TEDBİR VE TAKDİR
TEDBİR VE TAKDİR
Tedbir senden, takdir haktan demişler. Ya da atını sağlam kazığa bağla, kurt yerse yesin. Diyenler de vardır. Örneğin, evden çıkarken cebimdeki parayı sayarım. Akşam evde harcamalarımla cebimdekilerin toplamı tutuyorsa sorun yok. Hesabı tutturamazsam, yani açık vermişsem canım sıkılır. Eksilen parayı kaybettiğime hükmeder, beceriksizliğime yanarım.
Bir arkadaşım; “Kaldırımda yürüyelim de araba çarparsa suç bizim olmasın.” derdi. Kaldırımda araba mı çarparmış. Durakta otobüs bekleyenlerin arasına bile dalıyor arabalar. Evlere giren, viyadüklerden uçanlarını çok gördük.
Başıma gelen felâketlere üzülürüm ama felâket benim yüzümden geldiyse ya da felâkete ben sebep olduysam daha çok üzülürüm. Gerekli önlemleri almışım, kurallara uyarak araç kullanıyorum. Lastiğim patladı, kaza yaptıysam ya da karşıdan gelen araç, geçiş yasağı olan yerde hatalı sollama yaparak şeridime dalmışsa sakıngan bir sürücü olarak ben ne yapabilirim? Yine de en az zararla kurtulmak için elimden geleni yaparım.
Bir başka konu da herhangi bir eşyamı yerinde bulamayınca sinirlenirim. Kullandığın eşyayı işin bitince yerine koyacaksın. Hani hoca gelin ettiği kızını uyarmış ya ipliğinin arkasını iyi düğümle, yoksa neye uğradığına şaşırırsın diye. Yine bir arkadaşım anlatıyor:
-Öğrenciye soruyorum, aniden. Mendilini çıkar. Öğrenci, elini attığı cebinden mendilini çıkarırsa aferin alır. Aranmaya başlarsa cezayı hak eder ki bir daha ömür boyu ne o öğrenci unutur düzensizliği, ne de sınıftaki, diğer öğrenciler. Çünkü bin nasihatten bir musibet iyidir. Denilmiş.
Önemsiz diye savsakladığımız nice küçük şeylerin ilerde başımıza büyük sorunlar açabileceği gerçeğini unutmayalım.
Ummadığın taş baş yarar…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.