- 561 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Meğer Şehitler Ölürmüş
Her şehit cenazesinin en bilindik sloganıdır "Şehitler ölmez, vatan bölünmez".
Ağustos sıcağında Tunceli dağlarındayız. Operasyon geniş kapsamlı. Bizimle birlikte bir kaç birlik daha aynı bölgede, yakın kordinatlarda konuşlandırılmış durumda. Operasyonun ikinci gününde akşam 5 civarı bir şey. Artık yavaş yavaş herkesin kafasında dönüş yolu, yürünecek mesafe, sıcak bir yatak, sıcak bir yemek var. Operasyon kafada bitmiş durumda. Güvenlik gereği hava kararır kararmaz yola çıkılacak.
Karşı dağın arkasından, aralıklarla 2 el kanas (keskin nişancı tüfeği) sesi!... Sonrasında derin bir sessizlik.Birbirimizin yüzüne endişeli gözlerle baka kalıyoruz. Acaba ne oldu? Dikkatlice etrafı gözetlemeye koyuluyor herkes. O dağın arkasında bir birlik olduğunu söylüyor mevzi komutanımız. Bir kaç saniye sonra telsizden merkeze çağrı yapılıyor. "Bulunduğumuz bölgeye acil helikopter, acil çok acil, yaralı var" heyecanlı bir ses bunları döküyor dilinden. İçimi bir acı kaplıyor. Kinleniyorum, sinirleniyorum. Uğruna 50’den fazla göreve çıktığımız paçozlar yanı başımıza kadar geliyor; can alıyor ve gidiyor. Biz ise sadece telsizi dinlemekle yetiniyoruz. Merkez durumu soruyor ve helikopterin hemen yola çıktığını haber veriyor. Telsizden, yaralının sayısı 2 olarak veriliyor. Biri ensesinden, birisi kalçasının üstünden vurulmuş. Ensesinden vurulan çok kısa bir süre içinde can veriyor. O sırada helikopter geliyor ama Tunceli’nin engebeli arazisi ona inecek imkan tanımıyor. Helikopter havada inecek yer aramak için turluyor da turluyor. Aşağıdakiler yukarıya, yukarıdakiler aşağıya bağırıyor, kızıyor. Bu hengamede diğer yaralıda ölüyor. Evet, bildiğin ölüyor. Yanı başımda iki kişi şehit düşüyor. Gözlerim doluyor; ancak beklemekten başka bir şey yapamıyoruz.
İnsanlar ve devlet gene kendi vicdanını rahatlatmak için "şehitler ölmez" diyecek. Kimse bir şeyleri değiştirmek için somut bir adım atmayacak. "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" denecek ve onlar ölmeye devam edecek. Maalesef!...