ATA'MIZIN ANTALYA'YA GELİŞİ
Yurdumuz düşmanlardan arındırılmış,ülkemizde icraatlere karşı büyük adımlar atılmıştı.Gazi M.Kemal, bu güzel memleketi şanlı milletimizle,makus düşüncelerden temizlenmiş,payidar kılınmış Cumhuriyetimiz’i kurmuştu.Artık M.Kemal’in temel gayesi gün yüzüne çıkmış ve halkın refah seviyesi mutlak hedef olmuştu.Gazi,icraatlerini hem halka hem de ülkeye arz ediyor,diğer bir yandan da yapılan icraatlerin nasıl bir ölçüde benimsendiğini ve memleketin genel ahvalini yerinde görmek için zaman zaman şehirlere ziyaretler düzenliyordu.Bu amaçla 6 Mart 1930’da ilk kez Antalya’yı ziyaret etmiştir.Atatürk’ün geleceği haberi kentte büyük bir mutluluk ve izdiham yaratmıştı.Şehrin her bir yanında temizlikler yapılmış,sokaklar büyük bir özenle süslenmişti.Kepez’den şehir merkezine kadar Antalyalılar yolları doldurmuştu ve sonunda herkesin beklediği vakit gelmişti.Atatürk’ü getiren araç durduğunda ansızın :“Hoş geldin Atam,Sefalar getirdin Paşam!’’ naraları şehrin dört yanını titretiyordu.Zira kendilerinin Gazi’ye büyük bir borçlarının olduğunu düşünüyorlar ve sonsuz bir minnet duygusunu bendlerine işliyorlardı.Ancak Gazi, bu ziyaretin hususi mahiyette olması nedeniyle, tezahürat vb. istememişti çünkü o böylesine mevzuların tezahüratla değil,daha da üzerinde çalışılarak yürekleri coşturacağına inanan bir liderdi.Gözlerinde denizler dalgalanan,sapsarı saçlarıyla ışıklar saçan ve her bakışıyla insanlara umudu aşılayan bir liderdi o. 8 Mart’ta bugünkü Lara yolu üzerinde Rumkuş mevkiine gidildi. Atatürk oradan denizi, karşı sahilleri, karla örtülü Beydağları’ nı uzun uzun seyretti ve “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” diyerek bu meşhur sözünü tarihe yazdırmıştır. Bulunduğu yerin adını yanındakilere sorduğunda “Rumkuş” olduğunu öğrendiğinde Türk topraklarında Türkçe adın olması gerektiğini söyleyerek adının “Erenkuş” olarak değiştirilmesini büyük bir önemle rica etti.Zira bu ve benzeri durumların ehemmiyetinin her daim farkında olmuştur ve elinden geldiğince Türkçenin kullanılması için gösterdiği gayret de bir hayli kalpleri ısıtmıştır. 9 Mart günü öğleye doğru tarihe ve maziden kalma eserlere son derece önem veren Atatürk,Aspendos Antik Tiyatro’sunu ziyarete gitti.Burada Tarih ve Arkeoloji alanındaki engin bilgileri doğrultusunda bu eşsiz tiyatronun onarılarak sanat için arz edilen önemin derhal yerine getirilerek ziyarete açılması üzerinde durdu.Atatürk’ün bu çabaları sonucunda, Aspendos Antik Tiyatro’su bugün hala bütünlüğünü koruyan ve ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunan bir turistik mekân olmuştur. Atatürk’ün tarih ve arkeolojiye olan tutkusu, bu eşsiz tiyatronun korunması ve gelecek nesillere aktarılması için bir dönüm noktası olmuştur.Böylesine sanatı icra eden bir lidere sahip olmanın verdiği gururla beraber uzun uzun seneleri de onun ışığında en güzel şekilde icra etmeyi kendimize bir amaç edinerek onu ve onun fikirlerini yaşatmaya devam edeceğiz.Ertesi gün Atatürk, köşkte, Antalya Müzesi’nden getirilen birkaç el yazması tarih kitabını ve Kur’an-ı Kerim’i incelemekle geçirdi.11 Mart sabahından itibaren gidiş hazırlıklarına başlanılmıştı.Antalyalılar Gazi M.Kemal’i Antalya’da ağırlamaktan büyük onur duymakla beraber gideceğine karşın bir hüzün sarmıştı herkesi.12 Mart sabahı uğurlama töreni yapıldı ve Atatürk tekrardan dünyanın en güzel yeri olarak söz ettiği Antalya’ya geleceğine dair söz verdi. Antalya’ya adımını attığı andan itibaren Antalyalılar, bu büyük adamın inancını bir miras olarak kabul etmişler ve sahip çıkmışlardı.Bu inancın temel prensiplerinde yatan hakikat ve hiç sönmeyen bir umut ışığı vardı ve biliyorlardı ki bu prensiplerle yedi devleti yenmişlerdi.Önlerinde yeni kurulmuş bir Cumhuriyet ve bu rejimin altında yaşamanın gururu vardı,işte bu gururu kırmak isteyen kimselere karşı bu prensipler her daim bizleri muhafaza etmiş ve şüphesiz etmeye devam edecektir. Gazi’nin vizyonu ve liderliğiyle ülkede büyük adımlar atılmış, halkın yaşam standardı yükselmiştir.Atatürk’ün Antalya ziyareti, halkın refahı ve mutluluğu için yaptığı mücadelesinin bir simgesidir. O, sadece tezahüratlarla değil, gerçekten toplumun yaşam kalitesini artırmak için çalışmış bir liderdir. Halkıyla birebir temas kurarak, onların sorunlarını dinleyerek çözüm üretmeye çalışmıştır.Bugün, Atatürk’ün Antalya ziyareti bizlere geçmişte yaşananları hatırlatmakta ve onun fikirlerini yaşatma sorumluluğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Atatürk’ün duruşu, liderliği ve vizyonu, bu ülkenin her bir köşesinde büyük bir etki bırakmıştır. Bizler de onun mirasına sahip çıkarak, ülkemizi daha da ileriye taşıyacak adımlar atmaya devam edeceğiz. Zira Atatürk her ne kadar aramızdan ayrılmış olsa da burada yaşattıkları hiç bir zaman aramızdan ayrılmamıştır.