O HANIMEFENDİ KENDİNİ BİLİR

• 18 Haziran 2012 Pazartesi 10:59:11

Rahmetli Karakoç’un “Mektup yazdım Hasana, Ha Hasana ha sana” misali yazıyorum. Adını hiçbir kimseye açıklamadım ve açıklamayacağım. Yalınız o hanımefendi kendini iyi bilir kanaatindeyim. Kendi kendisinden haberi yok, onlar için nice olumlu yazılar yazdığımdan haberi yok imiş. Kör kedilere benzer. Önüne et atan ile kemik atanın farkında olmadığını bilmiyordum. Hatırdan söz ettim, hanımefendinin canı sıkılmış. Doğruluktan dürüstlükten söz edip mangalda kül bırakmıyor.
Kilis’te bir yeğenim var. Facebook’ta bir yazıyı paylaşmıştı. “Bir ülkede bir insan acından ölüyorsa, ölen insan değil, insanlıktır” demişti. Elbette bir ülkede bir insan acından ölüyorsa, ölen insan değil, insanlıktır. Büyükleriyle dostluğuma ve samimiyetime dayanarak, kendisinden bir konuda yardım istemiştim. Dedim ya kendi kendisinden haberi yok imiş. Kızılca kıyametler kopardı. Beni suçlamak için, neler uydurmadı ki, Azıcık önümdeki aralanan kapıları yüzüme kapattırdı. Yukarıda da söz ettiğim gibi, kör kediye benzer birisi imiş. Bu şehirde, Kamil Ocak var idi, hepsini tek tek saymaya gerek görmüyorum, Celal Doğan, Mehmet Bozgeyik gibi niceleri var idi. Hepsi de yok olup gittiler. Yarın kesin olarak söylüyorum, kendileri de olmayacaklardır. Ben ömrümü Gaziantep’in kültürüne, edebiyatına, harcadığım gibi, kalemimi de her zaman olumlu ve mantıklı işler için kullandım. Gaziantep’te hizmet yapan değerli valilerimiz içinde, beni Sayın Muammer Güler, Lütfullah Bilgin ve Erhan Tanju Beyler iyi bilirler. Kendilerini buradan saygı ile selamlıyorum. Ben, bir Cemil Cahit Güzelbey, Şakir Sabri Yener değilim ama kendi çapımda çalışmalarını sürdüren, bir Araştırmacı-Yazar- Şair Ahmet Ayaz’ım. Mayamda kötülük yoktur, kötülük bünyemde barınmaz. Her zaman iyiden, güzelden, doğrudan yanayım.
Bu yazıyı niçin kaleme aldım? Bahse konu hanımefendinin, iyiyi kötüyü, seçemediğini, bu memleketin huzuru ve güveni için kalemini kullanan şairi bilmediğini bilmesi için yazdım. Ayrıca bütün makamlara, Ahmet Ayaz’ın ağzından çıkanı kulakları duymaz desin, diye yazdım. Şimdi oldukça sinirliyim. Hepinize hoşça ve dostça kalınız diyorum. En güzel ve mutluluk dolu günler hepimizin olsun.