- 166 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 7
Bütün gece sabaha kadar gözümü kırpmadan, Recep’in başında bekledim. Gün aydınlanmaya başlarken, Fısıldarcasına konuşmaya çabaladığını fark ettim.
‘’ Kutsal, ne oldu bana?’’
Sevinçle Recep’e bakmaya başladım. Ne oldu bana bir türlü anlayamıyordum? Daha tanıyalı iki gün olmasına rağmen bu adam için endişeleniyordum.
‘’ Hatırlamıyor musun, Olanları? Saldırıya uğradın, bıçaklandın. Allah’tan tam zamanında yetişmişim. Adamı haklamışsın?’’
‘’ Öyle oldu galiba, hayatımı sana borçluyum. Teşekkür ederim. Gevezeyi unutma. Onu aç bırakma.’’
‘’ Gevezeyi düşünüp canını sıkma, iyileşmeye bak. Artık bazı şeyleri anlatmanın zamanı geldi.’’
Bir an için Rahmi’den bahsetmeyi düşündüm ama daha henüz erken.
‘’ Şimdi dinlenmeye bak sonra konuşuruz. Ben dışardayım.’’
‘’ Evine git iyice dinlen Kutsal, Biraz sonra Rahmi’de gelir.’’
Annem kapıda bir karış suratla karşıladı. Salona geçip karşılıklı oturduk,
‘’ Dün gece beni deli ettin. Bütün arkadaşlarını aradım Hiç birine gitmemişsin. Şimdi sabrımı taşırmadan anlat, nerede sürtüyordun?’’
‘’ Sakin ol anne, hiçbir yerde sürtmüyorum. Haklısın sana anlatamazdım, sabaha kadar hastanede bir arkadaşımın başında bekliyordum.’’
Olan biten her şeyi anneme anlattım. Sözümü kesmeden dinledi.
‘’ peki, Kutsal bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?’’
‘’Sonuna kadar arkasında duracağım. Bu adam zamanında çok acı çekmiş ve hala acı çektirmek için uğraşıyorlar.’’
Annem bana bakarak konuşmaya devam etti,
‘’ Güzel kızım, gel beni dinle. Bu adam sana çok acı çektirecek, gitme.’’
‘’ Beni anlamak istemiyorsun anne, arkadaşımı yarı yolda bırakamam.’’
‘’ Son sözün bu mu Kutsal?’’
‘’ Evet, anne, son sözüm bu.’’
‘’ Sen bilirsin? Eğer şimdi çıkıp gidersen, bu kapı sonsuza kadar sana kapanacak.’’
‘’ Yapma anne biraz anlayışlı ol.’’
‘’ Son sözümü söyledim Kutsal Hanım.’’
Annem konuşmasını bitirdikten sonra, sırtını dönüp odadan çıktı. Bana çıkar yol bırakmamıştı. Yavaş, yavaş en gerekli eşyalarımı toplayarak, doğduğum günden bu güne kadar yaşadığım evimi gözyaşları içinde terk ettim. Bahçede, belki de bundan sonra hiç göremeyeceğim köpeğim Tony’nin başını okşadıktan sonra yola çıktım.
Elimdeki üç, beş parça eşyamı Recebin evine bıraktıktan sonra, oyalanmadan hastanenin yolunu tuttum. İlk işim Recebin doktorunu bulmak oldu.
‘’ Beni görmek istemişsiniz Kutsal Hanım?’’
‘’Evet, Doktor Bey söyleyeceklerim çok önemli. Recebin yaşadığını kimse bilmemeli, Hayatı tehlikede. Doktor ve hemşirelerden başka hiç kimse içeri girmemeli.’’
‘’ Hemen gereken tedbirleri alıyorum. Siz müsterih olun. Aklınız burada kalmasın.’’
Biraz Recebin yanında oyalandıktan sonra, hastanenin bahçesine indim ve telefonla Sena
Başkomiseri arayarak, önemli bir konu için buluşmak istediğimi söyledim. Hemen kabul etti. Bir saat sonra bankların birinde yan yana oturuyorduk.
Sena Başkomiser, bir müddet hastanenin duvarını seyrettikten sonra, Kutsala bakmadan, konuşmaya başladı.
‘’ Çok önemli olduğunu söyledin Kutsal. İnşallah anlatacakların buraya geldiğime değer.’’
‘’ Buna siz karar vereceksiniz Başkomiserim.’’
Bildiğim her şeyi atlamadan anlattım.
‘’ Şimdi benimle çalışmaya var mısınız?’’
‘’ Seninle çalışmaya varım, yalnız anlamadığım bir şey var? Beni bir konuda ikna etmelisin. Recebin meselesini neden kendi meselen yaptın? Bunun cevabını ver ikna olayım.’’
Sena Başkomiserin iki elini birden tutarak, gözlerinin içine baktım ve beklediği cevabı verdim. ‘’Aşk Başkomiserim Aşk. Şimdi bunları boş verelim Recebin hayatı tehlikede. Yattığı odanın kapısı önüne acilen bir polis dikelim. Kimseyi içeri almasınlar.’’ Sena Başkomiser,
‘’ Sen şimdi Recebin odasına çık, bak bakalım kendine gelmiş mi?’’
‘’ Emredersiniz Başkomiserim, yani hemen gidiyorum.’’
Deli kız diye düşündüm iki gün önce tanıdığı adama deli gibi âşık. Galiba bu adam Kutsal’ı hak ediyor. Hemen Asayişe doğru yola çıktım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.