- 1393 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ERCİŞ'TE ÖLÜM VE BAŞSAĞLIĞI ZİYARETLERİ
Erciş’te Ölüm ve Başsağlığı Ziyaretleri
Erciş’te yıllardır devam eden ve son yıllarda yoğun bir şekilde ilgi gören bir gelenek de taziye ziyaretleridir. Şehrin büyümesi ve nüfusun artması üzerine taziye ziyaretleri, artık ya apartmanların bu işler için yapılmış zemin katlarında veya taziye çadırlarında kabul edilmektedir. Şu anda Erciş’in her mahallesinde bir veya iki taziye çadırı bulunmaktadır. Taziye yerleri ve taziye çadırları şehir içinden ve köylerden akraba olsun veya olmasın gelen Ercişliler tarafından 3 gün boyunca yoğun bir şekilde ziyaret edilerek cenaze sahiplerine başsağlığı dilekleri sunulmaktadır. Bu yazımızda kısaca Erciş’te ölüm ve taziye ziyaretlerinden bahsetmek istiyorum.
Ölüm, hayatın tabii sonucu ve kaçınılmazdır. Her canlı gibi insanlar da doğar, büyür ve ölürler. Bizim insanlarımız, ölümü doğum gibi normal karşılar, kendini her an ölecekmiş gibi hazırlıklı hisseder. Kısa bir süreye kadar Erciş merkezde birisi öldüğü zaman, bu genellikle Merkez ( Kara Yusuf ) Camii’den veya cenazenin bulunduğu yere yakın camilerden yapılan bir duyuruyla ilçe halkına haber verilirdi. Şu anda Erciş’teki camilerde merkezi sistem olduğu için ölen olduğunda, ilçenin en uzağındaki insanlar bile ölenin kim olduğunu duyabilmektedir. Bunun için herhangi bir saat belirlenmeksizin cami yetkilileri bilgilendirilir. Müezzin de kendisine haber verildiğinde önce “Selâ” okur, arkasından da ölenin babası ve bazende yakın akrabalarının (kardeşleri, amcaları v.b. ) adları sayılarak ölenin kimliği, cenazenin nereden ve ne zaman alınacağı, namazının ne zaman kılınacağı açıklanır. Bu duyuru 2- 3 kez tekrarlandıktan sonra en son bir duyuru da cenaze namazı kılınacağı zaman yapılır.
Ölenin kimliği açıklandıktan sonra yakın akrabaları, komşuları ve dostları cenaze evine gelirler. Cenaze yıkanır. Tabuta yerleştirilir. Eğer cenazenin çok yakın akrabaları uzakta ise bazen de onların gelmesi beklenir. Daha sonra cenaze camiye getirilir. Cenaze sahibinin isteği üzerine orada hocalar tarafından hatim indirilir. Sonra namazı kılınır. İmam cemaatten helallık diler. Genelde cenaze namazları, acil durumlar dışında vakit namazından sonra kılınır ve cenaze cemaat eşliğinde kabristana götürülür. (Bazende cenaze arabasına konulur.) Cenaze kabristana ulaşıncaya kadar sürekli omuzlarda taşınır. Bu arada insan sayısı gittikçe artmaya başlar. Kabristana götürülürken tabutu gören her Ercişli tabutun altına girmek ve cenazeyi taşımak suretiyle sevap kazanmak ister. Onun için tabutu omuzlayan insanlar sık sık değişir.
Bu arada cenaze henüz yıkanırken bazı hayırsever insanlar veya ölen insanın yakınları kabristana giderek tarif edildiği şekilde boş olan alana mezar yeri açarlar. Cenaze kabristana getirildiği zaman mezar hazırlanmış olur. Merkezde bu işi üç yıldır Belediye elemanları yapmaktadır. Her kabristanda belediye mensupları tarafından kazılmış hazır mezar bulunmaktadır.
Cenaze tabuttan yakınları tarafından çıkarılır. Kıbleye doğru sağ yanı üzerinde mezara indirilir. Kefenin bağları çözülür. Cenazenin üzerine bir avuç toprak atılır. Üzeri Sal (yassı taş) ile kapatılır. Salın üzerine ot atılır. Daha sonra yakınları ve orada hazır bulunan cemaat tarafından mezar toprakla kapatılır. Toprak atanlar küreği yere bıraktıktan sonra bir başkası alır. Bu arada toprak, kürekle atılırken toprak atanlar orada bulunanlar tarafından sürekli uyarılarak kendilerinin de toprak atacağını belirtip, küreği yere bırakmasını isterler. Kürek yere bırakılmadan elden alınmaz. Mezar kazılırken çıkan toprak tamamen mezarın üzerine atılıp belli bir şekil verildikten sonra baş ve ayak taşları bırakılır. Hoca telkini okur. Bu arada mezar başında bulunanlar, ufak taşlara Fatiha okuyarak tümsek haline getirilen mezarın üzerine yerleştirirler.
Defin işlemi bittikten sonra topluca cenaze evine gidilir. Orada hoca tarafından dua okunur. Dua ve Fatiha’dan sonra cenazenin yakınları tek sıra halinde dizilerek cenazeye katılanların taziyelerini kabul ederler. Kendisini cenazeye yakın bulanlar (akraba ve dostları) hemen ayrılmaz, yaz ise bahçeye, kış ise hazırlanan odalardan birine geçerek cenaze sahiplerini bir müddet de olsa yalnız bırakmazlar. Bu arada taziye çadırı kurulur. Cenaze namazına katılanlar, tekrar gelmek üzere cenaze evinden ayrılırlar. Orada sadece cenazenin yakın akrabaları kalır ve bunlar taziye devam ettiği sürece oradan ayrılmazlar.
Erciş’te taziye genelde üç gün devam eder. Fakat taziye evine gelenler devam ettikçe bu süre yedi güne kadar çıkar. Hatta köylerde bu süre daha fazla uzayabilmektedir. Erciş merkezde taziye üç gün devam etse de ailenin büyükleri gelenler olur diye bir süre daha taziye evinde beklerler. Kadınlar ise yedi gün taziye evine uğrar, acıları paylaşırlar. Çoğu zaman da ağıt yakarlar. Taziye ziyaretleri tek tek yapıldığı gibi grupça da yapılmaktadır.
Karşı çıkmalar olsa da taziyeye gelenlere çay, şekerleme veya çikolata ikram edilir. Taziye evinde erkekler oturduğu sürece o evde yemek yapılmaz. Bir süre öncesine kadar üç öğün yemek komşuları ve yakınları tarafından getirilirdi. Fakat son yıllarda artık evlerden yemek gönderme yerine para vererek yapılan yemeğe ortak olma geleneği başladı. Taziye süresince verilecek yemeğe ortak olmak istiyenler önce hazırlanan listeye ismini yazdırırlar. Bunlar genelde ölenin akrabaları, komşuları ve arkadaşlarıdır. Bazen de hem hayır almak hem de katkı sağlamak amacıyla başkaları da ortak olmaktadır. Daha sonra yapılan masraflar hesaplanır. Herkesin ödeyeceği para belli olduktan sonra ödeme yapılır. Bu yemeğe, yemek esnasında taziye dileklerini iletmek için gelen misafirler de davet edilir. Bunun için büyük bir sofra hazırlanır veya gruplar halinde yemek verilir. Erciş’in en önemli özelliklerinden birisi de budur. Başka alanlarda gösterilen paylaşım, dayanışma ve yardımlaşma burada da öne çıkar. Eskiden köylerimizde taziyeye gelenler veya taziye evinde oturan cenaze yakınları, her gün bir eve davet edilerek yedirilip, içirilirdi. Artık köylerimizde de masraflara ortak olma geleneği yerleşmeye başladı.
Üçüncü akşam veya dördüncü günü sabahleyin ailenin bir yakını veya komşuları tarafından berber getirilir. Taziye süresince orada oturan cenaze yakınları sırasıyla tıraş edilir. Daha sonra ölen kişinin giyeceği v.b. eşyaları fakir-fukaraya, (ölenin hayrına) verilir. Üçüncü günü ise kazanlarla un helvası yapılarak ekmek arasında komşulara ve fakirlere dağıtılır. Ayrıca ıskatı verilir. Elli ikinci gecede cenazenin kemiklerinin birbirinden ayrılacağına inanıldığından bu gecede de Mevlit okutulur.
Köylerde birisi öldüğü zaman radyo, teyp, televizyon açılmaz. İlçe merkezinde ise yakın akrabalar ve yakın komşular buna uyarlar. Yakın çevrede düğün ve sünnet töreni olacağı zaman düğün ve sünnet sahipleri cenaze yakınlarından izin isterler. Hatta izin alınmasına rağmen düğün ve sünnet töreni yapılırken çalgı çalınmamasına dikkat edilir veya bu konuda aşırıya gidilmez.
Son yıllara kadar ilk dini bayram cenazesi olanların yaslı bayramı kabul edilir ve bayramın ilk günü de buralar ziyaret edilirdi. Ayrıca Erciş’te “Kara Bayram” olarak adlandırılan bu bayram ziyaretine gelenlere çikolata, çay, kahve, sigara ikram edilir, ölenin ruhuna”Fatiha” okunurdu. Son yıllarda özellikle Kara Bayram”ın olmadığı, bunun böyle adlandırılmasının ve kutlanmasının günah olduğu din adamları tarafından sürekli belirtilince bayram ziyaretleri, normal bayram havası içinde geçmeye başladı. Ama buna rağmen, azda olsa ilçe merkezinde ve köylerimizde bu bayram, yine de “Kara Bayram” olarak kutlanmaktadır.
Selahattin KOŞAR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.