- 102 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
O EŞİK
‘Annelik’ getiren bir rüzgâr olsa keşke… O kadının yüzünü okşasa usul usul… Anne olduğunu hatırlatsa ona…
Kendi annesi hiç okşamadı mı onu yoksa?.. Anne olmayı öğretmedi mi?
O yüzden mi bu kadar uzak o çocuğa, evinin bir köşesinde kaybettiği..? O kadar çok seçenek var ki anneliği üzerinden fırlatıp atmasına neden olacak? Belki çok güzel bir çocukluk vardı geçmişinde. Üzerine titreyen bir anne… Kıyamayan biriciğine… Hiçbir isteğine hayır diyemeyen…
İlle de uç noktalarda olması gerekmiyor annelerin… O kadar çok anne seçeneği var ki onu anne olmaktan alıkoyan?
Belki herhangi bir anne vardı hayatında… Her şey olağan akışta sürüklenip gidiyordu. Başka hikâyeler gibiydi onunki de… O hikâyelerin içine sığmayan yanlarına ilişkin bir şeyler söz konusuydu; gecenin bir köründe küçücük oğlunu karanlığa terk edip kendini yollara vurmasına yol açan?
Başka annelere engel olan şey onu nasıl oluyor da durduramıyordu? Küçücük bir çocuğu yalnız başına gecenin o saati bırakıp gidebilecek kadar az mı çıkıyordu; hani o derinlerdeki doğruyu yanlıştan ayırmamızı sağlayan, adına vicdan denen süzgeçten geçip gelen o ses?!.. Çoğunlukla da güçlü bir şekilde duyuran kendini… Kulaklarını kapamayanlara tabii…
“Anne bırakma beni!” diyordu çocuk. Dudakları sıkı sıkı kenetli çocuklar için geçerli, ayrı bir dille… Sese dönüşünce kelimeleri duymayan anneler için geliştirilmiş… Ağzın yerine gözleri koyan bir dil…
Gece, çağırıyordu yine. Küçük çocukların çığlıklarından çok daha güçlü duyuracak kadar sesini, vaatlerle dolu… İçini kaynatan o gençlik günlerini getiriyordu ona. İçi pır pır eden o genç kızı, kalbi yerinden çıkacak gibi gümbürdeyen… Nasıl bir bütüne varacaktı sonu bu genç kız modelinin, anneliği de kapsayacak mıydı mesela?.. O zamanlar bilemezdi ki!
Bunu bilecek olanlar “dur” dememişlerse O’na o günlerde; bırakmışlarsa kendi haline… O yolun çok uzak bir noktasında gecenin karanlığına terk edilmiş küçücük bir çocuğun üşüyen kalbini hesaba katmamışlar… O kadar senenin imbiğinden süzülüp gelen hayatın içinde; hala ayıracak noktaya varamamışlarsa yanlıştan doğruyu…
O yolun henüz en başlarındaki bu körpecik genç kız mı duyacaktı yolun ilerisindeki dudakları kenetli, gözleri haykıran o çocuğu ta o zamanlardan?.. O eşikten adımını atmayıp da geri dönecek, anne olmayı da bir yerine koyan bambaşka bir yola mı girecekti?..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.