Sosyal Ağlar
İnsanoğlu geçmişten günümüze değişik yöntemler kullanarak birbirleriyle iletişim içerisinde olmuş ve bu sinerji sayesinde gelişime ışık tutacak olaylara ve icatlara imza atmıştır. İnsanoğlunun ilk baş gösterdiği zamanlara bakarsak eğer sosyalleşme zaten çok ön planda yer almadığı için, iletişim araçlarının yetersizliği göze çarpmaktadır. O dönemdeki insanların birincil ihtiyaçları gıda ve barınma olduğundan aile, sevgi, ve diğer duygusal bağlamlar, ikincil ihtiyaç olarak belirlenmiştir. Ne zaman ki, birincil ihtiyaçlar kolaylıkla karşılanabilir hale gelmiş, o zaman insanlar daha çok duygularına, hislerine ve diğer insanlarla olan ilişkilerine önem vermeye başlamışlar, ve bilgi edinimi birincil amaca taşınmıştır. İletişim yöntemleri gelişmiş, insanlar sosyalleşmeye, dayanışmaya ve birbirlerini anlamaya daha çok empati kurmaya başlamışlardır.
O zamanlar ilkel sınırlarda kullanılan iletişim araç-gereçleri ve yöntemleri, günümüzde en çağdaş şekliyle, dünyadaki her bireye ulaşımı, o bireylerden oluşan bir ağ kurmayı ve o ağlar içerisinde sınırsız paylaşımı desteklemektedir. Bu iletişimin, paylaşımların, ve yapılanmanın en önemli nedeni insanın bilgiye olan açlığıdır. İnsanın hayattaki en önemli yaşam kaynağı bilgidir. İnsan ne kadar bilgiye ulaşır, o kadar kendini gerçekleştirme fırsatı bulur. İnsanın kendini gerçekleştirmesi ontolojik anlamda kendi öz mutluluğuna ulaşmasını sağlar. İşte bu nedendendir ki, internet, günümüzde insanların sosyal anlamda birbiriyle etkileşim kurmasında büyük önem taşır.
İnternet (web 1.0), ağlar arası iletişimi sağlamak amacıyla geliştirilmiş, daha sonra paket veri iletişimi ve tek yönlü iletişim için kullanılmış ağlar arası bir sistemdir. İkincil kullanımında ise internet (web 2.0), daha çok kişinin çeşitli yollar ile birbirleriyle etkileşim içerisinde bulunmasını sağlayan sosyal bir çevre haline gelmiştir. Bu sayede, insanlar kendi içeriklerini geliştirip yayınlamış ve bu içerikler hakkında diğer bireylerden yorumlar ve farklı bakış açıları elde etmişlerdir. Ayrıca, belirli bir amaç doğrultusunda bir araya gelip çevrim içi topluluklar oluşturmuş, ister politik, ister sosyal faktörler çerçevesinde kendi düşüncelerini özgürce ifade etmişlerdir. En önemlisi, insanlar birbirlerinin deneyimlerinden yararlanarak daha hızlı ve farklı deneyimlere ön ayak olmuşlardır. Internet’in bu ikincil kullanımına genel olarak sosyal medya adı verilmektedir. Sosyal medya, tüm dünyadaki insanların birbirleri ile iletişim kurmasını ve sosyalleşmesini sağlayan teknoloji olarak günümüzde en büyük etkiye sahip bir fenomendir.
Facebook, tüm dünyaya damgasını vurmuş bir sosyal ağdır. Dünya üzerinde 835.525.280 üyeye sahip olan bu devasal sosyal ağ Mark Zuckerberg tarafından 2004 yılında Harvard Üniversitesin’de okuduğu zamanlar yazılmıştır. Facebook insanların günlük davranış akımlarında ciddi değişimlere ön ayak olmuş ve insanların birbirleriyle olan bilgi alışverişini ve iletişimini arttırmıştır. Öyle ki; eğitim sektöründe bile ciddi anlamda Facebook kullanımı yer almaktadır. Özellikle, sosyal bilimler öğrencilerin bu sosyal ağ üzerinde aktif bir şekilde birbirleriyle veri alışverişi yaptıkları, etkinliklerini duyurdukları ve grup çalışması yürüttükleri yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Aileler çocuklarını daha rahat takip edebildiklerini belirtmiş, gençler ise sevdikleri markalar, müzik grupları, bilim adamları ve daha bir çok kişi ve ürünle iletişim içerisinde olmanın onlar için büyük bir avantaj olduğunu dile getirmişlerdir. Evet, sosyal ağlar insanları birbirlerine yakınlaştırmış, fakat belirli tehlikeleri de beraberinde getirmişlerdir.
Bir toplum içerisindeki bireylerin çeşitliliği yadsınamayacak kadar fazladır. Tüm dünyadaki bireylerin katılımlarıyla oluşan bu ağlar, kişilerin kimliklerini gizlemelerine fırsat sunmuş ve kendilerini farklı bireyler olarak başka insanlara tanıtmalarına olanak sağlamıştır. Bu çeşitlilik içerisinde nefret söylemi, çocuk tacizi, siber saldırlar, farklı grupların tehlikeli çeteler haline gelmesi ve daha bir çok negatif eylem sosyal ağlar sayesinde daha kolay gerçekleştirilebilir hale gelmiştir. Kar zarar analizi yapmak bu durumda çok zordur, çünkü inanılamaz güçlü bir etkiye sahip olan bu sosyal teknolojiler aynı zamanda da kontrolsüz doğasından dolayı farklı kullanımlar sonucu birçok bireye zarar vermektedir. Ancak, bireylerin bu sosyal teknoloji kullanımları doğrultusunda alacakları eğitimler sonucunda negatif kullanımların bir nebzede olsa önüne geçmek mümkündür. İlkokul çağı çocuklarına verilebilecek olan sosyal medya okur yazarlığı dersi, çocukların bu yeni nesil teknolojiyi daha bilinçli ve daha hedefine yönelik kullanmalarını sağlayarak, ilerde yetişkin bireyler olduklarında, kimsenin özgürlüğüne dokunmadan, en doğru biçimde bu medyayı kullanmalarını ve kendi hedeflerine yönelik, kendi sosyal medya kullanım tarzlarını oluşturmalarına yardımcı olacaktır.
Kısacası, bireylerin kişisel gelişimleri için ciddi olanaklar sağlayan bir sosyal çevreye sahibiz. Fakat, bu sosyal çevre o kadar kapsamlı, derin ve kontrolsüz ki, amatör kullanıcıların kesinlikle bir rehber dahilin de, bu çevrenin normlarını, kurallarını, özelliklerini, kapsamını, iletişim biçimini, tarzını (netiquette) ve yapısını öğrenmeleri gerekir. Aksi takdirde, bu sosyal çevrenin kötü niyetli ve amacı dışında kullanımı daha yaygın hale gelecek ve daha fazla bireyi tehdit edecektir.
YORUMLAR
Sevgili Damla, ele aldığın konuyu, bir iktisatçı ve iletişimci kişiliğinde ele alışın, senin konu hakkında ne kadar güçlü bir alt yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Bu arada doktoranı hangi konuda yaptığını merak etmeden geçemedim... Çok yerinde tanımlamalar ve analizler, konuya tam vakıf olmayan bizlerin darağacına önemli katkılar sağladı. Çok güzel bir makaleydi. Sanırım bu konuda yazılacak çok şey daha vardır ve herhangi bir doktora öğrencisi için güzel bir tez konusu olabilir... Tebrikler...