Buz Peygamber 1
23 yaşında başladığı yolculuğu hala devam ediyor, belki son bulmuş yani ölmüş de olabilir, bilmiyorum.
Dünyevi yine ne yazıyorsun gece gece. Üstad şimdi seninle uğraşamam, zihnimi toplamam, klavye harflerini zihnimden tek tek süzüp hecelerden, kelimelere, cümlelere ve paragraflara vb vs işte. Çık aradan üstad.
Ne halin varsa gör Dünyevi. Sana da merhaba demeye gelmiyor, veriyorsun patarayı. Hadi ben kaçtım.
Ya hu bağlantım çok kötü bu aralar, internet bağlantım, şu ülkede bir şey de yolunda gitmez mi arkadaş, herşeyin sanki en kötülerini bizim millete reva görülüyor. Nasıl bir ülke arkadaş, video oynatıcı 234 P ile ancak otomatik çalışıyor, nerde kaldı 720-1080 hatta 4 K. Yani bir de gece yani bir çok çok çok insanın uykuda olduğu zaman diliminde internet bağlantısı bu kadar mı kötü olur arkadaş. 552 P ye çıkmış şimdi.
Neden ben şans mı kader mi dedi, 2015 yılında 84 yaşındaymış.
Ben ona yani, Claude Lorius’a Buz Peygamber dedim, siz de deyin ve dinleyin. Ben bu yazıda Buz Peygamberin hikayesini anlatacağım.
31 Ekim 1956’da başlayan bir hikaye. Fransa Kutup Seferi için Güney kutbunda 1 yıl kalacak sağlık durumu iyi öğrenciler aranmış. Claude onlardan biri.
1956 yılı 2. Dünya Savaşı sonrası dünya.
Aslında yazı başlığını Kova Peygamberi koyacaktım. Astronik takvime göre, Sümer anlatılarında geçen Enlil ve Enkinin yaşadığını döneme gibi bir döneme yeniden girmişiz. Kova Burcunun dönemi olduğu için böyle bir başlık düşünmüştüm. Vb vs.
Süveyş Kanalı kapalı olduğu için iki çetin okyanus geçmek zorunda kalan Claude, insanın kendini en güçlü hissettiği dönem olarak 1950 ve 60’lardı diyor. Savaş makineleri ilk defa bilim için seferber mi edilmişti. ,
İlk kez dünyanın uzaydan görüntüsünü aldığımız dönemler değil mi? Kova dönemi bir barış ve esenlik dönemini işaret edermiş. Yani günümüzden 5,500 veya 6000 yıl önce de bir barış ve esenlik dönemi mi yaşanmıştı. Olabilir mi. Bu gibi paragraflar Buz Peygamberin dışında kalan duyumlarımdandır.
Bu yolculukta ilk durakları Taiti limanı. Buraya 200 yıl önce gelen denizcileri düşünmüş, denizde geçen zamanların ardından bazı denizcilerin neden Taitiyi görünce firar etmeye çalıştıklarını bildiğini söyledi. Taiti dans ve kadınları yüzünden sanırım.
Buz Dağlarının okyanusta sürüklenişi büyülü bir havaymış. Antarktika’nın gelişini göremezsiniz, yolunuzu savaşarak açarsanız, uçsuz bucaksız sahil ufukla bir olur.
Martı sesleri…
Antarktika uçurumları arasına kurulmuş Fransız Araştırma Üssü Dumon Duuiril ( Not: duyduğum gibi yazdım üssün ismini)
Her şey muazzammış onları önce yerliler karşılamış. Yerlilerden maksat penguenler. O uzun seyahatten sonra ona artık hiçbir şey imkansız görülmeyecekmiş. Hiçbir tedarik imkanı olmadan dünyanın nen ücra köşesinde 1 yıl. Bir şey unutmaktan endişeli. Gemilerden buz üstüne bırakılan sandıklar. Bilimsel malzemeler ve yiyecek içecek vb vs.
İlk hedefleri Fransız Üssü Şarko. Kutup araştırmalarına bir ömür boyu aşık olduğu yer imiş. Dünya Jeofizik yılında Buzul araştırmaları için 40’a yakın üs kurulmuş kutuplarda dünya milletleri tarafından. Ona ise en küçük ve en ücra üs düşmüş.
Aksaklıklar hızlı başlamış. Bir aksiliğin ardından yüklerini azaltmaları emredilmiş. Feragat etmek sözünün anlamını daha iyi idrak etmiş. Mümkün ve makul’un arasındaki farkı anlamış. Bacaklarını açmanın bile çetin bir sınav olduğu yer, her adım bilinmezin içine uzanıyor. 7. Günde sıfırın altında -18 derece, kimi fırtınalar 200 km hızında. Göğün açılması 10 gün sürmüş ve 10 yıl ihtiyarladığını hissetmiş.
Yine bir kızak kazası, yine bazı eşyalar ve bilimsel malzemeler bırakılmak zoruna. En asgari ihtiyaçlar sadece. 28 günlük bir kutup yolculuğundan sonra Şarko’nun direklerini görmüş.
Şarko bir bilim üssünden ziyade termit yuvasını andırıyormuş, 24 mkare bir yer. En fazla +8 dereceye kadar ısıtılabiliyormuş. Buz üstünden 1 aylık yolculuktan sonra yine de hakiki bir oda. Sadece 3 kişi kaldılar, diğerleri bir kışı daha orada geçirmekten korkuyorlarmış. Diğerlerini yolcu ediyorlar, bir aksilik çıkmazsa 1 yıl sonra almaya gelecekler.
İlk kez kendini bir krallığın efendisi gibi hissediyor. Buz ve gökyüzü.
Alelacele çalışmalara başlayınca üssü ihmal etmişler. Burada hiçbir bilim insanı daha önce meteorolojik ve jeofiziki bilgi toplamamış. Onlar öncülerin kaderini yaşıyormuş, her veri her gözlem isteğini ateşlemiş. Nefes kesici. Derinlik ölçümleri unutulmuş bir kıtayı gözler önüne sermiş. Keşiflerin heyecanı onu avcuna almış, bilimin gücünü daha derinden hissetmiş.
Bilirsiniz peygamberler genelde Mısır ile Basra Körfezi arasında yaşamıştır. Biraz ötede HimalayAların güney kesimlerinde veya Tibet taraflarında. Dünya inanç ve dinist oluşumlarının ana vatanı olan yerler genelde oralar. Bu kültürden ve inançlardan bizler de etkilendik. Yine bilisiniz.
Neyse devam edelim.
Birkaç hafta sonra donanımlarının kara gömüldüğünü korkuyla fark etmişler ve bilim beklemek zorundaydı. Bunun bir hayatta kalma mücadelesi olduğunu neredeyse unutmuşlar. Ardından tipi gözlem kulelerini devirmiş. Durumu ancak yazgı arkadaşlarının desteği ile kurtarabilmiş.
Her adımda kuleyi tasarlayan geri zekalıya lanet okuyor, bir somun daha bir yanık daha, parmaklarını eldivenden her çıkardığında o kuleyi kurana bunu ödeteceğiyle sinirleniyor. 2 hafta içinde kullanılır duruma ancak getirmişler.
Rolan yemek yaparken, Jack telsizle verileri gönderiyormuş. Dayanabilmek için bir dostluk ve yardımlaşma grubu gibi yaşamışlar. Moral bozmak yasaklanmış. Giysileri sökülmüş, saçaklanmış… Su olmadığı için giysilerini yıkamayı bırakıp iyice yıprandıklarında değiştirmeye başlamışlar.
Tavuk Buğulama, Fırında deniz tarağı, kaz ciğeri, şato briyan, elmalar, burgonya şarabı…
Buz kristallerini incelemiş. Yaz kar taneleri neden kış kar tanelerine göre daha narindir. Kalınlıkları farklıymış. Mikroskop altında. Kristaller hiç biri diğerine benzemiyor.
Buz hareketsizliği aslında akan bir nehirdir. Bir kar tanesinin okyanusla kavuşması neredeyse 50 bin yılı alabilir.
İnsan ömrünü hiçe düşüren bir kar döngüsü, binlerce- binlerce yıllık bir yolculuk. Kardan tünellerin içinde yaşıyorlar.
Nihayetinde 1 yıl geçmiş sağ salim. Soğukta geceleri veri yazmak için parmaklarını eldivenden çıkarıp notunu alıp hemen eldivenlerini giyiyor, rüzgar ve katlanılmaz bir soğuk. Lakin bilim aşkı mı diyelim.
Son gecelerinde kayıtlarını yeniden dinlemişler. İnsanoğlu tarihte hiç olmadığı kadar güçlerini birleştirmişler, gezegenin nabzını ırk ve millet gözetmeden tutuyorlarmış. Aynı çalışmaları Kuzey Kutbunda, Taiti’de, Venezuela’da, Vostok’ta tüm meslektaşlarıyla birlikte yapıyorlarmış.
Gelişlerinden 1 yıl sonra kar körlüğünün ve iskortun ? ( bu kelime nedir anlayamadım) pençesinde kritik fiziksel durumdayken oradan kurtarılıyorlar, yeni gelenlerin yüzlerini görmek büyük bir mutluluk, Elveda Şarko.
Bir yıl sonra ise bir buzul tarafından ezilmiş Şarko üssü ve kıyıya kaymaya başlamış.
Dönüşlerinde Başkan Guti Adenile giden Fransız araştırmacıları karşılamış. Bu insanlar bilim ve Fransanın şanı için çalışmışlar, tv yayını görüntüsü …
Gezegene yapılan bir empatiymiş o bir yıllık Kutup Araştırması. Gezegenin tüm ihtişamını yaşadım sanki diyor.
Dakika 35:40. Sonra devam edeyim.
Kaynak: jetfilmizle.cx/buz-ve-gokyuzu-turkce-dublaj-izle.html