- 862 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Münafık Şeytan Benzerliği
Münafıklar, müminlerden çıkar beklentisi içinde olan ve onların arasında yaşamaya çalışan kişilerdir. Ancak beklentileri gerçekleşmediğinde ya da müminlerin başına bir zorluk geldiği zaman, onlardan ayrılırlar ve işte gerçek yüzleri o anda ortaya çıkar. Mümin topluluğundan ayrılırken, onlara zarar vermeye, aralarındaki birliği bozmaya çalışırlar. Amaçlarını gerçekleştirmek için diğer münafıklarla ve inkarcılarla işbirliği yaparlar.
Rabbimiz Kuran’ın birçok ayetinde münafıkların karakterleri ve davranışları konusunda detaylı bilgiler vermekte ve müminleri bu ikiyüzlü kişilere karşı uyarmaktadır. Bu konuda Allah’ın ilettiği en önemli bilgilerden biri de, münafıkların şeytanla olan benzerlikleridir. Münafıklar, şeytan tarafından tamamen kuşatılmış ve onun fırkası olmuşlardır:
Onların tümünü Allah’ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O’na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalan söyleyenlerin ta kendileridir.
Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah’ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz şeytanın fırkası, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (Mücadele Suresi, 18-19)
Kur’an ayetlerinden açıkça anlaşılmaktadır ki münafıklar, şeytanın karakterinin pekçok özelliğini üzerlerinde taşırlar. En benzer özellikleri büyüklenmeleri ve akıllarını beğenmeleridir. Şeytan gibi tutarsız ve çelişkili bir mantığa sahiptirler. Rabbimiz insanı yarattığında secde etmesi istendiği halde etmemesine gerekçe olarak ileri sürdüğü, "Bir çamur olarak yarattığın kimseye ben secde eder miyim..." (İsra Suresi, 61) sözlerinden şeytanın kendini ne denli üstün gördüğü anlaşılır. Bir başka ayetteki, "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın beşere secde etmek için var değilim..." (Hicr Suresi, 33) ifadesinden de küstahlığı ve büyüklenme özelliği açıkça görülmektedir. Şeytanın akılsızlığı ve küstahlığı Sad Suresi’nde şöyle haber verilir:
Meleklerin hepsi topluca secde etti; yalnız İblis hariç. O büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu. (Allah) Dedi ki: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?" Dedi ki: "Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Sad Suresi, 73-76)
Buradaki en önemli ayrıntı, şeytanın Allah’ın varlığından emin olması, O’ndan korkması ancak büyüklenme nedeniyle itaat etmemesidir. Saçma bir mantıkla kendini insandan üstün görmesi ve insanı kıskanarak secde etmemesi nedeniyle, şeytan yaratılmışların en kötüsüdür.
Şeytanın bu mantık özelliği münafıklarda da çok belirgindir. Münafıklar da kendilerini ‘üstün’ ve ‘farklı’ gördükleri içindir ki, samimi müminleri ‘düşük akıllı’ olarak nitelendirip, onlarla aynı konumda olmayı ve bir ayette ifade edildiği gibi, ‘onlar gibi iman etmeyi’ reddetmektedirler:
Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük-akıllılar kendileridir; ama bilmezler. (Bakara Suresi, 13)
Kendilerini bu şekilde rahatlatmaya çalışırlan münafıklar, kendilerinin üstün, müminlerin aşağı olduğu bahanesine sığınarak, gerçekte müminlerin yoluna tabi olmayı reddetmektedirler. “İnsanların iman ettiği gibi iman” etmemek, münafıkların aslında elçiye teslim olmayı reddetmesidir.
Oysa Kuran’da açıkça bildirilen gerçek şudur: "... izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah’ın, O’nun Resulü’nün ve mü’minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar." (Münafikun Suresi, 8)
Fuat Türker
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.