- 948 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÜTOPİK AŞKLAR
Kaldırıp başını gökyüzüne baktı. Ne kadar zaman olmuştu gökyüzüne bakmayalı bir an duraksayıp bunu düşündü. Bir yıl yada iki anımsayamadı. Pek önemli değil gibi geldi bu davranışı. Bu kadar sorun ve sıkıntının arasında gökyüzüne bakmak nasıl bir önem taşıyabilirdi. Sustu bir anda içinde çığlıklar atan ses. Yavaş yavaş yürümeye başladı gettosunda ülkenin en büyük şehrinin. Cam kulelerden köy bozması şehirciklere hayatın başkalaşan yüzünde, gülücükler kızgınlığa ve yenilmişliğe teslim oluyordu. Alacasında ilk akşamın yorgunluk çocuk koşuşturmalarının elinden tutmuyordu. Herkes kendi kırsallığını kentselleştirmişti kendince. Oysa gettocu burada doğduğu ve büyüdüğü için ne köyü ne de
bir kenti yoktu onun. Anılarla bezeli piç bir şehircik diye küfretti demir kapıya esaslı bir tekme attıktan sonra. Evden veya etraftan herhangi bir tepki gelmedi. Alışmışlardı bu asi çocuğun fırtınalı geliş gidişlerine.’’ Deliboran günün nasıl geçti ’’ diye bir ses duydu mutfağın önünden geçerken. Bu sese cevap verip vermemekte tereddüt etti. Sonra sadece ’’iyi’’ kelimesi çıkabildi ağzından ve susup kendi odasına çekildi. Yorgun vücudunu yatağın üzerine boylu boyunca serdi. Bugün hiç iyi değildi oysa çalıştığı işyerine yeni bir kız gelmiş ve işe başlamıştı. Sıcakkanlı , güleç yüzlü güzelce bir kız. Tamda onun masasının karşısındaki masa verilmişti bu kıza. Bugün akşama kadar onlarca kez göz göze gelmişlerdi. İkiside kaçamak bakışlarla birbirlerini süzüp durmuşlardı. Deliboran içinde birşeylerin kopmaya başladığını hissetmişti. Bugün bu işyeri ne kadarda sıcaktı. Elleri ve alnı terliyor, dudakları kuryup duruyordu. Garip birşeyler oluyordu hem zaman dursun hem de bir an önce geçsin istiyordu. Deliboran boynuna dolanan sıkıntılı bu durumun kendini nefes aldırmaz bir hale geldiğini hissedip dışarı çıkmaya karar verdi. Arada bir çıkıp sigara içtikleri teras kata attı kendini. Bir tane sigara çıkarıp yaktı. Ve yükseklerden kaybolan düşler şehrini seyre daldı. Bu kısa seyirden tatlı bir ses çekip aldı onu. ’’Merhaba ’’ karşılığı
şaşkınlık ve yarım yamalak bir merhaba olan bir düş köprüsünün ilk adımı. Deliboran nereye kaldıracağını bilemediği ellerini cebine soktu. Kız çok şeyler deyip durdu , ama o bu seslerin hiçbirini duymadı. Tek derdi bu yeni köprüden bir an önce karşıya geçmekti. Mola bitmiş deliboran masasına dönmek için kızla beraber yürümeye başlamıştı. Ne güzel saçları vardı bu kızın, gözlerini alamadı bu saçlardan. Akşam nasıl oldu anlamadan iyi akşamlar nakaratı sarmıştı ortalığı. Deliboran bir tek dudaktan çıkan iyi akşamlara karşılık verdi. Ve sessizce ayrıldı cam kalenin surlarından. Nihayet birgün daha bitmişti. Yorgun bedeni ılık bir uykuya teslim olmuştu. Yarın ne olabilirdi, ya da ne olsun isterdi bunları düüşünmek epeyce yormuştu onu .