- 151 Okunma
- 10 Yorum
- 1 Beğeni
Özgür Özel'in 'rakıyı ucuzlatma' vaadini neden beğendim?
"Elbette AK Parti’yi acımasızca eleştirmek gerekir. Ama kemalist devleti, bu devletin resmi ideolojisini eleştiremeyenler, AK Parti’yi eleştirme hakkını kazanamaz. AK Parti gelip geçicidir. Kemalizmse bu devletin temelidir."
Roni Margulies, Sen Kalk da Ben Yatam, s. 20
Özgür Özel’i takdir etmemek mümkün olmuyor muhterem kârilerim. Neden? Çünkü giderek ’daha gerçekçi’ şeyler söylüyor. Mesela: Geçmişte ’çiftçiye bedava traktör vereceklerini’ söylemişti. Sonra sorulduğunda da "Çarpıcı olsun diye öyle söyledik yahu!" demişti. Bir de ’mazotu bir lira yapma’ gibi başka bir vaadleri vardı. (Yoksa bu vaad Piro Kemal’in miydi?) Nasip. Onlar olmadı. Hayatta herşey istediğimiz gibi gitmeyebiliyor. Şimdiyse "1 litre rakı 140 lira olacak!" iddiasına girişmiş. Demek ki Özgür Bey kendisini geliştiriyor. Olmayacak şeylerden olacak şeylere doğru ilerliyor. Breh, breh, breh. Hakikaten CHP iktidarı rakının litresini 140 lira yapabilir. Fakat nasıl yapabilir? Tabii ki Ekrem İmamoğlu’nun Kent Lokantaları’nda uyguladığı yöntemle. Nasıl başardı Ekrem Bey Kent Lokantaları’nda o kadar ucuza yemek verebilmeyi? Türkiye tarihinde ilk kez su faturalarını elektrik faturalarının üzerine çıkarmakla. Evet. Halktan kepçeyle alabilirsen kaşıkla elbette uzatabilirsin. Hatta kaşığı da abartmaya gerek yok. Çay kaşığı neyimize yetmiyor? 20 milyonun cüzdanına her ay böyle operasyon çektikten sonra yılda yüzbin kişinin karnını ucuza doyurmuşsun çok mu? Değil canım. Afiyet, bal ve de şeker olsun. Yağ olmasın, oy, kas olsun.
İşte Özgür Özel de bu taktiği başarıyla uygulayacaktır. Hatta Ekrem Bey’le ittifakları sürerse, ki sürmeyebilir de diyorlar, rakıyı sudan ucuza bile verebilir. O rakıyı indirdikçe diğeri suya zam yapsa, yok-hayır, diğerinin rakıyı indirmesine de gerek yok, sadece Ekrem Bey bu hızda zam yapmaya devam ederse, yakında CHP "Sudan ucuz rakıyı memlekete biz içirdik!" diye övünebilir. Ve bu övünce de sonuna kadar hakkı olur. Lakin rakı da su gibi evlere damacana usûlüyle getirilebilir mi bilmiyorum. ’Hamidiye Rakısı’ diye bir marka pek yakışık almaz. Nihayetinde Sultan Abdülhamid Han merhum dindar bir insandı. Rakıyla işi olmazdı. Rakı sözkonusu olduğunda elbette akla Abdülhamid Han değil ’Mustafa Kemal’ geliyor. O halde yeni rakı markamızın ismi şu olabilir: "Kemaliye Rakıları." Keşke isim babası sirozdan ölmeseydi. Pazarlama stratejisi açısından derin bir yaradır bu üründeki. Mukadderat işte. Naparsın? Lakin kemalistler sirozdan ölümü, ölüm değil, bir tür ’şehadet’ de sayarlar.
Neden olmasın canım? Nihayetinde önderin yolu. Demokrasinin şehidi oluyor da milli(!) içeceğin şehidi niye olmasın? Hatta CHP çevresinde bu sebepten şehit düşenlerin sayısı hakikaten şehit olanlardan çoktur. Çok, çok, çok, çok, çok... çoktur.
Önderin yolundan ayrılmadıkları bir gerçek. Bakınız, yüz sene geçse de aynı rakıyı konuşabiliyoruz, buna irtica diyemezsiniz. İrtica nedir peki? İrtica ta 1600’lerde uçmayı kafasına koymuş Hezarfen Ahmed Çelebi’nin yolunu İHA’yla-SİHA’yla takip etmektir. Kaan yapmaktır. Anka üretmektir. Bunlara para harcanacağına elbette vatandaşın rakıya daha kolay ulaşmasının yoluna bakılmalıdır. Çünkü CHP iktidarı tutarlıdır. Çünkü CHP iktidarı ayık kafayla çekilmez. Zaten kuruluşu da ayık kafayla olmamıştır. Evet. Rakı sofralarında alınan devlet kararlarıyla ilgili çok hatıra anlatılır yakın tarih kitaplarında. Tabii ’gayrıresmi’ olanlarında. Balık baştan koktuğu gibi devlet de baştan sarhoş olabilir. Baştan sarhoş olunca sondan da bir sarhoşluk gerekebilir. "Başı-sonu belli olmayan süreçlere tahammül edebilmek için başını-sonunu karıştıracak derecede sarhoş olmak lazımdır!" denilebilir. Eh, nihayet, üretim adına başarabildiği tekşey Atatürk heykeli olan bir partinin, Allah korusun ya, iktidarı mevzubahis olursa en âkillerimizin bile başına bir sarhoşluk çökebilir. Ayyaşlık pek sağlıklı bir seçim değildir ama çaresizlikten de sarhoşluk yaşar insan değil mi? Ne yapacağını bilemeyen insan da bir tür ’sarhoş’ sayılır. Yani sayılabilir.
Kur’an’da Cenab-ı Rabbü’l-Âlemîn kısa bir mealiyle buyuruyor: "O günü gördüğünüzde, herbir emzikli emzirdiğini unutur, herbir gebe kadın bebeğini düşürür. İnsanları da sarhoş görürsün. Halbuki onlar sarhoş değillerdir; lâkin Allah’ın azabı pek şiddetlidir." Demek âdemoğlu ’azabın şiddetlisini gördüğünde’ bir tür sarhoşluk moduna geçebiliyor. Zira akl u fikri sıhhat içinde bulunduğunda bu hali kaldıramıyor. Bir nevi şok yaşıyor. CHP’nin de iktidarı uzun bir şoklama süreci olacaktır Türkiye için. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Geçmişte yapmıştır, yine yapacaktır. Bakınız, 1938’de, Dersim’de öyle bir şoklama yapmıştır ki, aleviler sarhoşluktan hâlâ oy pusulalarında şaşırıp mührü CHP’ye basmaktadırlar. Hem sadece bu mu? Kürtlere de tek parti döneminde öyle şeyler yaşatılmıştır ki, herhalde yine aynı sarhoşluğun etkisinden olacak, HDP’lilerin en sevdiği parti CHP’dir. Öyleyse, denilebilir ki, sarhoşluk her şekilde CHP’ye yarıyor. Ne kadar sarhoş etse o kadar desteği çoğalıyor. Eee, artık böyle başarılı stratejiyi terketmek olur mu? Kaç kere denemişsen güzel sonuçlar vermiş. Basacaksın sarhoşluğun gözüne!
Gözümün nuru, canım, Bediüzzaman’ım bir yerde diyor ki: "Sarhoşluk, hakikî vazifelerden gelen elemleri ve ihtiyaçları muvakkaten unutturduğu cihetle, menhus ve kısa bir zevk verir..." Başka bir yerde de ekliyor ki: "Sefahet ve sarhoşluk bir perdedir; muvakkaten hissettirmez." Yine başka bir yerde de söylüyor ki: "Küfür ve dalâlet (...) yalnız iptal-i his nev’inden muvakkaten o elîm korkuları hissetmemek için sefahet ve sarhoşlukla şırınga ediyor." Ve yine yine başka bir yerde de izah ediyor ki: "Bütün memleket bir matemhane-i umumî şeklini almış. Kendisi şu elîm ve muzlim haleti hissetmemek için sarhoşluktan başka çare bulamaz. Çünkü herkes ona düşman ve ecnebî görünüyor." Muhterem savcılarımız lütfen yanlış anlamasınlar. Ben "Buradaki ’sarhoş’ ifadeleriyle özel bir şahıs kastediliyor!" demiyorum. Öyle değil zaten. Bunlar genel ifadeler. Kimin sirozdan ölüp ölmediği, suyla elinin delinip delinmediği, rakı sofralarını sevip sevmediği, sarhoşken devlet yönetip yönetmediği beni ilgilendirmiyor. Niye ilgilendirsin? Neme lazım? 5816 diye bir yasa varken böyle toplara girer miyim ben hiç? Öhöm. İsmimin ifade ettiği zekavet dikkatli olmayı gerektirir. Evet. Yapmam. Hesap günü geldiğinde amel defterini görecek zaten. Ben daha genelin peşindeyim. O da şudur: Rakı masasını seven adam rakı masasında anılır. Cuma hutbesinde anılmaz. Cuma hutbesinde anılacak adamın en azından cumaları camiye gelmesi gerekir. Yani gönlünün camilerde olduğunu anlamak-anlatmak için. Yok, ııı-ııh, eee-eeh! Adam yıllar boyunca camiye gelmemişse, hatta cenaze namazı bile kılınmamışsa, hutbelerde anılmasına ne gerek vardır? Belli ki kendisi istemiyordur. İstese arasıra camiye gelip yüzünü hatırlatmaz mı canım?
Öf, herşey karıştı, bu yazı da tam çorba oldu. Toparlayıp ’olduğu kadarıyla’ bırakalım. Bence rakı fiyatlarını ucuzlatma vaadiyle, Özgür Özel, bir CHP genel başkanı için en mantıklı seçimi yapıyor. Zira iktidarlarının nasıl bir kafaya yaslandığını netlikle ortaya koymuş oluyor. Ve varlığı varlığına armağan olan hamleyi cesaretle belirtiyor. Bizim iktidarımızıysa destekleyen bambaşka bir kafa var. Bu kafanın ayık olması lazım. Tarihine ayık olması lazım. (Gayrıresmi tarihe de ayık olması lazım.) İmanına ayık olması lazım. (İmanının ahlakına da ayık olması lazım.) Lazım, lazım, lazım. "Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır!" buyuruyor Aleyhissalatuvesselam. Yani biz ’ayıklık’ ile yükselen bir ümmetiz. Onlarsa sarhoşluktan kuvvet alıyorlar. Sarhoşluğu arttırdıkça sandıklarda tevessü ediyorlar. Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. Onlar sarhoşluklarını cesaretle destekleyebiliyorlar. Öz-sorgulama şu şimdi: Biz ayıklığımızı yeterince desteklemekte miyiz? Yoksa sarhoşlukta giderek onlara mı yaklaşıyoruz? Vereceği cevap AK Parti’nin geleceğini de belirleyecek bence. Ya emaneti devredecek yahut da ’ayıklığının lazımını görecek.’
YORUMLAR
Merak etme öldüğünde olur ya camiye getirirlerse seni
Emin ol RAKIYLA dezenfekte edip uhrevi dünyaya gönderirken de nasıl bilirdini,z diye sorarlarsa
Diyecem kiii
Aslında iyi birisi olacaktı da KAMALİST EVREN PAŞA alınca içeriye 12 Eylül 80 de hem de 15 yaşında çocukken bir daha toparlanamadı İşte
Sen ve senin gibiler ancak RAKI sofralarında huzur bulursunuz
Yine de
Gönlünüzce olsun temennilerimle Cem3453 rumuzlu arkadaş
Çok mu zoruna gitti KAMAL diye yazmam Cem3453
Zoruna gittiyse bak Google ABLAYA
Nüfus cüzdanında ne yazıyor
Zavallısın zavallı
Güzel günleri olsun oğlun Emir'in ve kızın Masal'ın
Sormadan edemicem de
Neden oğlunuza KAMAL ismini vermediniz de Emir ismini verdiniz
12 Eylül'de 15 yaşınızda paketlenip içeri alanlarda Atatük'çü idiler
Hem solcusunuz hem de Atatürk'çüsünüz
Karmakarışıksınız vesselam
Mehmet İmran Sevinç tarafından 20.11.2024 22:46:38 zamanında düzenlenmiştir.
Mehmet İmran Sevinç tarafından 20.11.2024 22:56:54 zamanında düzenlenmiştir.
<<<<<<<<<<<zülfü Livaneli'den dinle hacım
ve bir yerinde
" üç beş kişi kalmış türkü söyleyen" diye devam edeni sizin adınıza elbet ve bedava ve hem de bizden '
içmeden neden kötülersin onu da bilmem
ve ben hala sen gibilere gerçek saygımı sunmakta bunca muktedirken
ve aşağıdakileri de unutmadan elbette:)
,
eyvallah nice karanlığına-za:)