BANA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ü ANLATIR MISINIZ 20. BÖLÜM
Hepsi sözleşmiş gibi aynı saatte buluşma yerindeydiler.Muhsin Öğretmen elinde büyük bir çantayla gelmişti.
Gençler merakla öğretmenlerine baktılar.
" Sizlere inkilaplar ile ilgili çok önemli bilgiler getirdim çocuklarım."
Hepsi hemen etrafını sardı ve sabırsızlıkla
" Hadi konuya girelim o zaman ."
" Evet ...hemennnn."
"Acele etmeyin bakalım önce çay ve meyva sularımızı içelim."
Müjdat
" Ben hemen gidip alıyorum ; sakın başlamayın ama..."
" Tamam seni bekliiyoruz."
Kısa bir süre sonra elinde tepsiyle nefes nefeseydi ...
"Çaylar geldiiiii."
"Teşekkürler ."
" Hadi başlıyoruz..."
"Tamam ."
Aysun
Atatürk ilkeleri ve inkilaplar.
Önce hep beraber genel olarak özetlersek
"Millî Tarih Bilinci
Millî tarih bilinci, fertlerin ve milletlerin tarihlerine ve geçmişlerine bağlılıkları, tarihlerindeki övünülecek olaylar ve şahsiyetler ile gurur duymaları, onlardan cesaret ve örnek almalarıdır. Böylece geçmişteki kötü olaylardan ders alarak böyle durumlara bir daha düşmemeleridir. Tarih bilincinin uyandırılmasında millî günlerimizin ve zaferlerimizin büyük bir yeri vardır. Bundan ötürü, millî günlere milletçe önem verilmelidir. Millî değerlerine sahip çıkmayan, eğer onları yeni nesillere aktarmayan milletler, ne yazık ki yaşama güçlerini kaybederler.
Zeynep:
Vatan ve Millet Sevgisi
Vatan; atalarımızın kan dökerek, can vererek bizlere miras bıraktığı, üzerinde yaşadığımız kutsal topraklardır. Bu uğurda her türlü fedakârlığı bizler de yaparak kendimizden sonra gelenlere bu emaneti teslim etmemiz gerekir. Bu da ancak vatanını ve milletini canından çok sevmekle olur.
Halide: Evet; hem de canımızı verecek kadar.
Devam ediyorum."
Millî Dil
Türk milletini bir arada tutan, birlik ve beraberlik içinde yaşamasını sağlayan en önemli faktörlerden birisi de millî dilidir. Dil, millî birlik ve beraberliği korumada en etkili güçtür. Dil millî duyguyu geliştirerek, bağımsızlığın korunmasını sağlar.
Aysun:
Bağımsızlık ve Özgürlük
"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir." diyen Atatürk, yeni
Türk devletini bu düşünceden ilham alarak kurmuştur.
Hür ve bağımsız olmayan bir millet, istediği gibi hareket edemez. Bunun için
Atatürk yeni Türk devletini hür ve bağımsız temeller üzerine kurmuştur.
Muhsin Öğretmen: "Çocuklar bunlar çok önemli."
Egemenliğin Millete Ait Olması
Atatürk ilke ve inkılâpları millet egemenliğine dayanır. Türkiye Cumhuriyeti
Devleti, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesi ile kurulmuştur. Atatürk, inkılâplarını bu ilkenin ışığında gerçekleştirmiştir.
Millî Kültürün Geliştirilmesi
Millî kültür, millî benliğin gelişmesinde, güçlenmesinde önemli rol oynar. Bundan dolayı Türk milleti için millî kültür hayatî önem taşır. Millî kültür dinamik ve gelişmeye açık olmalıdır. Aksi takdirde çağdaş kültürlerin gerisinde kalır.
Türk Toplumunun Çağdaş Uygarlık Düzeyinin Üstüne Çıkarılması
Atatürk’ün en büyük amacı, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmaktır. Atatürk Türk milletinin çağdaşlaşmasını her şeyden önce bir hayat davası ve var olma mücadelesi olarak kabul etmiştir.
Müjdat
Atatürk’ün Altı İlkesi nedir ? Açıklamak istiyorum
1 Cumhuriyetçilik
2 Milliyetçilik
3 Halkçılık
4 Laiklik
5 Devletçilik
6 İnkılapçılık
Aysun
"Birinci maddeyi açıklıyorum."
Cumhuriyetçilik
Cumhuriyet; egemenliğin halkta olduğu devlet yönetimi demektir. Cumhuriyet, demokrasinin bir uygulama şekli olup halkın kendi kendini yöneterek, yönetimde söz sahibi olduğu rejim demektir. Cumhuriyetçilik ise devlet yönetiminde cumhuriyetin bulunması demektir.
Cumhuriyet, Atatürk tarafından; “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare” olduğu için ilan edilmiştir.
Cumhuriyet yönetimi 1923 yılından itibaren Anayasa’ya eklenmiştir ve Anayasa’nın birinci maddesidir. Anayasa’nın ikinci maddesinde de Cumhuriyetin nitelikleri belirtilmiştir. Buna göre Türkiye Cumhuriyeti:İnsan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Demokratik, Laik, Sosyal bir hukuk devletidir.
Atatürk demokratik cumhuriyeti benimsemiştir. “Demokrasinin tam ve en belirgin şekli cumhuriyettir.” demiştir. Atatürk, cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiştir. Böylece ülkenin sürekli yenileşme ve çağdaşlaşma içinde olmasına çalışmıştır."
Halide
"İkinci madde milliyetcilik ben anlatıyorum
Atatürk’e göre millet; geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında dil, kültür ve duygu birliği olan insanlar topluluğudur.
Murat
" Sıra bende üçüncü madde...
Halkçılık
Halkçılık ilkesi, ulusal egemenliği ön planda tutar ve demokrasiyi benimser. Devlet, vatandaşın refah ve mutluluğunu amaçlar. Vatandaşlar arasında iş bölümü ve dayanışmayı öngörür. Ulusun devlet hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanmasını sağlar. Atatürk’ün halkçılık ilkesinden anlaşılan; toplumda hiçbir kimseye, zümreye ya da herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. Bütün herkes kanun önünde eşittir. Halkçılık ilkesine göre; hiçbir kimse başkalarına karşı din, dil, ırk, mezhep veya ekonomik açıdan üstünlük sağlayamaz."
Zeynep
" Dördüncü madde
Laiklik
Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demektir. Diğer bir tanımlamayla da devlet düzeninin, eğitim kurumlarının ve hukuk kurallarının dine değil akla ve bilime dayandırılmasıdır. Ayrıca din işleri kişinin vicdanına bırakılarak din özgürlüğü sağlanmıştır. Laikleşme Aşamaları:
Saltanatın Kaldırılması (1922)
Halifeliğin Kaldırılması (1924)
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması(1925)
“Devletin dini İslam’dır” ibaresinin Anayasa’dan Çıkarılması(1928)
Müjdat
" Beşiinci madde
Devletçilik
Devletçilik ilkesi, devletin gerekli gördüğü alanlarda devletin gelişmesi ve yücelmesi için yapılan çalışmalardır. Atatürk’ün devletçilik ilkesi; Türk toplumun ulaşmak istediği çağdaş ve modern bir düzen için gerekli olan ekonominin güçlendirilmesi ve ulusallaştırılmasıdır. Devletçilik ilkesine göre, devlet ekonomiyle ilgili olarak doğrudan doğruya müdahale yapabilir. Ekonomik teşebbüsler sadece devlet tarafından yapılmayacak, özel teşebbüslere izin verilecek fakat hiçbir özel teşebbüs devlet kontrolünden ve teftişinden çıkamayacak.
Muhsin Öğretmen
" Vee altıncı madde çocuklar
İnkılapçılık
İnkılapçılık, Türk ulusunun çağdaşlaşması yolunda yapılan Atatürk devrimlerinin benimsenmesi, geliştirilmesi ve her türlü tehlikelere karşı korunmasıdır.
Halide
" inkilapları tarıh sırasına göre anlatırsak
1.Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar
• Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
• Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
• Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
• Yeni Türk Devleti’nde Anayasa hareketleri
• a)İlk anayasanın kabulünden önce çıkarılan anayasa niteliğindeki kanunlar
• b)20 Ocak 1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye)
• c)20 Nisan 1924 Anayasası (İkinci Anayasa)
• Çok partili rejim denemeleri ve sonuçları
• a)TBMM’de çeşitli grupların ortaya çıkışı
• b)Müdafa-I Hukuk Grubu’nun kuruluşu ve bunun halk fırkasına dönüşmesi
• c)Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası
• d)Fırkanın kuruluşu
• e)Şeyh Sait İsyanı ve fırkanın kapatılması
• f)Atatürk’e süikast girişimi
• g)Serbest Cumhuriyet Fırkası
• h)Menemen Olayı
2.Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar
• Medeni Kanunun kabulü
• Ceza Kanunun kabulü
• Hakimler Kanun kabulü
• Ticaret Kanunun kabulü
• Borçlar Kanunun kabulü
• İcra ve İflas Kanunun kabulü
3.Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar
• Eğitim alanında yapılan inkılaplar
• a)Tevhid-I Tedrisat (Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi) Kanunun kabulü
• b)Latin harflerinin kabulü
• c)Üniversite reformu
• Kültür alanında yapılan inkılaplar
• a)Türk tarihi alanında yapılan çalışmalar
• b)Türk dili alanında yapılan çalışmalar
4.Sosyal Alanda Yapılan İnkılaplar
1)Kılık kıyafette yapılan değişiklik
2)Tekke zaviye ve türbelerin kapatılması
3)Takvim, saat, ölçüler ve rakamlarda değişiklik
4)Soyadı Kanunun kabulü
5)Milli bayramlar ve tatil günlerinin belirlenmesi
6)Kadın haklarının kabulü
5.Ekonomi ve Sağlık Alanında Yapılan İnkılaplar
Muhsin Öğretmen:
"Sırası ile anlatacağız .Herkes konu ile bilgilerini aktarmalı ."
Zeynep:
"İzin verir misiniz;Mustafa Kemal Atatürk’ün çok anlamlı bir anısını paylaşmak istiyorum sizlerle"
" Tabiii."
"Kaynak yüksel Mert adlı değerli yazarın "Bilinmeyen Atatürk adlı kitabından okuyorum.
Mahmut Sadi şöyle anlatır : Yıl 1923 İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğum sıralar.Ben okul duvarında bir ilan görüyorum;Avrupa’ya öğrenci yollanacaktır. "Allah...Allah diyorum,ülke yıkık dökük ve yıl 1923 Avrupa’ya talebe ! Lüks gibi gelen bir şey ama şansımı denemek istedim.150 kişi içerisinde 11 kişi seçilmişiz.Benim ismimin yanına Atatürk "Berlin Üniversitesi’ne gitsin "diye yazmış.
Zaman geldi ; Sirkeci garındayım,ama kafam öyle karışık ki ... Gitsem mi,kalsam mı, orda beni unutur mu bunlar,para yollarlar mı,gurbet ellerde ne yaparım ? Bir an gitmemeye karar verdim ve döndüm. O sırada birisi ismimi çağırdı
" Mahmut Sadiiii,Mahmut Sadiii bir telgrafın var !"
Telgrafı açtım aynen şunlar yazıyordu...
"SİZLERİ BİR KIVILCIM OLARAK GÖNDERİYORUM ALEVLER OLARAK GERİ DÖNMELİSİNİZ"
Var mı böyle birşey ? 11 öğrencinin nerede,ne zaman ,ne düşünebileceğini hesap edebilen bir lider dünya lideri olmasın da ne olsun .
Yıl 1923 biz evimizde bir çocuğumuzun huyunu değiştiremiyoruz.Tüm ülkenin huyu değişiyor.11 öğrencinin nerede ,ne zaman ,ne düşünebileceğni hissediyor.
Mahmut Sadi devam ediyor...
"Gel de şimdi gitme,git de orada çalışma ,dön de bu ülke için canını verme"diyor.
Hepsi başlarını önüne eğdi; bir müddet sessiz kaldılar...
ALINACAK ÇOK DERS VARDI ASLINDA...
Murat
" Mustafa Kemal Atatürk’ün en güzel sözüyle toplantımız sona eriyor bir sonraki buluşmamız da konumuza kaldığımız yerden devam edelim diyorum."
" Olur diyorum."
" Ben deeee."
" Ben zaten daimi temsilciyim biliyorsunuz."
Murat
" Söylüyorummm."
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Ey Türk Milleti !
Sen yanlız kahramanlık ve cengaverlikte değil,fikirde ve medeniyette de insanlığın şerefisin...
Hafızasında binlerce yılın hatırasını taşıyan tarih,medeniyet safında layik olduğun
mevkii sana parmağıyla gösteriyor.Oraya yürü ve yüksel.
Bu senin için hem bir hak,hem bir görevdir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
NEŞE KIZILYAR
SEVGİLERİMLE
YORUMLAR
Ne günler yaşamışız...
Yok olmuş bir ulusu yaratmış sanki Atamız...
Hal böyle iken günümüzde ülkeyi geri götürme çabaları sürmektedir.
"Osmanlı Türkçesi Kursları" ilanlarını görüyorum..
Tabi ki camileri de bu geri gidişin odağı olarak kullanıyorlar...
Bazen dualar ediliyor ve "Tüm Osmanlı padişahlarının Ruhlarına" hediye ediliyor...
Fatih'lerin hakkını vermek isterim...
Ama "Tüm Osmanlı Padişahlarına" neden?
Eğer tüm Osmanlı padişahları iyi idiyseler, Duraklama, Gerileme ve Dağılma Devri neden oldu?
Neden Ankara cıvarında birkaç vilayet kaldı elimizde?
Bu arada bu olanaksız koşullarda kurtuluş savaşımızı yapıp yep yeni bir devlet kuran...
Camilerimize gidip ibadetlerimizi yapabiliyorsak onun sayesinde olan...
Atamızdan tek bir söz edilmez camilerde...
Ruhun şad olsun... Mekanın Cennet olsun Atamız...
Okuduğum tüm ayetler, tesbihler ve duaların sevabından senin ruhuna hediyem olsun...
GÜLDESTE
Kutlarım sizi böylesine güzel konulara emek verdiğiniz için.Tarihimizi bilmeliyiz Atalarımızı anlamalıyız diyorum
Ellerinden öper yirmi iki aylık torunum var bir yaşından beri resimlerini gösterdiğimizde paranın tura yüzünü sorduğumuzda
bu kim dediğimiz zaman
ATATÜRK der
Şu an zevkle söylüyor büyüyünce gururla söyleyecek
Yüreğinin sesi daim olsun
GÜLDESTE
Tebrikler Neşe'ciğim, emek verilerek hazırlanmış bir bölüm daha, Ramazandan sonra kaçırdığım bölümleri tek tek okurum inşallah, sevgimlesin.
GÜLDESTE
Tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları çizer ,yine Mustafa Kemal Atatürkün güzel bir sözü lakin gel gelelim şimdiki nesile şimdiki taşaron uşak siyasilere bunu nasıl anlatacağız kimsede Ulus bilinci yok , Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı dorukta her yer Allahın mülkü gözüyle bakılıyor Ulus Vatan sevgisi istiklal marşımız şanlı tarihimiz her gün tozlu küflü raflara atılıyor unutturulmaya çalışılıyor,Kendi vatanımızda yabancı gibi yaşıyoruz, ne mutlu Türküm diyemiyoruz her gün araplaşmaya gidyoruz dini siyasallaştırıyoruz ticaretleştiriyoruz kendinden olmayanlara düşman gözü ile bakılıyor yanlışları face *okta elwştirdiğim için ağalara hakaretten 3 dava ile karşı karşıyayımm Vatan millet cumhuriyet Atatürk dedimiz için mahkeme koridorlarını arşınlıyoruz yaşa çok padişahım dememiz gerekiyor iki davam sonuçlandı bir yıl altı ay onbeşgün hapis en tepedekinin halen devam ediyor 25 eylülde belli olacak Vatanını Atasının savunan laik cumhuriyette direnen ne yazıkki bedel ödüyor varsın biz bedel ödeyelim yeterki Vatan kurtulsun derim bu vesile ile asil bilge yürekle dertleşme fırsatı buldum arif bir yorum ders niteliğinde asil bilge Vtan sever Ata sever Cumhuriyet sever cesur yüreğiize selam olsun
iyiki varsınız iyiki edebiyattasınız
saygı ile efendim
GÜLDESTE
efendim çok güzel yazı dizisi keyifle ve heyacanla okumaktayım ülkemizin gelişmesi ve kakınması için çaba gösteren herşeyi yeni dünya düzenine göre dizayn eden ATAMIZIN önünde bir kez daha eğiliyorum sizlerede çok teşekkür ediyorum saygılarımla selamlar
GÜLDESTE
SAYGIDEĞER DOST, GÜLDESTE;
Bütün İlkeler: İnsan ve İnsanlık Sevgisi...
Laiklik: Bilimsellik ve Akılcılık...
Sanırım bu iki belirleme, sehven ters yazılmış... ŞUNU HİÇ UNUTMAMAMIZ GEREKİR. "AKILCILIK VE BİLİMSELLİK" ATATÜRK İLKELERİNİN DURAGANLIĞINI BER TARAF EDEN VE ONLARI BİR DOGMA OLMAKTAN ÇIKARTAN KURAMDIR. BÜTÜN İLKELER ONUN ÇATISI ALTINDA (Ya da şemsiyesi altında diyelim) BULUNURLAR. BİZATİHİ ATATÜRK BUNU ÖNEMLE VURGULAMIŞTIR...Laiklik ise insan ve insanlık sevgisiyle şekillenir ve uhrevi inançların, inanç sahipleri ya da devlet otoritesi tarafından, diğer insanlar üzerinde baskı aracı olarak kullanılmasını önlemek için düzenlenmiş kuralları ihtiva eder...
Kemalizmin sistemi altı ilkeden ibaret, duragan bir ideoloji olduğunu iddia eden politikacıların ve yazarların aklının bir türlü alamadığı şey, Kemalizm’in bu altı ilkeden değil, sadece bir kuramdan oluşan bir DÜŞÜNCE SİSTEMİ oluşudur. O kuram, “AKILCILIK VE BİLİMCİLİK”dir. O altı ilke, bu kuramın ışığında uygulanır…
Bu kuramın ışığında İNKILAPÇILIK ilkesi, bazılarının ifade ettikleri ve uygulamaya çalıştıkları gibi ideolojik bir devrimciliği ifade etmez. Sizin yazdığınız gibi "Atatürk inkılaplarını" güvence altında tutmaktan da ibaret bir şey değildir, kesinlikle değildir. Öyle olduğunu savunmak, o inkılaplarla oluşan yenilikleri duraganlaştırmaktan ibaret kalması gerektiğini savunmakla aynıdır. Oysa onları ileriye taşımak için İnkılapçılık ilkesi belirlenmiştir. O halde inkılapçılık neyi ifade ediyor diyorsanız söyleyeyim: doğruyu ifade eder.
İki nokta arasındaki çızığa doğru denir.
Bir ucundaki noktaya liberalizm, diğer ucundaki noktaya kominizm denilen doğruya KEMALİZM denir.
Kemalizm, ne liberalist ideolojilere, ne de sosyalist ideolojilere daha yakın bir ideoloji değildir. Kemalizm bir ideoloji değildir. Her ideolojiye eşit mesafede duran, kendine münhasır bir DÜŞÜNCE SİSTEMİDİR. Sağındaki yada solundaki, diğer ideolojilerden, o ideolojilerin işine gelen her şeyinden yararlanır, onları kullanır ve böyle böyle kendini sürekli yeniler ve ileri taşır. İşte buna İNKILAPÇILIK denir…Kezalik, “AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, DEVLETÇİLİK ilkesi, devletin her şeye hâkimiyetini ve müdahelesini de ifade etmez. DEVLETÇİLİK ilkesi, özel ve tüzel kişilerin, devletin kalkındırılmasındaki sorumluluklarını ifade eder. Bu vatan için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
“AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, HALKÇILIK ilkesi de demokrasiyi değil; devletin, vatandaşlarının yaşamlarını iyileştirmekteki sorumluluklarını ifade eder. Demokrasi, onlardan birisidir ve ilk sırada kayıtlıdır...Yani burada yaygın bir şekilde kullanılan devletçilik tanımı aslında halkçılık tanımına, halkçılık tanımında kullanılan tanımın da devletçilik tanımıyla örtüştüğünü söylemek gerekir...Maamafih bu da tartışmalıdır...
“AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, MİLLİYETÇİLİK ilkesi ırkçılığa değil, ortak kültürel yapılanmalara dayandırılır.
“AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, LAİKLİK ilkesi, uhrevi inançların, inanç sahipleri ya da devlet otoritesi tarafından, diğer insanlar üzerinde baskı aracı olarak kullanılmasını önlemek için düzenlenmiş kuralları düzenler.
Ve “AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, CUMHURİYETÇİLİK ilkesi, devletin resmi ideolojisini belirler. Devletin resmi ideolojisinin uygulanma biçimi ise KEMALİZM’dir…KEMALİZM BİR İDEOLOJİ DEĞİLDİR, KEMALİZM ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE BİÇEMİDİR. ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE BİÇEMİ İSE YUKARIDA ARZ ETTİĞİM TANIMLAMALARDAN İBARETTİR...
*
Bakın Ulu Atatürk bu konularda neler söylemiş:
“Ne benim düşüncelerimi benimseyenler ‘Kemalist’, ne başardığımız devrimler ‘Kemalist Devrim’, ne de benim düşüncelerim ‘Kemalizm’ veya ‘Kemalist İdeoloji’ adı altında doktrinleştirilebilir.”
“Biz bir savaş kazandık, savaş alanlarında kazandığımız zaferi yaptığımız devrimlerle taçlandırdık. Daha da yapacağımız çok şey var. Ancak kazandıklarımızın ve yaptıklarımızın tümü Türk Ulusu’na aittir. Her şeyi onun zeka ve maharetine ve çalışkanlığına güvenerek yaptık, doğrusu budur.”
“Ben arkamda dondurulmuş, kalıplaşmış, değişmez doktrinler bırakmıyorum. Aksine yaptığımız ve yapacağımız doktrinlerin tümü gelişmeye ve yenileşmeye açıktır. Şayet yaptıklarımız için ‘Kemalist Devrim’ sizlere de ‘Kemalist’ denirse, benim, ulusumuzun yücelmesi ve yükselmesi için savunduğum düşüncelerim ‘Kemalizm’ adı altında doktrin olarak sunulursa, ulus bundan çok zarar görür.”
“Benim düşüncelerim hiç bir zaman kalıplaştırılamaz. Çünkü ben ulusuma medeniyeti ve onu yakalayabilmesinin yollarını gösteriyorum. Medeniyet de düne bakmakla veya günü yakalamakla elde edilemez. Medeniyet bilimin ve aklın yolundan geçer. Öyleyse medeni ulusların ne doktrinlere ne de kalıplaşmış yaptırımlara ihtiyacı vardır. Benim söylediklerim ve bizim yaptıklarımız ulusumuzun medeni uluslar arasındaki yerini alması içindir. Gerçekçi, akıllı, mantıklı düşünmeyen ulusların medeni alem içinde hem yerleri hem de şansları yoktur. Medeni toplum olma şansları ise hiç yoktur.”
Atatürk; ideolojileri reddettiği gibi, O’nun sağa veya sola çekilmesini de şiddetle reddetmiştir ve bunu subaylarıyla yaptığı bir söyleşi de çok açık bir dille ifade etmiştir... Onun düşünce sistemini sağa sola çekmek, zaten ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİNİ REDDETMEKLE AYNIDIR. SAĞCILIKLA SOLCULUKLA ATATÜRKÇÜLÜĞÜ BULUŞTURMAYA ÇALIŞAN POLİTİKACILARIN KULAKLARI ÇINLASIN...
*
Yazılarınızı takip etmeyi büyük bir heyecan içinde sürdürmekten dolayı mutluyum... Emeğinize sağlık...SAYGILARIMLA
.
.
.
kemnur tarafından 7/29/2012 8:59:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
GÜLDESTE
Merhaba Can Kardeşim. İlgiyle okudum Yazınızı. Atatürk ilke ve İnkılaplarının tüm gönüllerde hissedilmesi gerektiğinin önemini çevremizdeki ateş çemberinden daha iyi anlıyoruz bugün.Tarihimizden güç alarak ,bilimin öncülüğünde, milli birlik ve beraberlik içinde olursak eğer yarınlarımızdan emin olabiliriz...
Öğretici paylaşımınızı en kalbi duygularla kutluyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum...
GÜLDESTE
Oldukça güzel bir bölümdü. Bundan sonrasını sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Emeğinize sağlık
Selam ve sevgilerimle.
GÜLDESTE
ATATÜRK AYDINLIĞI
Biz ne yapsak seni anlatamayız
Ne kadar yazsak yine tam yazamayız
İşaretlerin bize ışıklarımız oldu yılmayız
Biz senin gibi hiçbir zaman aydınlatamayız
Sen kurtardın bizler için sen kurdun
Bizler geldik sayende rahatça oturduk
Ne güzeldi sen yaşarken aziz yurdum
Bizler bu özgürlük rahatını seninle bulduk
Yazarız çizeriz bıraktığın özgürlük yolunda
Yok düşüncelerin önerilerin bazı kafalarda
Örümcek bağlamış olsa da yurdumun dört bir yanı
Vermeyiz senin kurtardığın bir karış toprağını
Sen rahat uyu sevgin içimizde hep yaşıyor
Yolunda ilerleyen pırıl pırıl çocuklar yetişiyor
Işık içinde rahat yat sevgili Atam
Askerlerin eğilmedi gösterdiğin yolunda ilerliyor
Not:15.08. 25.08.2011.Tarihleri arasında MAKEDONYA (MANASTIR BİTOLA DA ATAMIZIN
Askeri eğitim aldığı okulda şimdi müze olan yerdeki anılarımdan bu günlerde yaşanan olaylara seslenişim
21.08.2011.Saat 2145. MAKEDONYA
• Şiirinizi Düzenlemek İçin Tıklayın.
NAZMİ ŞENUSTA (NAZMİ ŞENUSTA)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullan...(ANLATILMAZ YAŞANIR)DEĞERLİ ŞİİR DOSTU YÜREK SESİNİZİ KUTLARIM OKUMAK BİR KİTAP ZEVKİ GİBİ OLDU..SELAM VE SAYGILAR ...
GÜLDESTE
BENDE INSALLAH cok guzeldi hatirlatma ve ATAMIZI ANLATMAKLA BITMEZ OVULMEYE LAYIK BIRISI
SAYGIM VE SEVGIMLE
GÜLDESTE
Mon cher ami, MERCI BEAUCOUP