BANA AŞKI ANLATABİLİRMİSİN?
BANA AŞKI ANLATABİLİRMİSİN?
Tatlı tatlı baktı yüzüne, boynunu büktü. Gözlerinden iri bir damla yaş yanaklarından yuvarlanırken sordu.
--Bana aşkı anlatabilirmisin anne? dedi
İçi, acı bir çığlıkla irkildi sanki. Bu ne mahsumca bir bakış, bu ne günahsız bir sorgulamaydı.
Uzanıp sarıldı ona sıkı sıkı ve öptü anlından. Elleri yanaklarından aşağı kayan göz yaşlarını sildi yüzünden ve,
--Cansın sen, özümsün sen dedi.
Başını gögsüne iyice yasladı. İçinde kopan fırtınanın şiddetini bilmiyordu. Tahmin edemiyordu ki.
Onların gençliğin de, yaşaktı aşk. Yasaktı gülmeler ve yasaktı baş yukarda yürümeler. Nerden bilebilirdi aşkın, yürekte şimşekler çakıp, yıldırımlar düşürerek yangın yeri olduğunu.
--Gel dedi, gel oturalım.
Oturdu Anne oğul yan yana ve verdi sırtlarını serin duvara.
Başı omuzunda anlattı anasına içinin nasıl yandığını, nasıl onu sevdiğini ve onsuz ne yapamayacağını(o olmadan hayat duruyor anne).
Şimdi ağlayan anneydi, çaresizlikten değildi elbet. Ama oğlunu nasıl teselli edeceğini bilmesine rağmen konuşamamasındandı.
uzunca bir sesizlikten sonra sesi titreyerek dediki;
--AŞK; her yaşta, her yerde, dünyada hatta evrende var olan tarifi çok çeşitli bir rahatsızlıktır.. Virüs bulaşıcıdır ve herkeste farklı etkiler yapar ve Allahtan ki ömrü çok uzun değildir. Grip gibi tedavisi yoktur. İnsan kendi kendine atlatır bu rahatızlığı.Sen de atlatacaksın bebeğim.
Başını Kaldırdı, annesinin gözlerinin içine bakıp,
--Bağışla üzdüm seni ben. Biliyorum atlatacağım aldırma bana annem dedi.
İşte o günden sonra başladı kabus gibi geçen yıllar ve aşk denen virüsün bıraktığı taribatı onarmak için verilen çabalar.
******
Başlarda geçer diye beklediği ayrılık ve aşk acısı, şiddetlendikçe şiddetlendi ve 9,9 şiddetinde bir zelzele gibi başladı oğlunu sallamaya.
Çaresiz kaldığını anladığı anda başvurdu bir bilen kişiye.(Psikiyatri Uzmanına)
Dedi ki;
--Oğlum, hayata küsmüş, kendisini odasına kapattı ve okulla ilgisini kesti. Geceleri dışarda sabahlıyor. Gündüzleri evde yatıyor. Konuşamıyoruz. çok asabi oldu ve çokta kırıcı. İçmeye başladı. Gece tek başına karanlıklarda, arabayla duraklayıp alkol alıyor. Zil zurna oluncada eve geliyor. Ben Ona ulaşamıyorum Doktor hanım. Yardım edin.
Doktorun önerisi ve verdiği ilaçları alıp umutla geldi evine. Oğluna birşeyler söylemek istedi ama nafile. Oğul duvar ve hiç duymuyor.
İlacı vermeye başladı zorlada olsa. Fakat bir yanlışlık vardı bu gidişatta, Oğlu iki birayla körkütük olmaya başlamıştı ve bazı komşularının yardımıyla eve geliyordu artık.
Yüreğini bir korku aldı. Ya kaza yaparsa, ya kendi canına zarar verdiği gibi bir başkasınada sebeb olursa. Allahım Yardım et. Feryatları başladı yüreğinde.
Çare olarak ilaçları kesmek oldu. Kendi akışına kalsın düzelir elbette dedi..
Arkadaşlarını aradı. Herkesten her yerden bir medet umar olmuştu. Ama kimse umursamıyor, kimse anlamıyordu.
Bazı geceler kendisi, bazı geceler kızı eşlik eder olmuştu artık geceyi sokakta geçiren oğluna.Evde uykusuz ve merak içinde gelişini beklemektense, uykusuz onunla sabahlamak daha akıllıca gelmişti.
Bir süre sonra artık kızınıda yollamadı.Kendisi oğluyla gece çıkmaya başladı. Arabada içip içip sızana kadar yada onu ikna edip eve dönmeyi kabul ettirene kadar, Onunla geziyor onun istediği sokaklarda araba kullanıyordu.
Yüreği acı içinde Rabbine yalvarıyordu.
--Ey kainatın tek sahibi, sen ne edersen iyi edersin ve mutlaka bir sebebi vardır. Bu da benim sınavımsa, sana sığınıyor, senden yardım istiyorum. Sınavımı başarıyla vermemi sağla ve evladıma yardım et Rabbim. diyordu.
Her yerde ve her zaman.
Hani derler ya "dert söyletir diye" bu doğruydu. Kendisi dahi farkında değildi bu durumun ama, her kimi yakın bulsa kendisine, başlardı oğlunu anlatmaya. Her ağzı dualıdan dua dilenmeye başlamıştı..
Yeniden Uzmana müracaat etti. Durumu özetledi ve okulun dondurulması için gerekli olan sağlık raporunu aldı. Yine Uzman doktorun önerisi üzerine ilaca başladı bu defa kullandığı alkolle etkileşimi çok az olan bir ilaçtı. Sabah akşam buzdolabında muhafaza ettiği pet şişelere damlatıp, su niyetine içmesini sağlıyordu.
8 ay gibi bir süre sonra ilacı kesmek zorunda kalmıştı . Oğluda daha ulaşılır olmuştu artık. iyi kötü konuşabiliyordu.
Doktora gitti yine. Oğlunun durumunu anlatıp, ona nasıl davranması gerektiğini sordu. Ona ulaşmak istiyorum. Çok kırıcı olmasına rağmen onu çok seviyorum ve onun bütün kötülüklerine sevgiyle yaklaşıyorum.. Eşim ve kızım kızıyorlar ve kendini kullandırıyorsun, yapma böyle diyorler dedi.
Kadını dinleyen doktor. Ona; sevgiden kimseye zarar gelmez, siz doğru yoldasınız ve lütfen bu sevginizden mahrum etmeyin yavrunuzu dedi. Oğlunuzun tek dayanağı sizin ona olan sevginiz bundan emin olabilirsiniz dedi.
Yıllar yılları kovaladı. Aklı oğlunun sağlığında olan kadının tek amcı oğlunun iyileşmesi ve okulunu bitirmesiydi. Hep dualar ediyordu. Allaha yalvarıyordu. Yardım et rabbim ben tek başıma bu işin altından kalkamayacağım ve sana hep muhtacım bana yardım et diyordu.
Gün geldi ve o gün oğlu annesine
--Annem ya ben ne yapmışım, bana ne olmuş. Bu böyle olmaz ben yardım almalıyım, bir uzmana gitmeliyim dedi.
Kendi gönlüyle gittiği doktorundan destek alarak yolunu yeniden bulmaya çalışıyordu artık.
*****
Kadının Dualarını Duydu Yaratan ve oğlunu, yıllar önce başı omuzunda,
(Bana aşkı anlatabilirmisin anne), dediği günlerden önceki haline kavuşturdu.
****
Ve Hala, ALLAHIM, SANA ŞÜKÜRLER OLSUN VERDİĞİN HER ŞEY İÇİN DİYOR.
Aklına bazen Doktorun kendisine söylediği söz geliyor( kanadı kırılmış bir kuş gibiydiniz çırpınıp duruyor ve benden yardım istiyordunuz) diye ve gözlerinden 2 damla süzülüyor yanaklarından aşağıya ve RABBİM BENİ EVLATLARIMLA SINAMA; ONLARI SAĞILKLI VE HUZURLU KIL DAİMA diyor. Biliyorki; Huzur olursa ve sağlık olursa insanın üstesinden gelemeyeceği hiç bir sıkıntı yoktur.
***
Oğluna Aşkı anlatamamıştı belki. Ama oğlu aşk acısını yaşayarak hayatın farklı tarafını öğrenmişti
***
Hayatı, yaşayarak Öğreniyorsunuz ve hiç de yazıldığı, anlatıldığı gibi değil. Herkes farklı farklı sınflarda dersini alıyor.
NAZ.
YORUMLAR
Aşk nasıl anlatılır?
Bu soruyu insan zaman zaman kendine de sorduğu oluyor.
Yıllardır aşka dair bilgileri, öyküleri, şiirleri, mitleri okurum, hatta daha bugün bir aşk hikayesi dinledim yaşlı bir teyzeden.
Yorulmuştum...
Ayaklarım şişmişti 3 km lik kordonda yürürken. Dinlenmek için bir duvar-bir set aradım. Zira yürüyüş güzergahımda çay bahçesi-kafeler yoktu.
Çocuk parkına yaklaştığımda tüm banklar doluydu. Gözüme değen bir bankta iki yaşlı kadın oturmaktaydı.Onlara doğru adımlarımı hızlandırdığımda, "gel otur kızım "dedi biri. Çok tatlı bir gülüşü vardı. Teşekkür edip oturdum.
Gerçekten ayaklarım hem yanmakta hemde tabanları nabız atar gibi sızlamaktaydı. Oturmak iyi gelmişti. Bir süre sonra iki tonton ihtiyarın aralarındaki sohbete kulak kesilmiştim.
Yanımdaki, "ah ah, bizim zamanımızın aşkları daha uzun süreliydi. Mektuplaşırdık. Posta kutuları sokaklardaydı. Mektubu yazdık mı, doğru sokağa koşardık. Her sokak veya mahallenin belirli noktalarındaydı bu sarı kutular.Mektubun yanıtını beklerdik günlerce. Hayaller kurar, sevgimizi beslerdik. Ne güzel günlerdi o günler."
Diğer Teyze, "Evet, o günler çok eskilerde kaldı. Şimdiki aşklar yalan-dolan ve sanal yaşanıyor. Bir balon gibi ömrü.Bizim zamanımız gibi değil.Bizler sabır ve sevgi ekerdik, şimdikiler elde etme peşindeler. Doydular mı, bitiyor aşkları."
Sohbetleri hep yıllar öncesi sosyo kültürel birlikteliklere ve yaşanmışlıklara dairdi. Daha sonra her iki teyzemiz Saygıda birleştiler. Onları dinlerken imrendim doğrusu. Yaşadıkları zamana yolculuk eder gibiydim.
Ya şimdi?
Çocuklarımız çağın vurdumduymaz ve aymazlığında kişilik savaşı vermekteler.
En masum duyguların yuvası yüreklerine, "yaban duygular" konuk olduğunda verdikleri hasarı onarmak zaman alıyor.Yürekleri cam kesikleriyle doluyor.
Ve doğruca soluğu ya hocada-ya kocada-ya doktorda alıyor insanlar da...
Yazınız sonrası duygu potama hüzünler doldurdum.
Bir annenin evladının bozulan ruhsal anatomisini düzelmesi için çırpınışlarını her paragrafta hissedilir derecede yaşadım. Ve takdir ettim. Kutlarım emeğinizi ve çabanızı.
Gençlerimiz evlatlarımıza güzel gelecekler diliyorum.
Teşekkürler arkadaşım.
Selam ve sevgiyle
"BANA AŞKI ANLATABİLİRMİSİN?"
iyi de, bu sayfa yetmez ki, YARIM KALIR :))
inci*
Geldiğin için teşekkür ederim.
Sevgiler Can Kardeşim.
Sevgili Naz,
Oğlun için, hem anne ,hem de baba olarak, bu lanet durumu aşmış olmandan mutluluk duydum.
Aşk karşılığı verilirse, dünyanın en erişilmez duygusu oluyor da, tek taraflı olunca ,gerçekten Allah yardım etsin demek gerekebilir. Olaya bir de öbür taraftan bakmak da lazım. Yahu be kızım , bir genç sana sevdalanıyor, seni gönlünde yaşatıyor, her sevginin üzerine çıkartıyor diye , arkadaşlarına, öbür sevgiline , kendi ego na ,havalar atıp, mutlu olmak , o genç yıkılıp, hayatını, ailesinin hayatını, istikbalini karartınca,sana ne kazandırır? Senin anan , bu ilişkiyi biliyor da , sana fren yaptırmamışsa, senin kadar suçludur. Aşk ,dalga geçmeye gelmez ki. Tabi yıkılmış harabelerden hoşlanmıyorsan.
Kızlar, kadınlar, sanki sevgiyi ,hafife mi alıyorlar ne? Delikanlı, ruhu içine giren kadını kolay atamıyor, bazı şeyleri, kendisine yediremiyor. Ah şu insanlar ,50 yaşında doğup, geriye doğru yaşaya bilselerdi. Eminim ,oğlana dert olan her şey , ona gülme ,dalga geçme konusu olurdu.
Kuleli'de tek dersten ikmale kaldım. Kandillideki, küçük sevgilim ağlıyor, Ankaraya Harp Okuluna gitme, diye yalvarıyor. Ne yaptım biliyor musun ? Sınav kağıdını boş verdim. Ve sınıfta kaldım. Ama tek ders diye bir şey çıkarttılar ve mecburen sınıfı geçerek , ağlayıp zırlamalarla ayrıldık. Bir yıl sonra ise,o başka biriyle nişanlandı.
Anne olarak yaptığın fedakarlığa tebrikler. Umarım bundan sonra ,böyle problemler yaşamazsın.
Sevgilerimle.
inci*
Amin diyorum.. Allah bundan sonra yardımcısı olsun ve huzurlarını daim etsin.
hani bir filim vardı ya yaşlı doğuyor ve bebek olarak ölüyordu adamın teki, sizin temenninizde bana o filmi hatırlattı. Ya öylede zor , hemde çok zor..:))
Keşke olayları yaşarken geçici olduğunu kabullenebilsek..
Şükür Allaha daha umutluyum ve daha iyiyiz şimdilik.
Teşekkür ediyorum desteğiniz ve yorumunuz için. İyi ki varsınız.
saygımla daima.
ne kadar acı dolu olsada hayat tüm acımasızlığıyla devam ediyor dost.... saygılar sevgiler
inci*
İçtendi. Öncelikle bunu belirtmek istiyorum
Sonrasında ise, aşkı bir yaşayan bilir bir de yaşayan.
Gerisi bunun ne olduğuyla ilgili en ufak bir fikir dahi yürütemez
Herkes bu anne gibi sabır gösterebilse ve sevgisiyle kol kanat görebilse dünya da belki de çoğu yaşam yok olup gitmeyecek
Ders niteliğindeydi
Mevla neyler neylerse güzel eyler
Sevgiyle her dem
inci*
Sevgimle daima.
Öncelikle yazın çok güzel yüreğine sağlık. Ben hep Allahıma dua etmişimdir Allahım çocuklarımı kara sevdaya düşürme gözlerini kör etme akıllarını başlarından almalarına izin verme. Hep mantıkları kalsın bir yerde.
Aşk acısı çektim mi çektim hemde oğlun kadar çektim belki de herkesin acısı kendisine büyük gelir. Aşk acısı çektiğim için çocuklarıma o kadar büyük aşık olmalarını istemiyorum. Aşık olduğum için pişmanmıım hayır. Acısını çektiğim için pişmanmıyım hayır. Canım çok yandımı evet değermi bilmiyorum karmaşık bir durum aşk neyse boş verin Allah kimseyi evlatlarınla sınamasın söylediiniz gibi
sevgiler
inci*
Aşk anlatılmaz ki?
Aşk derin bir kuyunun dibindeki insanın gökyüzündeki ay'ın kısa bir müddet kuyunun içinde parlaması gibidir. her gece beklenen, her sabah özlenendir "aşk".
"Seni kendimden çok seviyorum" demenin, "benim ömrümden kesilsin senin ömrüne eklensin" demenin ruhtaki yansımasıdır "aşk".
Sevgi karanlık gecelerde yolları aydınlatan meşale gibidir.
İlgi denize düşenin son nefesinde parmak uçlarıyla yakaladığı sıcak bir eldir ,ölümden kurtaran.
Anne , büttün bunları yüreğinde bulunduran...
Ölümsüz sevdanın adıdır.
Derdim ben de sizin yazınızı okuyunca...
Tebriklerimi ve teşekkürlerimi sundum.
Selam ve saygı ile.
inci*
BANA SEVGİYİ ANLAT DESE BU İŞ DAHA KOLAY OLURDU AMA. AŞK MEVZU BAİS OLUNCA BİLEMEDİM VE O KENDİSİ YAŞADI EN ACISINDAN... SELAM VE SAYGIMLA EROL ABİ. TEŞEKKÜR EDİYORUM.