- 241 Okunma
- 1 Yorum
- 6 Beğeni
Tekkişilikedebiyat
sağlam şiir olmasaydı tanrı tarafından çoktan infaz edilirdiniz
gri buluta tütüyorum köpek dişlerim şairleşiyor kendini beğenmenin romansında tüm sütunlar devriliyor şimdi daha geniş bir alanda onları koşturuyorum hoşgörünün yüce anüsünden boşalıyorum
üç sözcük vardır aşk şiir sessizlik ya yaşarsınız ya susarsınız değil orada yaşam tam da sözcüğün kendisinin bu arada sessizliğine oturur neresinden bakarsanız bakın bu sözcükleri konuşmak küçülmektir çünkü bunların dışında var olan her şey küçülmektir yaşarsanız önce onları yok etmeniz gerekir yok edersiniz sonra bu yokluğun üstünden bir uçurumu aşar gibi geçersiniz geçtiğinizde arkaya bakmanız gerekir aşıktım sessizdim hiçtim burada büyük harf büyük ihanettir
nokta donuklaştı orada yaşayan canlı büzülmüş deride sıkıştı oradaki can vermede zevk yoktu sonra çağrıştı dirildi kavruldu lavda canlandı kalbe aktı gözyaşı şiir oldu
içimdeki sönmüş yıldızı anımsattın etçil yıldızı kapan ve kavuran ve ateşleyen aklın beyazını koyu yuvarlak saydam ve mat
biz ile başlayan tüm felsefi söylemlere üflüyorum dağılıyor dağılmanız öyle kolay ki şiire üflediğinde tutuşursun üfleme
şu anda neyim bir cesetteki sızıntıyım şiirin karanlığında karanlığın kendisinde izlenebilir olan mağara duvarlarındaki nemim kendimi hiç gizlemedim tanrının gözlerini bu duvarda nemlendirdim
şiir yaşamın özsuyunu içip aynı karanlık coşkuya buyruk verdiğinde zevk ölmüştü bundan sonra bütün yazacaklarım bu cümleden başkası olmayacaktır bataille’in nietzsche dinginliği yaranın soğuk şehveti çıplaklık doruklarının düzensizliği hoş geldin
şiir her defasında sanatta etikte dinde işaret edilen yerde olmayandır hiçliktir tanrı gibi burada işaret sözcüğü özel bir önem taşıyor çünkü pratik bir değeri var ve anlama atıfta bulunmuyor kaybı veya zaferi olmayan dil yaratılmadan yaratmış dildir şiir çabanın içine giremeyeceği açık alandır bu alanın kapalı olmaması her şeydir hiçbir şey
ve şimdi
beynimde sürgünden yeni dönmüş bir şiir oturur
YORUMLAR
Kibri dövmeli demirciler. Kibirden parmaklıklar yapmış ustalar(!). Şiir kırılgan veya sert bişey değildir. Bir uzay boşluğu hacminden bahsedebiliriz. İşte beynimizin gri hücreleri kendi zindanını yaratmadan önce aşk hakkında gerçekten konuşulurdu. Aşık Veysel'in kendisini terk eden karısına verdiği yol harçlığı var ya işte o, kocaman bir şiir... Köroğlu'nun Nigar'ı uzay hacmince ifade edilebilecek koskocam bir şiir... Şiir, ah şiir... Dizelerce hayatın içinden kendiliğinden geçen bir isimsizlik!
Sevgilerimle...