- 620 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BABAMIN EŞİ ÖLSÜN - 12
Sonraki hafta okulda sınıfa gelen başka sınıflardan olduğu belli değişik kişilere belli etmemeye çalışarak Halil’i göstermeye başlamıştı Serpil. Bunlar Serpil ve Suna gibi Ülkü Ocakları üyesi gençlerdi. Kötü kötü bakıyorlardı. Bakışlarında tehdit vardı hepsinin.
Bir teneffüste kimseye görünmemeye çalışarak sınıf arkadaşı Can sokuldu yanına.
- Halil , kardeşim kendine biraz dikkat et. Seni mimlemişler, sürekli takiptesin. Bu adamların sağı solu belli değil. Her kötülük gelir onlardan. Ben de sizdenim ama sakın belli etme. Benimle de fazla yakın olma. Çünkü beni de tanıyorlar, ben de takipteyim.
Oldukça kısık sesle bunları söyleyip uzaklaştı Can, Halil’in yanından. Halil’in cevap vermesini bile beklemedi. Zaten şok olmuştu çocuk, cevap vermek aklına bile gelmedi.
Bir gün okul çıkışında yaklaşık on onbeş Ülkücü birden bire etrafına doluşup yolunu kestiler. İçlerinden biri çantasını alıp kurcalamaya başladı. Daha sonra yere boşaltıp ayağı ile kitapları karıştırmaya başladı.
- Hayret, temizmiş bu yahu ! Komunist kitabı falan yok çantasında !
- Akıllanmış demek !
- Aferin bak, böyle olursan çok yaşarsın, ömrün uzar tamam mı ?
Pis pis gülüyor, alaylı bir şekilde bakııyorlardı Halil’e .
Halil, hiç konuşmayıp susmayı tercih etti. Öfkesini içine attı. Etrafında daire oluşturup birbirlerine doğru pis pis gülerek, kahkahalar atarak itmeye başladılar. Bir ara yere düştü Halil. Bir kaç da tekme atıp,
- Bu sana hem ufak bir ders , hem de son ikazımız olsun ! Anlaşıldı mı çocuk ? deyip cevap alamadan uzaklaştılar.
Üstü başı tozlanmış, ağzı kanar bir vaziyette toparlanıp minibüse kadar gitti. Ne minibüste, ne de köyüne geldiğinde eve gidene kadar sorulan meraklı sorulara hiç cevap vermeden doğruca evine gitti.
- Oğlum, yavruuum ! Ne oldu sana ? diye bağırmaya başladı annesi onu gördüğünde.
- Yok bir şey anne, büyütme ! Önemli bir şey değil !
- Ne demek önemli değil oğlum ? Kavga etmişsin, dayak yemişsin sen !
- Yok be anne, dayak falan yemedim ! Ufak bir tartışma sadece.
Hemen mutfağa koşup sıcak su getirdi. Ağzındaki, burnundaki kanları silmeye başladı kadın.
- Elleri kırılsın İnşaallah ! Ah be oğlum , siyasete falan mı bulaştın sen ne yaptın ?
- Yok be anne, ne siyaseti ?
- Bulaşmadın da ne bu böyle ? Ne istediler ki senden ?
Daha fazla soruya maruz kalmamak için üstünü değiştirmek bahanesi ile odasına koştu. Soyundu, duş aldı, pijamalarını giyinip yatağına oturduğunda göz pınarları volkan gibi patlamaya başladı. Bütün gün hem dilini, hem göz yaşlarını nasıl da frenlemişti !
- Kalleşler, kalleşler ! Bu mu ulan Milliyetçilik ? Bu mu sizin Ülkücülüğünüz ? Size inat ve sizin yüzünüzden Komunist olacağım ulan ben, Komunist olacağım, göreceksiniz !
Devam edecek
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.