BEN SENDEN GİTTİM SEVDİĞİM / ÇOCUĞUN GÖZÜNDEN AYRILIK
BEN SENDEN GİTTİM SEVDİĞİM/ ÇOCUĞUN GÖZÜNDEN AYRILIK
Can, koltuğun tepesine çıkmış, dışarıda yağan yağmuru seyrediyordu. Annesi Sevgi ise, bir çalışan kadın klasiği olan, pazar gününü o meşhur görevini yerine getirmekle meşguldü. TEMİZLİK! Sessiz sessiz dışarıyı seyreden oğlunu fark etti. Can’a seslendi, Can duymadı. Dalmış olduğunu fark etti, korkutmaktan çekinerek usulca yanına geldi. Can’ın saçlarını okşarken;
‘’Benim birtanemin canımı sıkılıyor yoksa?’’ dedi. Can omuzlarını silkerek;
‘’Hayır anneciğim, yağmura bakıyorum…’’ dedi. Canının sıkkın olduğu belliydi. Bu küçük yaşının kaldıramayacağı şeyler yaşamıştı son iki aydır. Annesi, bundan sonraki yaşamları ile ilgili kendisi ile konuşmuştu ama belli ki yinede içindeki burukluk geçmiyordu.
‘’Seninle dışarı çıkalım mı bebeğim, ne dersin?’’
‘’Çıkmayalım anneciğim, evde kalalım.’’
‘’Belki sinemaya gideriz? Yeni çizgi filmler gelmiş. Oradan da hamburgerciye!’’
İsteksizce başını salladı Can. Son zamanlarda çok durgunlaşmıştı. Adeta yok gibi davranıyordu. Oyun oynamıyor, çizgi film seyretmiyordu. Dışarıda gezelim teklifine bile yok diyordu. Bu boşanma; Can’ın üzerinde, Sevgi’nin sandığından da kötü etkisi olmuştu.
‘’Babanı mı özledin bebeğim; istersen arayalım. Ya da hafta sonu yanına götüreyim seni ne dersin?’’
‘’İstemiyorum anne! Babam beni özleseydi gelirdi. Demek ki özlememiş.’’
‘’Olur, mu birtanem, o da seni çok özlüyor. Ama işleri çok yoğun olduğu için her zaman gelemez biliyorsun.’’
Başını çevirip tekrar dışarıyı seyretmeye daldı Can cevap vermeden. Sevgi oğlunun bu hallerine çok üzülüyordu. Onunla konuşmaya çalışıyordu ama Can susmayı tercih ediyordu. Eski neşeli kıpır kıpır hali gitmiş, dünyaya küsmüş bir çocuk gelmişti yerine. Ertesi gün hastanenin pedagoglarından Suzan Hanımla buluştu. Eşiyle olan boşanma sürecini ve oğlunun nasıl içe kapandığını ve bu sorunu çözemediğini anlattı. Can’la konuşup nedenini öğrenmesini rica etti. Suzan Hanım da seve seve yardım edebileceğini söyleyip ertesi gün gelmelerini söyledi. Sevgi Can’ı da alıp o gün hastaneye gitti.
‘’Hoş geldin Can! Bizi ziyaret etmen ne kadar güzel. Kaç zamandır seninle tanıştırmasını istemiştim annenden. Bu kadar tatlı biri olduğunu bilseydim ben gelirdim size seninle tanışmaya.’’
‘’Teşekkür ederim. Annemin azıcık işi varmış. Sonra beraber gidecekmişiz. Siz de doktor musunuz?’’
‘’Evet, Can, çocuk doktoru sayılırım.’’
‘’Sizin de çok işiniz oluyor mu Suzan teyze!’’
‘’Evet, canım, ama benim işim çok zevkli. Senin gibi tatlı bıcırıklarla konuşuyoruz. Onları nelerin hasta ettiğini buluyoruz, sonra onları iyileştiriyoruz. Bak ne diyeceğim; annen de izin verirse benim odamda kocaman bir pasta var. Yanında meyve suyu da. Annenin işleri bitinceye kadar beraber sohbet edelim mi?’’
‘’Kalabilir miyim anne?’’
‘’Tabi ki bebeğim. Ben de işlerimi yapayım sonra alışverişe çıkarız. Sana yeni hikâye kitapları alırız. Okullar açılınca arkadaşlarınla da paylaşırsın. Ne dersin?’’
‘’Tamam, o zaman!’’
Sevgi; Can’ı Suzan Hanımla bırakıp odasına gitti. Aklı oradaydı.
‘’Evet, Can beğendin mi bu şehri?’’
‘’Sanırım güzel. Annemle sık sık dışarı çıkıyoruz.’’
‘’Seni biraz üzgün görüyorum sanki; geldiğiniz yeri mi özlüyorsun?’’
‘’Bazen özlüyorum. Arkadaşlarımın hepsi orada kaldı. Keşke yazabilseydim; mektup yazardım o zaman. Ama ben daha birinci sınıfa gidiyorum. Yeni okumayı öğreniyorum.’’
‘’Sen de öğrenince yazarsın. Hatta telefon açarsın.’’
‘’Belki yazarım. Belki de o zamana kadar arkadaşlarım unutur beni!’’
‘’Peki buradaki arkadaşlarını sevdin mi?’’
‘’Çok arkadaşım yok burada. Sanırım beni sevmediler.’’
‘’Neden öyle düşünüyorsun?’’
‘’Çünkü benim annemle babam boşandı. Hem de benim yüzümden. Ben olmasaydım belki boşanmayacaklardı.’’
‘’Onu da nereden çıkardın Can’cığım. Büyükler anlaşamadıkları için boşanırlar. Çocukları bu durumda çok üzülür ama bazen bir arada bulunmaları onları çok yorar. Boşanmaları en güzelidir.’’
‘’Biliyorum, duydum. Babam anneme; ‘’Can olmadan önce sen böyle değildin, o olduktan sonra sen çok değiştin, artık seni tanıyamıyorum!’’ dedi.’’
‘’Peki, annen ne dedi?’’
‘’ Delirmişsin sen, Can’ın bununla ne alakası var?’’ dedi. Suzan Teyze, sanırım benim yüzümden ayrıldılar. Annem beni çok seviyor, benimle çok vakit geçiriyor diye kızdı babam. Eğer ben şimdi sessiz sessiz oturursam belki annemle babam barışır yine bir arada olurlar. Sorun çıkarmazsam, yaramazlık yapmazsam, annemde benimle o kadar çok ilgilenmek zorun da kalmaz. Babama da vakit ayırır.’’
‘’Sen yanlış anlamış olmayasın Can?’’
‘’Duydum hepsini ama Suzan Teyze! Benim uyuduğumu sanıyorlardı. Korkmuştum. Annemin yanına gidiyordum. Onları tartışırken gördüm. Ben de bir şey söylemedim. Yatağıma gittim. Allaha dua ettim; ne olur annemle babam kavga etmesin diye. Sonra boşandılar.’’
‘’Anladım Can seni. Ama inan birtanem senin yüzünden ayrılmadılar. Annen ve babanın sorunları vardı. Hani sen arkadaşınla kavga edersin küsersin ya; işte evli büyükler böyle çok kavga edip sık sık küstükleri zaman ayrılırlar. Ayrı ayrı daha mutlu olurlar. Yoksa hiçbir anne baba çocukları yüzünden ayrılmaz.’’
‘’Yani benim yüzümden değil mi?’’
‘’Tabi ki değil tatlım.’’
‘’Peki, babam beni seviyor mu?’’
‘’Elbette, hem de çok seviyor.’’
‘’Ama beni görmeye gelmedi hiç!’’
‘’Annenle baban yeni ayrıldıkları için birbirlerine hala kızgınlar. Tekrar kavga etmemek için bir süre görüşmemek istiyorlardır. Her gün babanla telefonda görüşüyorsunuz değil mi?’’
‘’Evet, arıyor. Bütün gün neler yaptığımı anlatıyorum. Oraya gittiğim zaman neler yapacağımızı anlatıyor. Beni çok özlediğini söylüyor.’’
‘’Bak gördün mü? İstersen annene söyleyelim seni birkaç günlüğüne babana götürsün, ne dersin?’’
‘’Ama annemin de çok işi var! İşine engel olurum.’’
‘’Annelerin en güzel işi çocuklarıdır. Ben söylerim annene tamam mı?’’
‘’Tamam! Annemin işi bitmiş midir?’’
‘’Arayıp soralım mı?’’
‘’Evet!’’
Hemen Sevgi’yi aradılar. Sevgi koşarak geldi. Can’ı dışarıya çıkarıp birkaç dakika görüştüler.
‘’Bak Sevgicim; oğlun babasıyla boşanmasının sebebinin kendisi olduğunu düşünüyor.’’
‘’Ama nasıl olur? Yani niye böyle düşünüyor?’’
‘’Sizin bir konuşmanıza şahit olmuş. Babası Can doğduktan sonra sen çok değiştin demiş. O da boşanmanızın sebebi kendisi ile çok ilgilenip babasını ihmal ettiğin için olduğunu düşünüyor. Eğer sessiz sakin durur bir şey istemezse sen babasına daha çok vakit ayırırsın ve yeniden bir araya gelirsiniz diye düşünüyor.’’
‘’Aman Allah’ım! Biz farkında olmadan ne yapmışız oğlumuza! Allah bizi kahretsin ya! Ben bunu nasıl göremedim.’’
‘’Neyse atlatılmayacak bir şey değil. Üzülme bu kadar. Size tavsiyem babası ile görüşün. Aranızdaki problemi ister çözmüş olun ister olmayın. Ama onu sık sık babası ile görüştürün. Onun yanında kalmasını beraber vakit geçirmesini sağlayın. Yanında tartışmayın ve ayrı ama birbiri ile iyi geçinen ebeveyn olduğunuzu gösterin. Aksi takdirde bundan kendini suçlamaya devam edecektir. Beraber hareket ettiğinizde bu travmayı atlatacaktır. Sonuçta eğitimli insanlarsınız. Babası ile görüşmek istiyor ama bunu dile getiremiyor. Onu arayıp gelmesini ve oğlunu almasını, onunla vakit geçirmesini söyleyin. Bu ona iyi gelecektir. Eğer onun gelecek durumu yoksa siz oğlunuzu alıp ona götürün. Sonra tekrar görüşürüz. Şimdi onu daha fazla bekletmeyelim.’’
‘’Tamam, Suzan Hanım! Birazdan Ferhat’la görüşüp durumu anlatırım. Gelip gelemeyeceğini sorarım. Çok teşekkür ediyorum.’’
‘’Bir de okulu ile görüşün. Diğer çocuklarla kaynaşabileceği etkinlikler versin. Sanırım onlarla da henüz bir kontak kuramamış. El ele verdiğinizde bu problem aşılır.’’
‘’Tekrar teşekkür ediyorum. Sonra görüşürüz.’’
Hafif gözleri yaşarmış olarak dışarıya çıktı Sevgi. Kendisi bu olanları hazmedememiş ve atlatamamışken küçücük oğlunun aklına neler gelmişti. Çok kızdı kendine.
‘’Hey yakışıklı, kuşlar kulağıma bir şeyler söyledi, doğru mu?’’
‘’Ne anne?’’
‘’Dediklerine göre Can babasını çok özlemiş. Diyorum ki; şöyle arasak Can’ın babasını ve bizim canımız sıkılıyor gel biraz vakit geçirelim? Ne dersin bebeğim, arayalım mı?’’
‘’Peki, gelir mi babam o zaman?’’
‘’Tabiî ki gelir! Ama işi varsa ve gelemeyecekse biz gideriz. Siz baba oğul eğlenirsiniz bende oradaki arkadaşlarımı görürüm. Sende arkadaşlarını görürsün. Olur mu?’’
‘’Yaşasın! Babama gidiyoruz! Anne seni çok seviyorum!’’
‘’Biz de seni çok seviyoruz tatlım. Baban da ben de çok seviyoruz. Sen bizim gururumuzsun. Babanı özlediğin zaman söyle gidelim ya da o gelsin tamam mı? Seni böyle üzgün görmek istemiyorum bir daha!’’
‘’Tamam anne!’’
‘’ HERŞEY GÜZEL OLACAK BEBEĞİM! İNANIRSAK HERŞEY GÜZEL OLACAK!’’
YORUMLAR
Canım benim sevdiğim öykülerinden birini tekrar okumaktan büyük keyf aldım. Tebrikler arkadaşım. Bir çocuğun gözünden ayrılık bu kadar güzel anlatılırdı ancak. Tebrikler... Sevgilerimle...