- 212 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
GECENİN FAYDA VERMEYEN ÇIRPINIŞLARI
Zifiri, zifiri bir gece olsa...
Dalsam... "Fırtınaların dinmiş uğultusu içine"
Geceyi dinlesem gözlerim kapalı!
Acaba sesi var mıdır karanlıkların?
Ses verir mi ki seslensem?
...
Benim ki de laf işte karanlıktan hiç medet umulur mu? Onun görevi gizlemek açık etmek değil ki!
Geceler... Karanlık ... Kör karanlık...
Suçlulara, utançlara , kötülüklere gebe geceler.
Fakat ben yine de seviyorum geceyi.
Hayattan ümit edebileceği hiçbir şeyi kalmadığını anlayan yıkık,dökük, harap olmuş, enkaz gönüllerin kampıdır gece.
Bu gece oturdum çaresizliğin dizinin dibine sessizce pencereden dışarısını seyredaldım.
Bulut kaplı gökyüzünde esen rüzgarların itişiyle oluşan göçlerden dünyayı görme fırsatı bulan yıldızlar yeryüzüne bir şeyler fısıldıyordu...
Aman Allah’ım olamaz bu seste ne? Bu çığlık , kulakları sağır eden bu seste nereden geliyor?
Yoksa yoksa bu karanlığın çığlıkları mı?
Dünya ve ahiretini ziyan eden zavallıların fayda vermeyen son haykırışlarının zindan yolunu tuttuğu dibi görünmeyen kara delikten yükselen ses bu ses.
Ama artık son çırpınışlarıdır gecenin, etraf iyice karanlık ve seher vakti çok yakın.
Sabah olmak üzere...
Ve güneş doğar, kudretli elleri uzanır gecenin yarı çıplak soğuk göğüsüne. Ansızın yırtılır kapkalın karanlıkların geceliği. İşte o zaman yanan sokak lambaları söner.
Bir kez daha özgürlüğü alınır gecenin.
Hüzün sandıkları kapanır, bir bir gizlenir bağıran acılarımız göğün en dibine.
Göz pınarları çekilir, uykunun suratı asık boyun büker sahibine.
Ve birden solar göğe umutla bakan gecenin gülleri...
Ayten Demirel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.