- 473 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye ve Suriye
Türkiye’nin Bölgede ya da Orta doğu’da söz hakkı olmasının istiyorsa bedel ödemeyi de düşünmeli, ödemeyi göz almalıdır. Bedel ödenmeden hiçbir şey kazanılamaz. İster birilerine güvenerek, isterse kendi gücüne güvenerek hareket etsin fark etmez. Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere söylemle yönlendirmeye ve müdahale etmeye çalışan hükümetin isteklerinin hemen kabul edileceğini, ortamın gül gülistanlık olduğunu düşünmemiştir herhalde. Artık devletlerin iç işlerine müdahale etmenin kolay olmadığını gösteren bir süreçten geçiyoruz. Hangi komplo teorileri olursa olsun Uçağın düşürülmesi buna örnektir.
Ortadoğu’nun değiştirilmesi ve dönüştürülmesi politikasının Türkiye üzerinden gerçekleştirme politikası ve Türk hükümetinin büyük devlet olma hayaliyle bütünleşince, hükümetin kontrolsüz ve orantısız söylemleri ortaya çıktı. Kendi içinde Kürt sorununu hal edememiş bir devletin, başkalarının işini düzeltmeye soyunması düşündürücüdür.
Suriye hangi niyetle Türk uçağını vurdu daha çok tartışma götürür ama Türk Hükümetinin tepkisinin beklendiği ölçüde olduğu Suriye’yi yanıltmamıştır. Uçak olayı üzerinde Esat Yönetimi halkına ve Muhaliflerine gözdağı verip, gözlerini korkutma yoluna gitmiştir. Böylece savaşı bir kalemde göz almayacak Türkiye’nin dış politikasını tartışmaya açmıştır. Ama bu tartışma soyut veriler üzerinden değil, bir Türk uçağını düşürerek yapmıştır.
Hiçbir devlet, rast gele, öylesine, hesapsız askeri eylemlerde bulunamaz. Askeri eylemin sonrasını hesaplanarak, adımlarını atar. Suriye’de sonrasının iyi analiz ettiğini düşünüyorum. Bakalım Türkiye ne yapacak gibi basit bir hesapla hareket etmemiştir. Rusya’nın dolaylı Suriye desteği ve Türkiye karşıtı söylemi işin göründüğü kadar basit olmadığını gösteriyor. Sanırım Suriye bedel ödemeyi çoktan göze almış ki, askeri bir operasyona onay vermiştir.
Erdoğan, itidalli yaklaşımı doğru olsa da, yarınlara yönelik savurduğu tehdit karşı taraftan sağduyu ile karşılanmasa ve Türkiye tekrar sınanmak istenirse ne olacaktır. Bence tartışmaya açılması gereken konu budur. Medyanın Erdoğan’ın konuşmasını analiz edip, Erdoğan ne demek istedi tartışmalarını bir kenara bırakıp, ya Suriye başka bir askeri eylemde bulunursa ne olur, ne gibi sonuçlar doğar, savaş olursa bizi neler bekliyor diye düşünmek ve hesaplar yapmak gerekir. En kötüyü düşünerek, hareket etmek gerekliliğini herkesin bilmesi gerekir. Yoksa bir konuşmada ne denmek istendi diye, analiz yapmanın çokta anlamı yok.
Kimse savaş istemiyor. Savaşın korkunç sonuçları ve bilânçoları daha önce ki dünya ve bölgesel savaşlarda insanlık tecrübelidir. Ama gözü dönmüş diktatörlerin, faşist anlayışların ve Devletlerin sömürge politikaları, savaşların halklara rağmen ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Birilerinin rahatı ve iktidarı için binlerce insanın ölümü normal karşılanmaktadır. Halklara ne olduğu çokta umurlarında olmuyor. Kim ölmüş, kim sakat kalmış, kim yerinden yurdundan olmuş durumu savaş çığırtkanlığı yapanların hesapları arasında yoktur. Böyle düşününe Erdoğan’ın yaklaşımı önem kazanmaktadır. Kendini yeni ispatlamaya başlayan Türkiye’nin fazlasıyla zarar göreceği kuşkusuzdur. En yerinde karar Suriye’yi psikolojik harp yöntemleriyle yenmeye çalışmaktır. Ve bunu zaman yayarak, iyi ve sağlam stratejiler üreterek yapmaktır.
Osman Tatlı
www.osmantatli.com.tr
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.