeyse hepsi ile akraba…
Mesele anlaşıldı sonra…Benim hanım tüm akrabalarına, komşulara ‘’ Bize bir misafir geldi kimin ne sağlık problemi varsa ona göre ilaç veriyor ‘’ deyince özellikle seralarda sıcaktan anası gevremiş, belleri bükülmüş zavallı kadın komşular, yaşlı dedeler, nineler, romatizma siyatik, lumbago hatta kulunç şikayeti olan bile ‘’ Minire’ye ( Onlar Münire demezler Minire derler hep ) bir doktor gelmiş…Bedava muayene ediyor , herkesin derdine göre ilaç veriyormuş’’ söylentileri ile bizim eve akın ediyorlar.
Tabii ki sponsorun derdi ürün tanıtımı değil…O ürünler hakkında bir iki bilgi verdikten sonra direkt sistemin tanıtılmasına geçti.
Ohhh beee…İşte tam burada benim aslan komşularım aynen benim düşündüğüm gibi davrandılar. Gözleri kapandı, kafaları gitti gitti geldi…Birbirlerini dürterek ‘’uyuma ayıp oluyor doktor hanıma ‘’ dediler… Bizim doktor Hanım(!) da çaresiz tekrar ürün tanıtımına geçti…Ama millet ürünlere de rağbet etmiyor…Onların gözü haplarda? Doktor hanım onlara ne zaman verecek bu mucizevi hapları?
Şimdi Allah için..Sponsorumuz komşulara ‘’ Ben doktor filan değilim ‘’ dese de millet her halde ‘’ Ne mütevazi kadın bizi kültür ve ilmiyle ezmemek için doktor olduğunu bile söylemiyor ‘’ diye düşünüyor olsalar gerek ki ona ‘’ Doktor Hanım ‘’ demekten bir an vazgeçmediler.
Durun Bir fıkra anlatacam. Bunu anlatmasam tadı kaçar olayın.
Adamın birinin gecenin köründe canı karısıyla aşna fişne çekmiş…Ama kadın uyuyor…Direkt olarak ‘’ Kalk da seninle sevişelim ‘’ demek de olmaz…Ne yapsın…Kadını yavaşça dürtmüş.
-Heey kalk da bana bir tarhana çorbası yap.
Kadın poposunu öte tarafa dönmüş.
Adam bir daha dürtmüş:
-Heeyyy sana diyom…Kalk dana bir tarhana çorbası yap..
Kadın öfkeyle gözlerini açmış.
-Ula herif delirdin mi sen gecenin bu saatinde ne tarhanası?
Adam da kızmış.
-‘’Ulan arkadaş, kocasına bir tarhana çorbası yapmayan bu kadını gel de …me’’ Demiş ve emelini gerçekleştirmiş.
MADDE 38- Mesele maksadın hasıl olmasıdır.Gerisi önemli değil...Yani tecavüzcü ayağınıza gelmiş, ya da siz tecavüzcüye koşmuşsunuz ; neticede tecevüze uğrayacak olduktan sonra fark eder mi?
İşte o hesap şimdi gel de bu komşuları…Hay Allah’ım ya… Adamlar zorla tecavüz ettirecekler kendilerine …Amaaa olsun lan anasını satayım…Hayatımda bir kez de olsa ben tecavüz edeceğim demektir.
Sponsorum bana döndü.
-Sami Bey benim yerime sen anlatır mısın sağlıklı yaşam destek ürünlerimizi ( Sponsorum asla benim gibi vitamin hapı demiyor…Ya sanırım onların bu işi kıvırmalarının bizim ise kıvıramamamızın altında yatan sebep bu…Olayı çok farklı değerlendiriyoruz…Benim açımdan daha sonra sittiri boktan vitamin hapları olarak nitelendirilen şeyler onlar için Sağlıklı ve Dengeli Yaşam Destek Ürünü )
Sponsorum der de ben anlatmaz mıyım? Günlerdir hep okumuş durmuşum. Direkt serbest radikallerden girdim olaya. Onların nasıl pas tuttuklarını anlattım.
Durmuş, Ömer Abi’ye dirsek attı.
-Len Omaaarrr…Ne zamandır deyodun canım hiç garı çekmeyo diye..Meğer paslanmış seninki len…Ondanmış.
-Len olum insanınki de pas dutaaa mıymış? Daha da neler gariii.
-Len ooolum hocadan iyi mi bilceen…Bak Doktor hanım da başını sallayo doğru diye…
-Aneeee…Eee ne etcez?
-Bak orada Omega-3 diye bir şey var..Balık yağı mıymış neymiş..İşte ondan sürtceeen. Yağlayacan ki pası çözülsün len…
Hörü nine atıldı.
-Len Godoşlaaa..Susun bakem…Susun da hoca efendiyi dinleyelim.
-Len Hörü nineeee…Sende mi pası çözdürmek isteyon?…Kah kahhh kiihhh kiiihhh koooh…
Yaaaaa….İçine ederim bu işin elin cahil cühela köylüsüne alay malzemesi olduk ya. Ama yine de sakin olmak lazım..Aksi takdirde o 550 Tl lik kazığın tamamı bana girecek…Bu öküz köylülere bir şeyler kakalamam lazım…Hem de acele.
Bir fıkra ile bitirelimbu günkü bölümü.
Tenzile adında bir kız tutturmuş ‘’ dayımgile gidecem’’ diye. Annesi de ‘’kızım bekle acele etme abilerin gelsin onlarla gidersin…bak önünde orman var…Orası tehlikeli..Başına kötü bir şey gelir ‘’ dese de kız annesini dinlememiş ve acele ile evden çıkmış. Ama ormanın ilerilerinde karşısına on yedi tane delikanlı çıkmış ve bunlar Tenzile’ye tecavüz etmişler. Tenzile perişan bir vaziyette evine dönmüş…Onun bu halini gören annesi sormuş: Kızım ne bu hal ne oldu sana.’’ Tenzile Cevap vermiş: ‘’Aceleyle koşar iken Menzile…Tam onyedi tecavüze uğradı Tenzile’’ … Yönetmeliğin 39. Maddesi ortaya çıkmış böylece.
MADDE 39- Ne tecavüz etmek ne de tecavüze uğramak için acele etmeyin. Nasılsa ‘’ Az yaşa, çok yaşa akıbet gelir başa. ‘’
YORUMLAR
Değerli abim yine güzel ve ders verici ibretlik olayları anlatmışsın...Ha bu arada yoksul dostumuzla ufak bir yanlış anlaşılma üzerine yaşanılan olay istenmeyen boyuta gelmiş...Lakin,bu olayda bile ders çıkarılacak şeyler var...
1-Hiç bir şey göründüğü gibi değildir ( Kırmızı şeridin altına bak!)
2-Olayları anlayıp dinlemeden,muhatabı olduğunuz kişiyi tanımadan peşin karar vermeyiniz.(Yoksul'a)
3-Yanlışlıkla bile olsa size yapılan en ağır ithama bile aynı fevrilikte cevap vermeyiniz. (Sami Babaya)
4-Böylesi ortamları eriten dost gönüllü insanlar ortaya çıkar ve meseleyi bitirir ( Kemnur Baba ve Ağyar abi gibi...Böylesi insanlara toplumumuzun ne kadar ihtiyacı var değil mi...Allah aksi durumdan bizleri korusun...Yoksa ortalığı kan götürür :))))
Hepinize en deruni selamlar olsun...
sami biberoğulları
Kesinlikle kaldıramayacağım bir suçlsamayla karşı karşıya kalınca evet ben de oldukça fevri davrandım.
Çünkü en hassas olduğum konudan geldi darbe...Neyse...Buruk bir anı olarak saklayacağım bunu da
Yorumun için çok teşekkür ederim.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Ağyar | İsmet Babaoğlu 29 Temmuz 2012 Pazar 21:45:06
Herkesten özür dileyerek araya giriyorum;
Karikatürde en önemli kelimeler kırmızı şeritli edebiyat defteri logosunun altında kaldığı için ilk okuyuşta karşı tarafı yanlış anlamaya (hem de bayağı) yönlendiriyor.
Oysa kırmızı başlıklı kızın konuşma balonunda tam olarak şöyle yazıyor "senin miden niye bu kadar kocaman büyükanne".
karikatürün orjinali: "http://www.yeniresimler.net/r-karikatur-resimleri-293-kirmizi-baslikli-kiz-karikatur-resimleri-4532.htm"
Umarım meselenin çözümüne yardımcı olmuşumdur. Üç yazar arkadaşa da selamlar, hayırlı ramazanlar
___________________________________________________________
___________________________________________________________-
ÇOK DEĞERLİ KARDEŞİM
o sekizinci yazınızda yukardaki dost yorum bölümüne böyle bir uyarıda bulunmuştur
eğer bu böyle idiyse resimdeki iddialarımdan dolayı sizden çok özür diliyorum
fakat o yazının tamamı opkunacak şekilde şu bilgisayarın PAİNT resim şekillendirmede yapabilirsiniz
lütfen rica ederim onu bari düzenleyiniz
araştırıyorum fakat bu karikatüre ulaşamıyorum ama bu dostun uyarısına güveniyorum
ama haklıydım şimdi taşlar oturdu lütfen kusura kalmayınız
diğer yazdığınız şeylerdede var ama bir yerde saygı da DUYMAM GEREKİR
o zaman şöyle diyeyim
böyle ramazan günlerinde böyle şeyler yuazmasanız ne olur yanii affınıza sığınarak....
tabiiki yazıp yaZMAMAYI SİZ BİLİRSİNİZ BU BENDEN SADECE BİR TAVSİYEDİR
resim mevzusunda tekrar özür dilerim......
saygılarım hürmetlerimle...
gerçekten çok faidesi oldu şu arkadaşın uyarısı....
sami biberoğulları
''Sevgili hocam, Allah seni inandırsın. YOKSUL, bu sitedeki yazarlar içerisinde şiir dili en güçlü yazarlar içerisinde yer alan, aydın kafalı, espri anlayışı üst düzeyde bir arkadaşımdır ve inan ki, kafa yapınız birbirinize çok yakındır, yani senin küfür etme zaruriyetini hissettiğin konuların tıpkısında o da aynı duyguyu yaşayan, ama centilmenlikten de kolay kolay taviz vermeyen biridir...''
Ancak bu yorumu ve sizin bu son yazdıklarınızı okumadan önce yayına sürdüğüm İzan Yoksulluğu başlıklı yazıyı da bir dost uyarısı olarak kabul etmenizi ve bundan böyle bir uyarı yapacaksanız bunu özel mesaj olarak göndermenizi önemle rica ediyorum.Eğer böyle olursa karşılıklı olarak konuşup meseleyi halledebilir ve bu yanlış anlamaları, değerlendirmeleri hiç yapmamış oluruz.
Beni en hassas olduğum noktadan vurdunuz..O bakımdan ben de çok sert davrandım size karşı.
Netice olarak: Her ne kadar sürç-ü lisan eylediysek affola...Hakkınızı helal edin...Benden yana helal olsun.
Allah'ın selamı ve bereketi üzerinize olsun.
hocam sizin mizah anlayışınıza katılarak gülmemek elimde değil bunu bir oyun olarak yazzsanız kapalı gişe oynar inancındayım çok eğlenceliydi benim için sayenizde bolbol güldüm devamını merakla bekliyorum meyve veren ağaca nedense hep taş atarlar saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Çok teşekkür ederim
Selam ve sevgilerimle.
efendim 8 tane silsile yazı yayınlamışsın
bu sahifedeki resime bakınca yazıları okumaya gerek kalmamış diyorum
o kücücük kırmızı şapkalı kızı ne hallere sokmuşlar
anlaşılmıyor değil tabiiki resmin ne demek istediği
ki resmen çocuk pornosudur kardeş
ha o adam o karikatürü çizmiş siz bu edebii bir sitede bunu yayınlayamazsınız ki bu resim türk aile yapısına uymamaktadır
ve yönetimi de uyarıyorum bu vesileyle
selam saygılarımla...
sami biberoğulları
Yukarıdaki karikatürün çocuk pornosu ile ilgisini anlamış değilim.
Burada olan sadece Kırmızı başlıklı Kız hikayesindeki kurt'un o kızı yediği halde kızın bunun farkında olmadığını anlatmaktır ki bu bir şakadır. Bir latifedir. Bu karikatür iç,in söylenebilecek en kötü şey, yani en zorlama yorum olsa olsa ''Bir çocuk hikayesi ile böyle dalga geçilmez'' olur. Ama Çocuk Pornosu dendi mi o zaman ya bunu söylenin niyetinde bir bozukluk vardır...Ya da zekasında bir problem...
Yazılarımı okumak zorunda değilsiniz elbette ama dört çocuk babaı, hatta yetişdirdiği binlerce evlat dolayısıyla binlerce evladın babası olan şerefli bir öğretmene çocuk pornocusu demeye ya da bunu çağrıştıracak bir ifade kullanmaya kalkarsanız o zaman size ...Neyse kğüfüre başlarsam frenlerim tutmaz benim.
Edebinizi takının...Adam olun...Terbiyesizleşmeyin...Neyin Türk aile yapısına uyup uymayacağını sizden öğrenecek kadar bilgisiz, cahil biri değilim.
Ne diyeyim siz beni siteye havele edin Ben de sizi Allah'a..
NOT: Bu karikatürün çocuk pornosu ile ilgisini ispat ederseniz sizden ve bu sitedeki herkesten özür dileyerek siteden tamanen çekileceğime, bir daha beni ve yazılarımı asla bu sitede göremeyeceğinize söz veriyorum...Bunun için yönetime şikayette bulunmanıza gerek yok...Ama ispat edemezseniz sizi o hale sokarım ki artık bu sitede duramazsınız.
yok,sul
iki : dediğiniz şekilde ise o resim o mevzuya ne alaka anlamış değilim
ve de ben azınlığım diyelimki ben yanlış tercüme ettim resmi
benim o yanlış anlayışıma bile saygı duymanız gerekmektedir
zaaten sizin nasıl şekilde küfür edeceğinizi tahmin etmekteyim merak etmeyiniz....
saygılarımla efendim o resmi kaldırmanızı çok rica ediyorum
saygılarım hürmetlerimle efendim...
yok,sul
bunu görünüz
selam saygılarımla efendim...
sami biberoğulları
Ben size o karikatürün çocuk pornosu ile olan ilgisini ispat edin diyorum siz hâla resmi kaldırın davasındasınız...
O resim oradan kalkmayacak...Tam tesine o resmi kullanarak bir de şiir yazacağım.
yok,sul
sindirim sistemininmi ?
sami biberoğulları
Ben cevabımı verdim...
yok,sul
her neyse selamlarımla...
Ağyar
Karikatürde en önemli kelimeler kırmızı şeritli edebiyat defteri logosunun altında kaldığı için ilk okuyuşta karşı tarafı yanlış anlamaya (hem de bayağı) yönlendiriyor.
Oysa kırmızı başlıklı kızın konuşma balonunda tam olarak şöyle yazıyor "senin miden niye bu kadar kocaman büyükanne".
karikatürün orjinali: "http://www.yeniresimler.net/r-karikatur-resimleri-293-kirmizi-baslikli-kiz-karikatur-resimleri-4532.htm"
Umarım meselenin çözümüne yardımcı olmuşumdur. Üç yazar arkadaşa da selamlar, hayırlı ramazanlar
yok,sul
değerli dostlarım...
....
Okurken eğlendiren,eğlenirken de düşündüren,gün içinde insanın aklına düştüğünde gülümseten...Müthiş bir bölüm başka ne denilebilir ki..Lakin kafama takılan bir şey var..Karıkatürdeki o salak kız kim ola ki....Sevgiler saygılar..
sami biberoğulları
Sevgili Heidi...
Bu Kırmızı başlıklı kızın bizim piyesteki Kırmızı başlıklı kızla hiç bir ilgisi yok
Selam ve sevgilerimle.
sareyaprak
sami biberoğulları
Seolam ve saygılarımla.
Alıştıra alıştıra olunca kazık sayılmaz,
Akşam yemekle oruç tutulmaz.
Tebrik ederim hocam saygılarımla.
sami biberoğulları
SElam ve sevgilerimle.