BİLMEDİĞİMİZDEN DEĞİL, UNUTTUĞUMUZDAN
BİLMEDİĞİMİZDEN DEĞİL, UNUTTUĞUMUZDAN
Konuşur ve yazarken yaptığımız küçük bir hata, istenmeyen sonuçlar doğurur. Ankara’ya gitmek için çıktığımız yolda yol ayrımını kaçırırsak gözümüzü İstanbul’da açabiliriz.
Bildiğimiz halde unuttuğumuz, ya da önem vermediğimiz ve de sıkça kullandığımız küçük hatalara dikkat çekmek isterim.
*Basit cümlelerde önem verdiğimiz sözcüğü yüklemin yanına getirelim. Bu gün okula MÜFETTİŞ geldi. Müfettiş okula BU GÜN geldi. Müfettiş bu gün OKULA geldi. Bu cümlelerde vurgu, büyük harfle yazılan sözcüklerdedir.
*Olabildiğince etken çatılı fiil kullanmaya çalışalım. “Zanlı, polis tarafından karakola getirildi.” Yerine “Polis, zanlıyı karakola getirdi.”
*Meramımızı kısa ve kestirme yoldan anlatalım. Uzun yazılar okunmuyor. Yazı ve konuşmalarımızda benzer örneklerin sayısını azaltalım.
*Kuralsız cümle yoktur. Devrik ve düz cümle vardır. Amacımızı en iyi anlatacağımıza inandığımız türü seçelim. “Otur yerine.” Cümlesi ile “Yerine otur!” Cümlelerinin etkileri, farklıdır.
*Anlamını bilmediğimiz sözcükleri kullanmayalım. “Bilhassa” sözcüğü ile “Bilakis” sözcüklerini çoğu zaman birbirinin yerine kullanır, gülünç oluruz.
*Akademik kuralları biliriz ama küçük ve asıl kuralları es geçeriz.
Ziya Paşa’, demek istediklerimi isabetle mükemmel özetlemiş. Yazımı, onun muhteşem beytiyle bitiriyorum:
“Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde.”
Meraklısına:
Turfa: taze yeni, genç
Müneccim: Kâhin
Gaflet: aldırmazlık, sorumsuzluk
Reh-güzerinde: yolunun üzerinde.
YORUMLAR
Bence benim kuşağım, kendi yazdığını okumaya bile üşeniyor, öğretmenim.
Bizden sonrakiler zaten sesli harfleri yutan bir yazım dili geliştirdiler bile.
Üşeniyoruz biz. Zaman dar. Yoksa cin gibiyiz hepimiz. Bir iki defa okumaya zaman ayırabilsek, kendi yazılı anlatımlarımızdaki yanlışları pirinçten taş seçer gibi ayıklarız, ama vakit ayırmak zorumuza gidiyor işte.
Ee, kendi yazdığını okumaya üşenenler, başkasının yazdığına tölerans gösterecek değil ya.
Ne, çok gezebiliyor ne çok okuyabiliyoruz. Bildiğimiz kadarıyla yazıp yazıp asıyoruz işte.
Siz, büyüklük edip, "bildiğimiz halde unuttuğumuz," deseniz de ben pek emin değilim o unutmuş göründüklerimizi bildiğimizden :)
Teşekkürüm ve saygımla.
İlgiyle okudum.
Kazıdım aklıma...
Unutmamaya çalışacağım.
rsmcnb
Hataim ol demiş ol,
Her meyveden yemiş ol
O tutmazsa tutmasın
Sen bir defa demiş ol... der.
Benimki de o hesap işte. Bazı yanlışları görünce uyarmak istedim, lisan-ı münasiple...