- 705 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Evimin küçücük…
Evimin küçücük penceresinden görünen rengârenk kocaman ama küçük dünya!
Evet, küçük dünya diyorum gerçi kişiden kişiye göre değişebiliyor dünyanın hacmi. Bu pencereden baktığım zaman neler takılmaz ki gözlerime, ne hikâyeler belirir ister istemez.
İşte bunlardan bir tanesi, her akşamüstü gözüme bir baba ve bir oğul takılır öyle güzel bir tablo ki kelimeler yetmez o anı anlatmaya sanki birlikte spor yapıyor gibiler ancak biri tekerlekli sandalyede diğeri onu itiyor adım- adım. Hiç saatleri şaşmaz akşam yedi otuz ila sekiz buçuk arası uzun dik yolu adımlıyorlar birlikte.
Bu akşam yine onları gördüm yine babası tekerlekli sandalye ile oğlunu gezdiriyordu aynı yolda ve aynı saatte. Her gördüğümde adamın saçlarında ki akların biraz daha fazlalaştığını gördüm çocuğunun biraz daha suskunluğunu ama içimde onları izlerken işte kocaman ama küçük dünyanın kahramanlarından bir tanesi küçük penceremde film gibi kare-kare.
Onlar yolu adımlarken düşünceli bakışlarını gördüm hüzünlü bakışlarını…
Oğlunun temiz ışıltılı ancak mutsuz yüzünü gördüm ve neler düşündüm
İşte kaderdi bu kader! Henüz onyedi yaşlarında, yaşıtları okurken yürürken koşarken o tekerlekli sandalyede babasının refakatiyle geziyordu hava alıyordu oysa baba oğul birlikte koşabilirlerdi koşarken konuşabilirlerdi…
Ya babası kim bilir o neler düşünüyordu her adımda çocuğu için, beklide hala bir umut yeşertiyordu yüreğinde belki bir gün belki bir gün oğlumda yürür diye
Tıpkı engelli çocuğu olan tüm anne babalar gibi, engelli yakını olan tüm insanlar gibi…
Yalnız bir şeyden emindim k o adam oğlunu gezdirirken yüksünmüyor aksine gurur duyuyor gibiydi, yanından yürüyerek geçen insanlara rağmen. Bana helal olsun demekten başka bir söz düşmüyor. Çünkü kimin ne olacağı hiç belli değil, bilincinde olmak lazım. Herkes engelli aday adayıdır.
Cuma, Temmuz 13, 2012
20:48:58