- 955 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
T A Ş E L İ ' N İ N K A N D İ L L E R İ
T A Ş E L İ ‘N İ N K A N D İ L L E R İ
Taşeli Platosu; Batıda Alanya-Akseki ve doğuda Karaman, Mut - Silifke hattında göksu nehri’ni takip ederek sınırlanan orta Toroslarda yer alıp merke zinde Ermenek vardır. Karaman, Çumra, Ereğli ve Akşehir’in güneylerinden itibaren orta toros dağlarının zirvelerine kadar uzanan Platonun üstü, yer yer 1200-2200 metre arasında değişen yükseklikte dağlarla kaplı olup denize paralel uzanan dağların ayırdığı vadilerle şekillenen bir düzlüktür Taşeli .
Taşeli Platosunda; Konya, Karaman, Mersin ve Antalya il sınırları içeri sinde yerleşik Ermenek, Sarıveliler, Başyayla, Hadim, Taşkent, Bozkır, Mut, Si lifke, Gülnar, Aydıncık, Akseki, Gazipaşa, Gündoğmuş ve Alanya ilçeleri ile muhtelif beldeleri ve buralara idari yönden bağlı köyler, mahalleler yer alır.
Ermenek yöresinde yerleşim; MÖ 3000 yıllarına dayanır. Ermenek, coğra fik konumu ve doğal korunaklı yerin çok oluşu nedeniyle Akdeniz kıyısında yaşayan kavimlerin hep sığınak yeri olmuştur. Nitekim, Strabon’un zarfan ma ğaraları olarak tanımladığı “Marasoli Mağarası”, Ermenek şehrinin kuzeyini çevreleyen dik ve yalçın dağın altındadır. Ermenek, bu dağın eteklerine Prehis torik devirde Akdeniz kıyısından gelen Nergoidler’in iskan eylediği söylenir.
Taşeli’ne tarihi süreçte Kalgotik çağlarda önce Nergoidler ve MÖ= 2500 yıllarında Protohititler hükmeder. Sonra MÖ= 2000 yıllarında Akdeniz kıyıla rına hakim olan Akalar, kıyılarda yaşayan ahaliyi klikya toros dağları içeri sindeki yerleşim yerlerine sürmeleri sonucu buralarda yaşayan Protohititlilerle kaynaşarak yeni bir kavim, nesil ve yöreye özğü yeni dil meydana gelmiştir.
Bilahare Taşeli otağı Ermenek ve yöresi toroslar, MÖ= 1334 yıllarında Hi titler’in, MÖ= 1180 yıllarında Frgler’in ve devamında MÖ= 625 yıllarında Ba billiler ve Asurlu’ların akabinde MÖ= 546 yıllarında Persler’in eline geçmiştir. Bu bölgeye hükmetmeyen kavim kalmamıştır Anadolu da.
Ermenek, Hititler devrinde yaşamış olan Arzava (Klikya) Krallığının Ho palla; ( Batıda Beyşehir Suğla Gölü, Doğuda Çumra ve Güneyde Ermenek ile çevrili alan) bölgesinde yer alır.
Büyük İskender MÖ= 333 yıllarında Tarsus’a kadar ulaşan Anadolu top raklarını alınca Ermenek’i; merkezi Silifke olarak oluşturduğu büyük bir eyalet merkezine Ermenek’i bağlar.
Büyük İskenderin ölümünden sonra Ermenek MÖ= 312yılında Selevkos ların eline geçer. Bu dönemde Ermenek, Bozkır ,Hadim, Sarıveliler, Taşkent yöreleri İzavriya (İzori) olarak tanımlanmaya başlanır. Ermenek, MÖ= 285 yılında kıralının ölümünden sonra Mısırlıların eline geçer.
Selevkoslar, Persler’in soyundan gelmekte olup Ermenek merkeze 20 KM mesafede yerleşik Yukarı İzvit (Yukarıçağlar ) denilen yerde MÖ= 106 yılında “Izavriya Antıokheia” sını kurar.
-2-
Ermenek Taşeli bölgesi, Roma İmparatorluğu döneminde bir eyalet merkezi olarak 300 yıl Romalılar hakimiyetinde kalıp bölgenin odağı, merkezi olmuştur. MS, 395 yılında Doğu Roma (BİZANS ) İmparatoru Komenus , Taşeli Bölgesi ve Ermenek’i fet eder. Hıristiyanlığı da ilk benimseyen bölgelerden olur. Havarilerden Aziz Barnabas’ın bir müddet Ermenek bölgesinde kaldığı rivayet edilmektedir. Böylece X. yüz yıla kadar manastır hayatı Ermenek ve çevresinde yoğunlaşır. Nitekim Ermenek’in İnöğlesi ve Kiliseler mevkilerinde bu dönem den kalma büyük manastır harabeleri mevcuttur.
Ermenek ismi; bir rivayete göre MS=1. asırda Roma İmparatorluğu ku mandanı Germenik adına atfen “Germenikopolis” olduğu söylenmektedir. An cak bazı kişiler de; kelime ve hece benzerliklerinden esinlenerek, “Er – Men” kelimelerinden < Kahraman Adam> anlamında olduğu ve “İrem – Nak” keli melerinden türeterek <Bağlık, bahçelik>şeklinde ifade edildiğini belirtmişler dir. Fakat Evliya Çelebi; 1671’ yılında Ermenek’e uğradığı zaman Salnama lerde şehrin isminin “Ermanak” olarak yazıldığını teyit etmiştir. Bu isim, 1980 ’li yıllarda Türk Dilinin yapısına uyğun olarak “ERMENEK” olarak değiştiril miştir.
“Ermenek” kelimesinin ve hitap ettiği Taşeli yöresinin başka dil ve kavim ler ile benzeşik bir durumu bulunmamaktadır ve bölğede bu dil ile kavime çağ rışım yapacak ne tek bir isim ne de dikili bir taş mevcuttur. Ermenek öz be öz Türkmen yurdudur.
Emeviler ile Bizanslılar arasında bu bölgede VII. Yüzyıldan itibaren XIII. Yüz yıla kadar çetin savaşlar olmuştur bölgede. Abbasi Halifesi Mehdi dö neminden itibaren Anadolu’ya ve bu arada Ermenek yöresine seferler düzenlen miştir. Halife Mutasım zamanında Taşeli yöresinin bir bölümü ile birlikte Erme nek’de istila edilip islamiyetle müşerref edilmiştir. Hatta bu esnada Seyit Battal Gazi Hazretlerinin, İzavriya’yı (Yukarıİzvit-Çağlar) fetetdiği rivayet edilir.
Ancak, 1071 yılında Malazgirt savaşından sonra Anadolu’nun kapılarının Türkler’e sonsuza kadar açılmasıyla birlikte Orta asya’dan Anadolu’ya oğuz bo yu akını başlar. Oğuz boylarının, Anadolu’da ilk yerleşim yerlerinden birisi de Ermenek ve çevresi Taşeli Platosu olmuşdur. Nitekim MS.= 1015 yılında Ma lazgirt savaşından 50-60 yıl öncesi Oğuz Boyları Ermenek bölgesine gelmişler ve öncelikli olarak Balkusan, Muhallar , Başdere(Navağı) , Aykadın ve Dindebol yörelerine yerleşmişlerdir.
Oğuz boylarının önünden kaçan pağan dini ve Hiristiyan dinine mensup Romalılar ile diğer kavimler Taşeli Toroslarına sığınınca yöredeki baronları ve kalelerle birlikte diğer yerleşim birimlerini yeniden alırlar. Böylece MS= 866 ila 1219 yılları arasında Taşeli Bölgesinde münavebeli şekilde Bizanslılar, Tekfur lar, Baronlar(Beylikler) ve en sonunda 1. Haçlı Ordusunun himayesinde X11. as rın sonlarına doğru Ermenek merkezli kurulan ve LEMUS HALGASI adlı Beyin hükmettiği Beylik dönemi hüküm sürer.
-3-
Türkmenler, Taşeli’ni yurt edinmeden önce coğrafik olarak Klikya olarak tanımlanan bölge, Selçuklular ve Osmanlı dönemlerinde orta Toros dağlarına kartal yuvası gibi konuşlanan Ermenek ve yöresini “Taş-El→Dış-El” olarak tanımlanır. Mersin il sınırları içinde kalan ak deniz sahil kesimlerine; “İç-El→ İç-İl” olarak nitelendirilerek coğrafik bir ayırım yapılır.
Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, Ermenek ve Taşeli Bölgesi ni 1228 yılında zapt edip vergiye bağlayınca aynı yıl Nure Sofi önderliğindeki Oğuzların Bozok Avşar boylarına mensup Türkmen aşiretlerini Taşeli yöresine bilinçli şekilde yerleştirir. Bu Türkmen aşiretleri, Selçuklu devleti ahalisini, Çu kurova bölgesi gavur dağlarından yapılan saldırılara karşı koruması amaç lanmıştır. Bu aşiretler, Turğutlulu, İkizcelu, Uğurlulu, Kazanculu, Sarıvelilu, Burhanlulu olmakla birlikte çoğunluğunu Nüre Sofi önderliğindeki Karaman aşireti men supları olduğu bilinmektedir. Söz edilen aşiretler; bölgenin nüfus yapısını Türk menleştirmenin yanı sıra kültürünü, dinini, yaşam tarzını, örf ve göreneğini de Türk ve İslam kültürüyle yoğurarak değiştirmiştir .
Karamanoğulları Beyliği; Taşeli bölgesine yerleşen Oğuzların, Bozok boy yundan Avşar’lara mensup olan Karaman Aşireti Beyi Nure Sofi ve oğlu Keru middini Karaman Beyin, Taşeli bölgesinde baronların, tekfurların hakimiyetine 1246- 1256 yılları arasında Ermenek’i de alarak son verir. Böylece Ermenek merkezli olmak üzere Karaman Beyi Mehmed Kerumiddin Karaman Bey tara fından 1256 yılında Türkmen Karamanoğulları Beyliği resmen kurulmuştur.
Karamanoğulları Beyliği, Türk siyasi tarihinde yaklaşık 250 yıl hüküm sürdükten sonra 1475 yılında Fatih Sultan Mehmet Han’ın Komutanı Gedik Ahmet Paşa tarafından egemenliğine Ermenek civarındaki Mennan kalesinde son verilir. Bundan sonra Karaman Oğullarına ait coğrafi bölğe Karaman’dan şehzadelerle yönetilmiştir. Fatih Sultan Mehmet Hanın; küçük oğlu Cem Sultan Karaman’ın ilk şehzadesi olmasının yanı sıra yine Fatihin torunu II. Beyazıt (Sarı Selim) Han oğlu şehzade Ahmet ve diğer oğlu Şehzade Korkut’un oğlu bu rada şehzadelik yapar. Yavuz Sultan Selim Han, taht mücadelesi esnasında ağabeyi Şehzade Ahmet’i takip ederken Karaman’a kadar ordusuyla gelip, alır.
Böylece ERMENEK ve yöresi Taşeli, tamamen Osmanlı İmparatorluğu nun hakimiyetine geçmekle birlikte bölgede eğleşen azınlıklar, yöreyi terk ede rek tamamen oğuz boylarının yurdu olur ve asırlardır Türkmen olarak gurur lanmaktadır.
Karamanoğulları Beyliği 1256 yılında kurulduğu zaman Ermenek’e bağlı bölgede 15 şehir ve 51 adet kale bulunur. Karaman-Alanya-Mut-Anamur-Silif ke- Gülnar şehirleri ile İrnepolis (Yukarı ırnebol), Lausedus (Lemos-Esentepe), İzavriya (Yukarı–İzvit- Çağlar), Gaystrus (Çukurbağ Köristanı ), Astra (Hadim yakınında), İzora (Bozkır’da) kale ve yerleşim yerleri mevcuttu. XV1. asrın arazi defterlerine göre Ermenek’te; Mescitli, Zaviye, Değirmenlik, Bağarası ma-
-4-
halleleri ile Gargara, Eskice, Delallar, Balkusan, Lemus, Çavuşlu, Uğurlu, Paşa kışlası isimli köy yerleşim yerleri bulunuyordu.
Ermenek ve çevresi yerleşim birimleri, Karamanoğulları Beyliği döne minde cami, mescit, medrese, köprü, Çeşme, tekke, Han Hamam, benzeri eserle ri yapılarak imar edilmiş ve daha sonraları Osmanlı döneminde önemli bir ka mu eseri yapılmamıştır. Ayrıca Ermenek ve yöresindeki yer, yurt ve mevki, köy isimlerinin tamamına yakını Türkçe ve kıyıda köşede kalanı da Romalılardan beri adlandırılan bölgesel isimleriyle anılmaktadır.
Oğuzların Bozok, Avşar Türkmenler’in Taşeli yöresine yerleşmesine ka dar bu bölgede Hiristiyanlık ve Pağan dini mensupları yayğın vaziyetteydi. Böl geye Emeviler ve Abbasiler döneminde yapılan akınlar sonucu İslamiyeti kabul eden aileler ile obaların yanı sıra 1071 yılından önce münferit olarak bölgeye gelip yerleşen Türkmen oymakları da islamiyeti yaşamaktaydı. Amma oldukça azınlıkta idiler. Bölgenin Türkmen yurdu olmasıyla birlikte islamiyette hızla yayılmış ve günümüze her hangi bir gayri Müslim topluluk erişemediği gibi izi bile ulaşmamıştır.
Esasen Ermenek Taşeli bölgesinde islamiyetin hakim kılınması; 1071 yı lında Türk Komutan Alpaslan’ın, Bizans imparatoruna karşı kazandığı Malaz ğirt savaşı Anadolu coğrafyasının kapılarını sonuna kadar açmış ve Türkmen lere verdiği cesaret, ruh ve ışık gönüllerden süzüle süzüle kalbin derinliklerinde coşkulu sevği, iman seline dönüşmüş ve akın akın çağlayıp coşmasıyla mümkün olmuştur. Değilse; Anadolu toprağı X. yüz yılda da dalğa dalğa gelen Haçlı Ordularınca çiğnenmiş ve İslamiyeti yaşayanlar büyük eziyet görmüştür.
Ancak bu dönemde Orta asyadan gelen gönül Erenleri, Evliyalar ve Bilge Mürşid-i Kamil İnsanlar; maddiyatta bir lokma, bir hırka düsturuyla hareket e derken maneviyatta; oldukça zengin, sevgide ve saygıyla hoşgörüde oldukça cö mert, eli-gönlü açık, sabırlı, Hakk’kı gözeten kişilerdi. Allah dostu olarak bir amaç uğruna gittikleri yerler ile eğleştikleri her yerde gönülden sohbetleri, bil ğileri ve zanaatkar becerileriyle gönülleri fet ediyorlardı. Takva içinde sürdür dükleri örnek yaşam tarzlarıyla, hadiselere makul ve mantıklı, hoş görülü yak laşımlarıyla sosyal ve aile yaşamına rehberlik ederek islamiyeti bölgede pekiş tirip safları sıklaştırıyorlardı.
Mürşidi Kamil, kutup mertebesinde olan Allah dostu zat-ı muhterem bu insanlar: sadece Allah’a (cc) güvenen ve O’nu dost edinip dünyevi her hanği bir beklenti içinde değillerdi. Bu fani alemde her daim ahiret için çalışıp ameli Salih olan, bir an bile Rab’bini aklından düşürmeyen ve Allah(cc) rızası için nefisleri ni terbiye, disipline eden Hazreti Peygamber Efendimizin birinci derecede varis leridir. Bunlar ihlaslı ibadetiyle İslama uyğun yaşayan, helalinden kazanan, Allah yolunda harcayan ve Hakk’tan aldığını halka veren, yardımlaşmayı, hayrı seven cihat savaşçısı muhteremlerdir. İnsanların; Yaradan’ına yönlendirmek için yardımcı olmaktan başka bir beklentileri olmaz bu alemden.
-5-
Allah-ü Teala’nın Velitullah kulları; “Keramet” sahibi kişilerdir. Cenab-ı Hakk, İslam dinine cihat ederek ve kelamı kitap Kur’an-ı Kerime hizmet eden bu dost kullarını “Kerametle” ödüllendirir diğer kullarından farklı şekilde. Ya ni; Erenler, Evliyalar, Salihler, Veliler, Ermişler ve kısaca Üçler, Yediler ve Kırklar diye adlandırılıp Kutup, Gavs, Evtad, Revasi, Nukeba, Nuceba olarak bilinen kimlikleri gizlendiğine inanılan Allah dostu Mürşidi Kamil kişiler, Pey gamber Efendimiz Hz. Muhammed’i(sav) ümmetine kıyamete kadar irşat, ede cekdir. Hakteala bu sebeple on’ları; başka insanlarda bulunmayan doğa üstü ve normal insanın yapmaya müktedir olmadığı hadiseleri gerçekleştirebilecek güç, kudret ve yetenekle teçhiz edilmişler donatılmışlar ve de görevlendirilmişlerdir. Yaradan’ın bahşettiği kerametten kendilerinin dahi bilgisi olmayan bu rabbani kişiler- zatlar; her zaman, her devirde yer yüzünde bulunmaktadır.
Hakk’Teala Hazretleri, kainatı yaraddığından beri kullarının, nefisleri ile şeytanın esiri olmaması, ebedi saadete kavuşmaları ve kulluk vazifelerini bi hak kın yaparak Amel-i Salih kişiler olarak huzura gelmelerini sağlamak amacıyla yer yüzüne Peygamberler göndermiştir. Nitekim en son Peygamberde Fahri A lem Hazreti Muhammet Mustafa(sav) Efendimizdir. Allah (cc), evreni yinede boş ve sahipsiz bırakmaz ayrıca; Peygamber Efendimize (sav) tam teslimiyet içinde O ‘na tabi olan, gönülleri ve yaşamları ile hal ve hareketleri Allah(cc) sev gisi ile dopdolu olan ve manevi sırlarla teçhiz edilmiş sözü edilen Mürşidi Kamil Zatları İslamiyeti, Müslümanlığı ve Hz. Muhammet’i (sav) irşat etmek üzere görevlendirmiştir.
Nitekim; 11.yy başlarından itibaren Anadolu’da hakk dini islamiyetin be nimsenmesi, inananların çoğalması ve hızla yayılması için Ahmet Yesevi diyarı orta asyadan Mürşidi Kamil gönül erenleri, Allah(cc) dostu kişiler hicret ederek gelmiş ve Anadolu’muzun ihtiyaç duyulan ücra köşelerine yerleşmişlerdir.
İşte bu durumdan her yöre gibi Taşeli bölgesi de nasiplenmiştir. Böylece Taşeli tek dilin, tek dinin ve tek milletin hakim olduğu bölge olmuştur. Elbette bunun gelişmesi, olgunlaşmasında; sözünü ettiğimiz Veli kişilerin, insanların din ve ahiret saadetine erişmesi için Hakk katında yaptığı çalışmaların çok büyük katkısı vardır. Zira Üçler, Yediler ve Kırklar olarak vasıflandırılan Peygamber Efendimizin varisleri olan Mürşidi Kamil Zatlar; Ümmetin kandilleridir.
Taşeli’ne Kandil olmuş Zat-ı Muhteremlerden; Büğülü Baba (Göktepe), Deli Hacı Sait (Uğurlu), Alim-i Günder Hoca (Günder), Kutup Ahmet Efendi(( Lafsa), Hacı Emmi Muharrem Hoca ve Aspir Kadın (Lemos), Azim Sofu ve Aksakal Ümmi Sinan(Sarıveliler )…gibi Mürşidi Kamil olan zatı muhteremleri ileri sahifelerde rahmet ve hayırla anmak için yazacağız.
25 – KASIM – 2011
Süleyman YILDIZ / Lemos 5303
YORUMLAR
HARİKA BİR YAZI KALEME ALMIŞSINIZ
KUTLUYORUM
GERÇİ BURADA YAYINLAMAK İÇİN ÇOK UZUN GELDİ BANA.:) :)
KENDİ YÖREMİDE İLGİLENDİRDİGİ İÇİN DİKKATLİ OKUMAYA ALIŞTIM
HADİM, ERMENEKE HAKİM OLAN BOZKIR YÖRESİNİDE HAKİM OLMASA BİLE MUTLAKA ETKİSİ ALTINA ALMIŞTIR.
...Emeviler ile Bizanslılar arasında bu bölgede çetin savaşlar olmuştur. Abbasi Halifesi Mehdi döneminden itibaren Anadolu’ya ve bu arada Ermenek yöresine yeniden seferler düzenlenmiş ve Halife Mutasım zamanında Taşeli yöresinin bir bölümü ile birlikte Ermenek’de istila edilmiştir. Hatta bu esnada Seyit Battal Gazi İzavriya’yı ( Yukarı –İzvit- Çağlar) fetetdiği rivayet edilmektedir
BURDA BİZANSLILARDAN FETHEDEN EMEVİLER DEDİGİNİZ GALİBA.. İSTİLA TABİRİ BELKİ UYGUN OLMAMIŞ GİBİ GELDİ BANA. YANLIŞ ANLAMADI İSEM
BOZKIR''İ tarafından 7/22/2012 11:56:11 PM zamanında düzenlenmiştir.