- 225 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Hayvanlarla ilgili Mucizeler 1
Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâmın doğumundan itibaren dağların, taşların, ağaçların kendisini tanıdığı gibi hayvan taifesi de kendisini tanımış ve emri dâhilinde hareket etmiştir. Hayvanların da onu tanıdığına delil olması açısından burada birkaç örneği nakledelim.
1- Bir gün çobanın biri hayvanları otlatırken, bir kurt, keçilerden birisini yakalamıştı. Çoban da, yetişip yemeden kurdun elinden keçiyi kurtarmıştı. Bunun üzerine kurt dile gelmiş, konuşmuş ve çobana şöyle demiş:
“Allah’tan korkmadın, benim rızkımı elimden aldın.” Çoban çok şaşırmış ve demiş:
“Acayip, kurt konuşur mu?” Kurt ona demiş:
“Acayip senin halindedir ki, bu yerin arka tarafında birisi var ki sizi Cennete davet ediyor, peygamberdir, onu tanımıyorsunuz.”
Çoban kurda demiş:
“Ben giderim. Fakat kim benim keçilerime bakacak?” Kurt demiş:
“Ben bakacağım.”
Bunun üzerine çoban, çobanlığı kurda devredip gidip, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı görmüş, iman etmiş, dönüp gelmiş. Geldiğinde Kurt’u çobanlık yaparken bulmuş; hayvanlarda tek zayiat, eksilme yok. Mükâfat için bir keçi ona kesmiş; çünkü ona üstatlık etmiş, yol göstermiş. Peygamberi tanıyıp, ahiretini kurtarmasına aracı olmuş.
2- Kureyş’in ileri gelenlerinden Ebu Süfyan ile Safvan bir kurdun bir ceylânı takip edip Harem-i Şerife girdiğini görmüşler. Kurt geri dönmüş; sonra hayret içinde kalmışlar. Çünkü kurt konuşmuş, Hazreti Muhammed Aleyhis salâtü Vesselâmın peygamberliğini haber vermiş. Ebu Süfyan, Safvan’a demiş ki:
“Bu hadiseyi kimseye söylemeyelim. Korkarım, Mekke boşalıp, hepsi Müslüman olurlar.”
İman ne garip bir şey, hiçbir zorluğu olmadığı halde kabulü bazılarına göre ne kadar zor. Bu ilginç hadiseyi kendileri bizzat yaşayıp, Müslüman olmaları gerekirken, anlattıklarından başkalarının Müslüman olacağından korkuyorlar.
3-Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve arkadaşları Zâtürrika savaşından Medine’ye dönüyorlardı. Harre denilen yere geldiklerinde ilginç bir hadise ile karşılaştılar. Bir deve koşarak Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâma yaklaştı ve yanına geldiğinde ona saygı ifadesi olarak önünde eğildi. Boynunu Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma doğru uzattı ve onunla konuşmaya başladı. Herkes neler olduğunu anlamaya çalışırken Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Bu deve bana ne söyledi biliyor musunuz? Sahibinin kendisine zulmettiğini bana şikâyet ediyor. Kendisini senelerdir çok meşakkatli şeylerde çalıştırdığını; şimdi de kesmek istediğini söylüyor!” diye buyurdu.
Allah’ın Resulü Aleyhissalâtü Vesselâm derhal Cabir b. Abdullah’a emir buyurarak devenin sahibinin bulunarak getirilmesini bildirdi. Hz. Cabir, devenin sahibini tanımadığını söyleyince, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm şöyle cevap verdi:
“Deve seni sahibine götürür!”
Gerçekten deve Cabir’in önüne geçerek ve onu sahibine götürdü.
Deve sahibi Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına gelince devenin anlattıklarının doğru olup, olmadığını sordu. Deve sahibi devenin anlattıklarını doğru olduğunu bildirdi.
4- Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Adbâ ismindeki devesi, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın vefatından sonra kederinden ne bir şey yedi, ne de içti, sonunda öldü. Ayrıca o devenin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile mühim bir konuyu konuştuğunu, Ebu İshak-ı İsferanî gibi bazı mühim imamlar haber vermişler.
5- Câbir ibni Abdullah’ın zayıf devesi Zâtürrika savaşı dönüşünde iyice yorulmuştu, yürüyemez hale gelmişti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Cabir’in devesine elindeki değnekle ufak bir dürtmekle dürttü. O deve, peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın kendisine dokunmasından ve bu ilgisinden büyük sevinç duymuş ve o kadar bir çeviklik kazanmış ki, süratinden dizgini zapt edile mez hale gelmişti, yolda bu deveye yetişilemiyordu.
6- Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile Ebu Bekri’s-Sıddık Mekke’den Medine’ye hicret ederlerken kâfirlerin takibinden kurtulmak için Sevr mağarasına sığınmışlardı. Müşriklerin onları bulmaması için Cenab-ı Hak tarafından iki dağ güvercini gelip oraya yuva yaptılar. Örümcek de gelip mağaranın ağzına kalınca bir ağ ördü.
İnançsızlar her tarafta onları arıyorlardı. İzlerini takip ederek Sevr mağarasına kadar gelmişlerdi. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm ve Hazreti Ebu Bekir mağaradan inançsızları görüyorlardı. Onlar ise onları göremiyorlardı.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bizzat kendi eliyle Bedir savaşında öldürecek olduğu Übeyy ibni Halef mağaraya bakmış. Arkadaşları demişler:
“Mağaraya girelim.” O demiş:
“Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki, Muhammed doğmadan bu ağ yapılmış gibidir. İçeride de iki güvercin işte orada duruyor. İçeride insan olsa orada dururlar mı?” Bu işaretler onlara mağarada kimsenin olamayacağı görüşünü verdiği için, orayı terk ettiler.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.