- 88 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 12
Sabah evden çıkarken anneme, Recep’in yataktan çıkmaması için sıkı, sıkı tembih ettim. Saat dokuza doğru Asayişten içeri giriyorduk, hemen Seda’nın yanına gittik. Sena, daha sormaya fırsat bulamadan, Seda Sami’nin adresini not ettiği kâğıdı uzattı.
‘’ sağ ol Seda, sen olmasan yanmışız.’’
‘’ Teşekkür ederim Baş komiserim.’’
‘’ Kutsal, sen beni burada bekle, Amirin yanına uğrayıp geleyim.’’
‘’ Günaydın Amirim, nasılsınız?’’
‘’ Gel Sena, sağ ol seni gördüm daha iyi oldum. Dün akşam dört dörtlük iş çıkardın. Çalışmalarını yakından takip ediyorum.’’
‘’ Amirim hastanedeki kiralık katili arkadaşlar ellerinden kaçırmasın, onunla daha işim bitmedi.’’
‘’ Kızım, adam konuşmamak için dilini kesmiş sen onu nasıl konuşturacaksın?’’
‘’Bana bırakın amirim benimde bir bildiğim var.’’
Celal Amirimle yaptığım konuşmadan sonra, Kutsal’ın yanına gittim.
‘’ Dedi kodu yapmayı bırakın hadi. Çaylak yola çıkıyoruz?’’
‘’ Yanlış mı duydum, bana çaylak dedin. Bak kızım, ben senin gibi on tane Baş komiseri cebimden çıkarırım. Düş önüme. Şakayla karışık iyi bir ikili olduk galiba?’ ’
Aldığımız adrese göre, yolumuz fazla uzun değildi. Arabayı meydanda bırakıp yüz metre kadar yürüdükten sonra, soldan ilk sokağa saptık. On üç numaralı evin önünde durduk. Sena kapının zilini çaldı. Biraz sonra içerden yorgun bir ses cevap verdi.
‘’ Kim o?’’
Sena,
‘’ Polis bir dakika bakar mısınız?’’
Kapı açıldı yaşlı bir kadınla karşılaştık.
‘’ Kimi aramıştınız kızım?’’
‘’ Burası Sami’nin evimi?’’
‘’ Evet.’’
‘’ İçeri girebilir miyiz?’’
Bizi temiz bir odaya aldı,
‘’ Sami’yi niçin aramıştınız?’’
‘’ Karakolda ifadesine ihtiyacımız var.’’
‘’ Kızım, boyu posu devrilir inşallah. Onu biz göremiyoruz ki, haber vereyim. Kızımın başını yaktı. İnşallah geberir de kurtuluruz. Eve uğramıyor, ara sıra üç beş kuruş gönderiyor o kadar.’’
‘’Peki, teyze gelirse haber verirsin. Hadi çıkalım kutsal, burada işimiz bitti.’’
Dışarı çıktık biraz yürüdükten sonra, ‘’ buraya bir adam yerleştireceğim. Ev gece gündüz gözaltında tutulacak.’’
Kutsal’ı eve gönderdikten sonra Asayişe döndüm. Beni gören Seda Komiser,
‘’ Baş komiserim laboratuvar parmak izi sonuçlarını gönderdi. Bilin bakalım paraların üzerindeki izler, kimin parmak izleri ile eşleşti? Şehmuz Kaleli.’’
‘’ Her yerde karşımıza bu şerefsiz çıkıyor. Aklıma bir şey geliyor ama şimdilik bir kenarda dursun. Ben hastaneye gidiyorum.’’
Yakışıklının yattığı odanın kapısında, Emine ile Azize Komiser bekliyordu.
‘’ Baş komiserim, burada asayiş berkemal. Merak etmeyin.’’
‘’ Ne zaman taburcu olacakmış, baş Hekimle konuştun mu?’’
Emine Komiser,
‘’ En az bir hafta daha buradayız. Bu gece Alper’le Atalay sizi değiştirmeye gelecek.’’
2
Şehmuz haberi alınca delirecek gibi olmuştu, muhbiri Yakışıklının işi eline yüzüne bulaştırdığını haber verdiğinde sinirden titremeye başladı. Bu sırada telefonu çalmaya başladı. Arayan dayısı idi.
‘’ Buyur dayı?’’
‘’ Bana bak Şehmuz, Sena Baş komiser bu sıralar ayağımıza dolanmaya başladı. Onu ortadan kaldır.’’
‘’ Dayı bu iyi bir fikir değil. Polisi üzerimize çekersek, işimiz iyice zorlaşır.’’
‘’ Ulan intikam peşine düştün, her şey karma karışık oldu. Zaten boğazımıza kadar boka batmışız. Ne dersem onu yap.’’
‘’ Baş üstüne dayı.’’
Telefonunu kapattıktan sonra düşünürken, birden gülmeye başladı, ‘’ Bu işi kime ihale edeceğimi biliyorum.’’
Telefonu ile bir numarayı arayarak, uzun bir konuşma yaptı. ‘’Baş komiser, birkaç gündür Recep’in evinde takılıyor. İnşallah bu gecede aynı hataya düşer.’’
Yerine iyice yerleşen Sinsi, avını beklemeye başladı. Kazanacağı on beş bin lira karşılığında çok kolay bir iş olacaktı. Silahını tümseğin kenarına bırakarak, parayı nasıl harcayacağının hayalini kurmaya başlarken uzaktan gelen arabanın sesini duydu. Silahı eline alarak beklemeye başladı.
Arabadan inen Sena, iki adım atmıştı ki, Patlayan silahın sesini duyar, duymaz kendini yere attı. Arka arkaya atılan birkaç kurşunun, başının üzerinden geçerek bahçe duvarına saplandığını gördü. Kurşunların ne taraftan atıldığını saptamaya çalışırken, ayın bulutların arasından sıyrılmasıyla görüş mesafesi artmıştı. Tahminen karşıdaki tümseğin arkasından atıldığını düşündü. Bu sırada evin bütün lambaları yandı. Kutsal’la Recep’in bahçeye çıktığını görünce,
‘’ Dikkat edin, hedef olmayın vurulabilirsiniz. Saldırıya uğradım.’’
Kutsal,
‘’ Bir şeyin yok ya?’’
‘’ Çok şükür yaralanmadım. Yanınıza gelmeye çalışacağım.’’
Söylediğinin tam aksi yönde hareket ederek yerde sürünmeye başladı. Tek amacı tümseğin arka tarafını görebilmekti.
Ama birden sırtına bir silahın namlusunun dayandığını hissetti. İşte şimdi bitmişti.
‘’ Şans benden yana küçük kuş son duanı yap. Emir yüksek yerden geldi.’’
Ufak tefek adam tetiğin boşluğunu alarak son hamleyi yapmaya hazırlanırken, Sena’nın kulağının dibinden geçen bir mermi adamın beynini dağıttı. Hemen ayağa kalkan Sena,
’’ Kutsal, el fenerine benzer bir şey var mı?’’
Recep içerden bir el feneri alarak Sena’nın yanına geldi. Feneri alan Sena,
Adamın yüzünden geri kalan kısmına baktı, Şimdiye kadar hiç görmemişti. Ufak tefek kırk yaşlarında, kap kara bir adamdı. Telefonuyla adamın birkaç fotoğrafını çektikten sonra, Asayişi aradı, yarım saat geçmeden Tugay Baş komiserle, Olay yeri inceleme aynı anda geldiler. Hummalı bir çalışma başladı.
Kiralık katilin üzerinden kimlik çıkmadı. İş yine parmak izine kalmıştı.
Sena,
‘’ İbrahim, yarın öğleden önce parmak izi sonucunu masamda görmek istiyorum.’’
‘’ Baş komiserim bizde Allah’ın kuluyuz biraz insaflı olun.’’
‘’ Ben söyleyeceğimi söyledim. Gerisi sana kalmış bir şey.’’
Üçü beraber içeri girdiler. Kutsal,
‘’ Ne oldu hiçbir şey anlamadım?’’
Recep,
‘’ Bunda anlamayacak bir şey yok. Sena baş komiserin tuttuğu yolun doğru olduğunu gösteriyor.’’
Seniha Hanım,
‘’ Kızım aç mısın bir şeyler getireyim?’’
‘’ Sağ ol teyze, gelmeden bir şeyler atıştırdım ama çaya hayır demeyiz değil mi çocuklar?’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.