- 2671 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAT'A BAKIŞ AÇISI
HAYAT’A BAKIŞ AÇISI
“ Kişinin hayata bakış açısı, her şeyden önce şu olmalıdır. Kendime nasıl faydalı olabilirim, aileme nasıl faydalı olabilirim, topluma nasıl faydalı olabilirim, devletime ve milletime nasıl faydalı olabilirim. Bu aşamaları mantıklı olarak beyninde geliştirip genişlettikten sonra, insanlığa nasıl faydalı olabilirim diyebilmektir“.
Hiçbir aile, kendi aile bireyinin kötü olmasını istemez. Bana göre bir hırsız da aynı, bir doktor da aynıdır. Sadece yetiştirilme ve çevre faktörü buna etkendir. Hırsızlık yapan bir kişinin, bu işi isteyerek yapmadığının farkına varmalıyız ilk önce, çünkü hayata her hangi bir bakış açısı olamadığı için, yaşamış olduğu çevre şartları onu bu yöne sürüklemiş, bu iş onun için artık vazgeçilemez bir alışkanlık haline gelmiştir. Bu biraz da kendini bilinçli zanneden bizlerin, aslında ne kadar bananeci bir toplum haline dönüştüğümüzün göstergesidir. Öyle bir toplumun içerisinde bulunmaktayız ki kendimizden önce başkalarını yargılamaktayız.
Kişi, kendi hayatını en anlamlı ve en verimli hale kendi öz yaşamışlığı ile getirebilmektedir. Bulunduğunuz yöre, konuştuğunuz aksan, gelenek görenek, yöresel halk oyunları, yöresel yemekler, yöresel müzik, sizin öz geçmişinizdir. Kişi kendi özgeçmişinden vazgeçip kendini başka olgulara kaptırmış ise mutlaka yapmacık olduğu ortaya çıkacaktır. Kendi özgeçmişinden vazgeçen insan kendinden vazgeçmiştir. Bu tarz kişilerin hayata bakış açılarının ne kadar verimli olabileceği de aşikardır. Türkiye Cumhuriyeti, birçok farklı yöresel kültürleri, etnik kökenleri, yöresel dilleri, yöresel yaşam tarzlarını, yemek kültürlerini bünyesinde bir araya toplamış, dini birlik beraberlik ve kardeşlik içerisinde yaşayan tek toplumdur. Hiçbir medeniyetin bu denli faktörü bulunmazken, batı denen olgu kendi yapmacık dayatmalarını medyanın her türlü yayın organıyla dışa empoze etmeye çalışması da, toplumun vazgeçilmez yarası haline dönüşmüştür. Bu da zamanla toplum bireylerimizin, özellikle okul çağında eğitim gören bireylerimizin, hayata bakış açısını kısmen de olsa etkilemektedir. Bu etkileşimin günümüzde açık ve net olarak gözler önüne serilmiş olması git gide vahim bir hal almaktadır. Farklı müzikler dinlemek, farklı giyinişler, farklı saç ve sakal modelleri, kişinin kendi ruh halini yansıttığını zannetmesi de bu düzeneğin bir parçasıdır. Bu tarz olgulara saplanıp kalan beyinler daha asi, daha isyankar olmakla beraber içe kapanıklık, madde bağımlılığı, kendi bildiğini okumak gibi değişken hal ve hareketler doğurmaktadır. Aslında hayata kendi kalp gözüyle bakabilmek, hayatı dolu dolu ve doğru yaşayabilmek bir inanç meselesidir. Boş, zaman alıcı şeylerden uzaklaşıp hayatı düzgün bir çizgide seyretmek, kişinin olgunlaşmasında ve çevrede ki güvenilirliğini de beraberinde getirmektedir.
Nazım UZUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.