YORUMLAR
Konu oldukça hassas ve derin... O kadar çok tanıdığınız ve önemli yerlerde makam sahibi olan dostlarınız olmasaydı işler hiç de böyle sonuçlanmayacaktı elbette. Oysa adaletin terazisi herkes için eşit tartmalıydı. O matematik öğretmeni gereken cezayı almalıydı elbette ama ona tokat atan Gül Hanım da- ne kadar ağır tahrik olursa olsun- bir ceza almalıydı. Bu olayda sanırım bu husus es geçilmiş. Bu da aklıma Aşık Mahsuni'nin şirini getiriyor : '' Ankara'da dayın yoktur / Mamudo gurban niye doğdun?''
Nerede o eski öğretmenler konusunda ise tamamen katılıyorum sana.
Selam ve sevgilerimle.
Kemnur
sami biberoğulları
Gözleri düzelttin ya hemen fındık kırmaya başlayacaksın yani...Eh ne diyelim Allah olmayanlara da versin..
Selam ve sevgilerimle.
Sayın Hocam,
Herkes tuttuğu makamın nimetlerini, en son avantajına kadar kullanıyor ve bu konuda ittifaklar içinde bulunuyor. Eskinin yanında güzel kalmadı ki.
Elinize sağlık.
Kemnur
Merhaba... hikayeyi başlığına duyduğum ilgiden okudum...Öncelikle eski öğretmenlerin farklı olduğuna sizin gibi katıldığımı ifade ediyorum...Şimdikilerden çok farklılardı, çocuk dövmelerine rağmen bir baba veya anne şevkati ile hareket ederlerdi...Ben 1972 öğretmen okulu mezunuyum...Altı yıl yatılı okudum...her yönümüzle ilgilenilerek çok mükemmel yetiştirildik...Yüreğimizi koymuştuk ortaya...Yıllarca köylerde çalıştım...ben de öğrenci dövdüm elbette...Fakat yaralanan bir öğrencimi hastaneye taşırken en güzel ve ilk kez giydiğim elbisem kan revan olmuştu...Acile girdiğimde kan tutmasından bayıldım...yere düşerken bağırmışım; "ben hasta değilim çabuk çocukla ilgilenin..." diye...Daha neleri...Dilsiz bir öğrencimle hikayemi sitemde anlatmıştım...Günün yazusu seçildi...
Şimdilerde yetişen öğretmenlerde kendini adamışlık duygusu yok...Tabi değişen dünya ile birlikte düşünceler de değişti...Artık veliler de duyarlı...Evlatlara titriyorlar...Benim çocuk dövmemin miladı 1984 yılıdır...O yıl Gazi pedegojiye girdim müfettiş olabilmek için...Hayatı yeniden keşfettim...Oysa öğretmen okulunu birincilikle bitirmiştim...Dövmenin çare olmadığını gördüm...Sevgi ile çözülebileceğini öğrendim sorunların...Tabi ki sorun çözme yöntemlerinde de uzman olmak gerek...
Eşinizin başına gelenler günümüzün tipik aciz yönetim anlayışından kaynaklanmakta...Oysa okul bir işletme...Müşteri veli ve öğrenciler...Müşteri memnuniyeti diye bir olay var TKY sürecinde...Müşreri her zaman haklıdır diye düşünülse sorun kalmayacak zaten...Fakat eşinizin tokat atması olayı da hoş değil...Gerekçesi ne olursa olsun...sanırım siz de bu noktada böyle düşünüyorsunuzdur...Sinirlerine hakim olamamıştır ayrı...
Ben müdür olsam bu olay karakollara kadar taşımazdım...herkesin mutlu olabileceği bir çözüm bulunabilirdi...Karakolun tavrı da "devlet memuru tavrına yakışmıyor"
Her şeye rağmen akıcı ve natrurel bir hayat hikayesi olmuş...Çok tebrik ediyorum kaleminize sağlık...