- 525 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Almamalı Kimsenin Ahını
Almamalı kimsenin ahını
Almamalı kimsenin ahını. Dokunmamalı kimsenin dokunulmasını istemediklerine. İncitmemeli nazenin yürekleri. Ağlatmamalı hiç kimseyi. Sebebi olunmamalı kimsenin bir damla gözyaşına. Yani gözyaşı sahibine ait olmalı. Akmasını istiyorsa ayıplanmamalı, gizlemek istiyorsa döktürmemeli.
Kırmamalı kimsenin umudunu. Yormamalı duygusal zihinleri. Düş kırıklığına uğratmamalı, hiçbir şarta bağlamadan güven duyan sadık yürekleri. Sormamalı cevapları kâh aklında, kâh zihninde, kâh düşlerinde gizlenmek istenen soruları. Mesela, beni seviyor musun diye bir soru sormamalı. Seviyorsa da sevmiyorsa da yürekte bırakmak niyetinde olduklarını sokağa salıvermeye zorlanmamalı.
Dokunmamalı kabuk bağlamış yaralara. Kanama sebebi olmamalı, kimsenin yaralarının. Düğümlememeli, çözülmesine dair umut beslenen sorun yumağını. Kör düğüme çevirmemeli düğümlenmiş olanları. Çare olmaya çalışılmalı, olunamıyorsa gölge etmemeyi bilmeli. Yüzüstü bırakılmamalı, yüzü size dönük bir tebessüm ile bekleyişte olanları.
Yanıltmamalı, hayatın merkezine doğruları, eksenine dürüstlüğü koyan, doğru yaşamaya çalışan, sizi doğru zamanda doğru yerde düşleyen dosdoğru insanları. Acılarına katık olmamalı, hafifletmeye çalışmalı elden geldiğince. Güldürmemeli kimsecikleri, gözyaşı içinde acıları ile hemhal olmaya çalışanları. Bazı kimseler vardır ki onlar hatırına sebep oldukları acılar da sevilir. Sevebilmeli böylesine sevgi duyulan insanlardan gelen acıları.
Küstürmemeli, barış güvercinlerini omuzlarında ağırlayıp, sevgi gülüşleriyle yeryüzüne tebessüm sunmayı başarabilen zarif insanları. Barışa ön ayak olmalı birileri ile varsa bir küskünlükleri yahut kırgınlıkları. Görmezden gelinmemeli ruhlarının bekleyişe hazır duruşları. Bir selamdan imtina edilmemeli bu dost canlısı insanlara.
Silmemeli kimseyi. İsimleri, büyük bir özenle yürek defterine kazına kazına yazılmış insanları. Silmenin yazmaktan daha kolay ancak daha elem verici olduğu unutulmamalı. Silindikten sonra yeniden yazmanın çok da dostane bir sıcaklık vermeyeceği akıllardan çıkarılmamalıdır. Dökmemeli bin bir güçlükle biriktirilmiş heyecan dolu sevgi damlacıkları. Hiçbir şey kursakta bırakılmamalı, kursağın durma yasağı olan özel bir alan olduğu unutulmamalıdır.
Gitmemeli, kalınması can-ı gönülden istenen yerden. Gitmeye erinmemeli davet edilen yürek mahzenlerine. İçmemeli gönülden ikram edilmeyen bir bardak suyu ve ikram etmekten çekinmemeli kırk yıl hatırı olacak bal tadında acı kahveleri.
Bilinmemeli, bilinmesi istenilmeyen, sır diye yürek terkilerinde biriktirilenler. Hor görmemeli, azıcık sevgi ile mutlu olmayı becerebilen çocuk yürekler. Dokunmaktan geri durmamalı o yüreklerin ince teline. Nağme nağme yükselip yüreklerden sokaklara taşmalı tüm güzellikler.
Şikâyet etmemeli, günah kadar sevimli görünen yanlışların tenkit edilmesinden. Ders çıkarmalı hatta teşekkür etmeli tenkit edene. Yüz ifadesi değişmemeli, buruşmamalı, ekşitilmemeli neye neden böyle yorum yaptın, neden tenkit ettin diye.
Bakılmamalı, görülmesi istenilmeyen, dışa kapalı kendilerine açık alanlara. Kör olmayı becerebilmeli bazen. Evet, kör olacaksın kör olman gerektiği yerde bakmayacaksın.
Farklılaşmamalı, sırf farklı olmak adına insanlardan farklılaşarak. Farkında olması gerekenlere karşı farkında olmayı da bilmeli. Beğenmedim dememeli bin bir güçlükle, emekle, ter ve gözyaşıyla ortaya konulmuş eserlere. Beğenilerini paylaşmaktan çekinmemeli, tenkitleri ise olumlu sonuca götüreceğinden emin olduğu zamanlarda yapmalı.
Ağlamamalı, gözyaşınızın damladığı yerde asit gibi yakacağı topraklara. Gözyaşına değer biçmemeli. Bir damla gözyaşının bir servet değerinde olabileceği hatırdan çıkarılmamalı. Ağlamanın bir kusur olmadığı da bilinmeli. Kusur aramamalı, kusursuzluğun imkânsız olduğunu bile bile. Ağlamanın gecelere has olmadığını lakin yanmanın yüreklere has olduğu asla unutulmamalıdır.