- 1260 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Lâl Rengidir Hüzün Bazen....
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Merhaba meyhaneci, bak uzun aradan sonra yine körkütük, perişan ve biçare geldim kapına. Demedim mi, beni bana bırakmazlar yüreğim ve hislerim yine sürüklerler buralara. Hadi kur bakalım çilingir soframızı. Bırak diğer masaları, en kuytudakini aç bana. Bugün bütün hesaplar benden, nasıl olsa hesapsız yaşıyorum ben en derin duyguları. Büyük şişelerden getir, yanımda en acı ege mezelerinden getirdim bak. Bugün bütün hayalleri ve umutları mezelerle dağlayıp, meylerle boğacağım…
En ağır notalı müzikleri aç, biraz daha ses ver. Yüreğimle dertleşeceğim oturma masama sakın, hal hatır sorma bu aralar bana. Üzülme, artık iyi bir müşteri kazandın, başka günlere sakla efkârın dibine vurma hayalini. Birazdan, ikinci ya da üçüncü kadehten sonra bir hayal gelecek kapıya, bekletme, tut kolunda al getir masama olur mu?
Hey garson! bu meylerin tadı kalmamış, yenilerinden getir birkaç şişe. Boşlar kalsın, onlara hapsedip, mavilere gömeceğim duygularımı. Ceketimi de getir sana zahmet, yalnızlık sardı bedenimi üşüdüm biraz. Ama cebindeki resme dokunma sakın, o bu dünyada kalan tek varlığım. Şu mezeleri ocağa tut da ısınsınlar biraz, dertlerimden daha sıcak olmalılar.
Garson kardeş şu müziğe biraz daha ses ver, cümlelerimi kimse duymasın ondan başka. Bugün kimseyi dertlerimle meşgul etmeyeceğim. Fazladan birkaç peçete ver belki lazım olur. Şu köşedeki çiçekçiden de bir buket gül getir sana zahmet, masamız boş olmasın. Meyhaneci bakma ikide bir saate, daha vakit erken. Hiç olmazsa eski günlerin hatırına biraz daha kalamaz mısın? Haklısın evin barkın var senin de, çoluk çocuk merak eder. İyisi mi paketle masadakileri ben aklımın firar ettiği sahilimde devam ederim kesiklerime tuz basmaya.
Korkma sarhoş olmadım daha, hayalimle kol kola girer yavaş yavaş ve sessizce akarız dertlerimizi dökeceğimiz mavinin körfezine. Sızarım hüzünlerin kollarında, sabah uyanır mıyım bilmem. Sonra mı? Meçhul sevgilinin yollarını adımlarım bir süre, umudum yok ama belki kavuşurum. Belli mi olur belki de yarı yoldan dönerim. Belki de… Belki de yollarında ölürüm…
Belki de giderim buralardan, karanlığın bir saatinde. Görüşemezsek diye söylüyorum, hakkını helal et. Yarından sonra soran olursa, çok oldu uzaklara gideli dersin. Ne adres bıraktı ne de mektup yolladı, hiç haber alamadık o günden sonra de. Son zamanlarımda hasta olduğumu, hüzünlerin girdabında boğulduğumu, yalnızlığımı söyleme kimseye. Bilmesinler perişan halimi, her zaman başı dik, sapa sağlam, mangal yürekli, sevinçliydi. Gözlerinin içi gülüyordu de. Paramparça bir yürekle nemli gözlerimi bilmesinler.
Ne yöne gittiğimi kimseye sorup öğrenme, bulmaya çalışma beni. Ola ki birisi çıkıp gelir bir zaman sonra, ağlar, kıyamazsın, işte o zaman söylemek zorunda kalırsın. Ama anlarsın onun olduğunu, sakın ona yıkıldığımı söyleme. Evsiz ayyaşlardan farksız olduğumu, her akşam karşımdaki sandalyeye yaslayıp resmini sabahlara kadar dertleştiğimi bilmesin. Viranemi hatta sokağımı da söyleme, görünce üzülmesin düştüğüm halleri. Fazla kalmadı burada, uğradı, çıktı de. Zaten tanımıyorum daha önce hiç gelmemişti de fazla üstelemesin…
Hoşça kal meyhaneci, yarın aynı saatte aynı masayı hazır et benim için olur mu? Gitmezsem uğrarım mutlaka…
21.06.2012 Erzincan
Adem Yıldırım
YORUMLAR
Bu aksam bütün meyhanelerini dolastik Erzincanin sayenizde :) .Latifeydi biliyosunuz :)farkli bir yazi olmus ama size has olmus ,güzel olmus, icten olmus , velhasili bütün bu olmusluklarin icinde birde günün yazisi olmus cokta hos olmus :) tebriklerimi birakiyorum sayfaniza ...eee eski dostlar düsman olmazmis :)
gizemli__mavi
Sizi sayfamda görmek mutlu etti beni, Teşekkür ederim sayfamda bıraktığınız izler için...
Hüzün, yeryüzünde tek bırakılmışlığın öz çocuğudur!...
Hüzün, kanına yavaş yavaş zerk edilen ölümün sarı rengidir!...
Hüzün, aşkın kundağında doğan soluğun ölümün kefenine gönüllü teslimiyetidir...
Ama en çok da hüzün vuslata biletsiz gidişin hıçkırık renkli vadisir...
Güzeldi tebrikler...