- 52 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Hüzün
Hüzün yaşamın her alanında harikalar yaratan bir acı çekme sanatıdır. Acının ve hüzünün olmadığı yerde sanat yaratıcılığı da sıfırdır. Benim sanatım hüzünlerimin ve acılarımın toplamıdır. Nerede bir evsiz yüz görsem, nerede açlıktan ve yoksulluktan bitkin düşmüş yüzler görsem, bir gazetede veya dergide katledilmiş insan bedenlerinin kanlı haberlerini okusam, 8 yaşındaki Narin’in ailesi tarafından katladilmiş cansız bedeninin resimlerini görsem, doğanın insan hırsına yenilerek talan eden zihniyete karşı gülümseyemiyorum. Okulsuz çocuklar, vahşi kaptalizm, sömürü, yoksulluk vs gibi toplumsal eksiklikler beni yiyip bitiriyor. Açı çekiyorum dünyadaki olumsuz haberlari okurken hüzünlenerek. Bu yüzden hüzün yüreğimin el değmemiş en büyük emektarıdır.
Mutlu bir dünyada yaşamış insan olsaydım elbetteki mutluluk cümlelerini babamın beline bağladığı kocaman bir torbayla tarlalarımıza ektiği tohum eker gibi dizeler yazardım hayata. Sanat, toplum içinde yer bulmazsa ve orada filizlenmezse duvarda süs, kitaplıkkta gösteriş, müzede paraya dönüşen metadan başka bir şey olmaz. Hüzün, benim sanatıma ve yüreğime yön veren içsel - melankolik tavırlarımın ana karekteridir. Sanatçı, sanatını halkının acılarından ve sevinçlerinden uzak tutuyorsa süreç içinde sanat icra etme yeteneğini de kaybetmeye mahkumdur.
Çünkü ben, acı çeken bir coğrafyanın hüzünlü çocuğuyum.
Daha karakterli bir dünya özlemiyle!
“Oysa düşünmek, her zaman acı veren ağır bir iştir.”
Cengiz Aytmatov / Gün Olur Asra Bedel
Tedirginlik ve endişe zeki insanlara özgüdür..
Bir aptalın endişelendiğini göremezsiniz.
Goethe
Parçalanıyorum
Öğrendim zamanla ne kadar eksikliklerimin olduğunu. Hiçbir şey biriktirmiyorum, bir hafta içinde elbise dolabımdan 33 parça eski eşyamı elbise kontaynerine bırakırken, kimseye yük olmadan ve bir yük bırakmadan yaşamanın önemini. Son yıllarda ve yollarda, yolculuklarda biriktirmem gereken tek şeyin mütevazilik, sosyal bir ortak alandan insan olarak kalmanın ve yaşamanın önemini. Artık kitap dahi almıyorum, var olanı okumakla yetinmek ve kısalan ömrümle beraber kendimi toparlayarak yaşamanın önemini kavramaya çalışıyorum. Tek hedefim var olan bir kaç dostumu, değerli arkadaşımı ve en değerli varlığımı kaybetmeden ve onların kıymetini bilerek yaşamanın önemini daha da anlamlandırarak, anlam katarak daha güzel bir dünya yaratma düşüyle süslemeye çalışıyorum süssüz ve gösterişsiz yaşam biçimimi! Gerçek dostlarım ve çekirdek ailem ve çevremle uyumlu bir denge kuruyorum ve kendi parçalanmışlığımı toparlama görevini üstleniyorum, hiçbir kimseye üstünlük taslamadan!
Sonbahar gibiyim, yapraklarım dibine düşüyor gölgemin ve farkına varıyorum, kendi sessizliğimin. Hücrelerim birkaç hafta sonra bitecek sonbaharı muştularken kalbim baharın geleceğine dair hüzünlü şarkılar söylemeye devam ediyor kendi acılarını kışın uzun gecelerinde asifiksi baharın doğum acılarını yaşarken.
Bu yüzden adayım kendime, kendim olmak mücadelesini verirken.
Huzurlu olsun geceniz, her nerede iseniz!
Saygılar!
Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan, Almanya - Köln 28.11.2024
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.