- 924 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
"ÜZÜMÜN ÜZÜMLÜĞÜNÜ BİLDİĞİ KADAR!"
“Sen yok musun sen?
Sen Vişnenin vişneliğini,
Kaysının kaysılığını
Üzümün üzümlüğünü bildiği kadar kendini bilsen!”
B.R.Eyüboğlu
Ah bizler, biz insanlar yok muyuz? Yetenek ve üretkenliğimizi iş ve meslek yaşamımızdaki başarılarımıza temel yapmak yerine,"üzümün üzümlüğünü bildiği kadar" bile kendimizi bilmediğimiz için, başkalarının başarılarını karalamak hastalığını sürdürüp duruyoruz.
Hiç kimse, toplumumuzu kemiren bu hastalıktan kurtulmak istemiyor, bu hastalıklı zihniyeti nerdeyse her meslek gurubunda sıklıkla da görebiliyoruz.
Özellikle, kalemini, toplumun ve insanlığın hizmetine sunmak yerine, şahsi menfaat ve gelecek kaygısıyla, kullananlar... Sorgulama ve bilgilenme yerine, kolayı seçip, sadece duydukları ile “var olanlar”... düşünce dünyalarını geliştirip derinleştirmeyi zaman kaybı görenler... kendi dışındaki insana saygı duymayı bırakın, kendine de saygısı olmayanlar… En tehlikelisi de bunlar, "toplumu en çabuk yönlendirme gücüne sahip" basın dünyasında yer bulabilmiş olanlar.
Bu insanlar: Basın Ahlak Yasasının en önemli ilkesi olan, “Şeref ve haysiyetlere karşı haksız yayın yapılamaz, kişi ve kurumlar aleyhinde iftirada bulunulamaz .” temel düsturunu bile doğru algılayıp, uygulayamadıkları için de, bulundukları konumda, topluma ve insanlığa büyük zararlar veriyorlar.
Bunlar, bulundukları yere kendi yetenek ve üretkenlikleri ile değil de, başkalarının himmetiyle geldikleri için, yetersizliklerini başkalarına çamur atarak ya da karalayarak örtbas edeceklerini sanıyorlar. Bu konuda bazen o kadar ileri gidiyorlar ki, topluma olan sorumluluklarını da unutarak, ahlaki ölçülerin bile dışına çıkıyorlar.
Şairin dediği gibi ah!... "üzümün üzümlüğünü bildiği kadar kendini bilsen!"… Bilsek!..
"İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır…" Yunus Emre’nin dediği gibi "Kendini bilmek" bütün bilimlerin temelidir de, kendini bilmek hakikati aramak, yaşamak yaşatmak da kolay olmayıp, çok da zahmetli bir sınavdır.
Bu sınavda derler ki;
Sabır....kilit taşı
Ölçü....aklın yoldaşı
Hoşgörü....bakmaz şaşı
Olgunluk....bunlardan sonra//
İnatçı....yaşanılmaz
Cahil....konuşulmaz
Yobaz....tartışılmaz
Kötü....bunlardan sonra//
Nezaket....inceldikçe
Tevazu....öğrendikçe
Adalet....güçlendikçe
İnsanlık....bunlardan sonra//
Hırs....gözleri karartır
Nefret....ömrü kısaltır
Kıskançlık....aklı azaltır
Ölüm....bunlardan sonra//
YORUMLAR
''Sabır....kilit taşı
Ölçü....aklın yoldaşı
Hoşgörü....bakmaz şaşı
Olgunluk....bunlardan sonra//
İnatçı....yaşanılmaz
Cahil....konuşulmaz
Yobaz....tartışılmaz
Kötü....bunlardan sonra//
Nezaket....inceldikçe
Tevazu....öğrendikçe
Adalet....güçlendikçe
İnsanlık....bunlardan sonra//
Hırs....gözleri karartır
Nefret....ömrü kısaltır
Kıskançlık....aklı azaltır
Ölüm....bunlardan sonra// ''
Bu sözler özellikle çok güzel...