- 505 Okunma
- 5 Yorum
- 3 Beğeni
GEL ZAMAN GİT ZAMAN...
Her düşün öyküsü b/aşkaydı bazen şapka çıkartılası bir hazan bahçesi ve eremediğimiz mertebenin hüzne verdiği yalnızlık dilekçesi.
Rengi olmayan muteber kadınlar tanıdım bu şehirde.
Şehri olmayan düşler tanıdım.
Hüzün idi sakit olan ve aşkın ambarında geçen zaman günden ayrık geceye tanıdık bir düştü işte içine düşülesi aşkın reçinesinde göz kırpan bir özlemse yaşamaya dair bir mutluluğa duyulan şüphe.
Hüzündü sarkacı göğün.
Aşktı taban tepen her öğün.
Kulaklarından astım şiiri dağın tepesine ve uyruğu da yoktu acıların.
Bir iklimdi aşk illa ki ve ikilem yüklü gece nöbeti.
Hüzündü redif aşktı rastık varlıktı kasıtsız seven ve içine çekilen en çok gerisin geri kaçarken hayattan aşktı hüviyeti evrenin ve yokuşlu yolları Üsküdar’ın.
Bir müfreze ise geçilesi özet, bir redifse yasak özgürlük ve tombalak kuşun ayaklarında perde gözlerinde masumiyet gagasında hüzün kanatlarında sonsuzluk.
Hicvi tanıdıktı şiirlerin ve şairin hicreti.
Hüzne yığılası bir totem ve aşka kayıt açan zemheri
Zanlardı yanlı aşktı zaaflı ve yükü özlemin kılkuyruk matem.
Bir zakkumdan nemalandı aşk ve aşka öykündü insan ve insanlıktı yoksun kılınan ve işte top patladı göğe sofra kuruldu yalnızlık pay edildi ve evrendi aşkı kutsayan ve kırklayan.
Acılar zansız.
Açısı olmayan özlem rotasız.
Bir kanıksanası zihniyetti ki aşk yalnızlıksa vebalı bile kaçılan ve uhrevi duygular meyletti sonsuzluğa ve zifiri karanlık b/ölündü hele ki öykündüğümüz dirlik birlik elbet sevdikçe övündü melekler belki de katlanası acıların kat izinde saklıydı dilekler.
Hüzündü rençper.
Kayıtlar açıldı gün doğmadan.
Perdeler kapalı.
Ve aşk körü insanlık.
Oysaki kör noktasıydı saklı zihniyet ve severek aşılacaktı engeller.
Tütsüler yakıldı.
Kaykıldı insanlar zeminler kaygan ve gözler nemli ve ötelendi kimi zaman.
Bir gölgeden mi ibret almak?
Ve öğretiler ve kıvançla yürünen yol şafağa uzanan kol elbet ellerini açıp Rabbinden dileyen gün ve gece ve boynu kıldan ince Allah katında lakin yaşarken dik ve vakur.
Bir minnet değildi.
Bir minval hiç değil.
Bir rücu ve lütuf elbet saçılan konfetiler ve gün yüzü görmenin verdiği huzur ve geceyi kovalayan binlerce hece.
Hecelerken aşkı.
Hicvi yalnızlığın ve duygular renk körü.
Nankördü insan kimi zaman ve muammaya gebe ve göğün broşu idi güneş aşkın da yokuşu ne zamanki mehtap çıksa orta yere.
Yıldızların perçemi.
Evrenin görkemi.
Ve Allah aşkı ile yanan bunca mümin ve sefasını sürmek hüznün hele ki o hüzünlü kalbe Mevla iken tek sahip çıkan…
Ve çıtası yükseldi göğün.
Nakkaşlar dizildi sıra sıra.
Rehavetti çöreklenen ve rivayet olsa da mutluluk…
Revaçta olan umut ve huzura dönük yüzü inancın ve taşan o Nisan tası ne de olsa makbul olandı Allah aşkı…
Ve üstü örtülü rüyalar gerçek oldu ve yalnızlığın gerekçesi iken kimi zaman bilinmedik ne varsa aydınlığa kavuştu…
Zemheriler soldurdu kimi zaman.
Çiçekler çağladı gel zaman git zaman.
Birileri dedi ki:
Gel zaman.
Birileri dedi madem:
Git zaman…
Ne de olsa gel-git yüklüydü evren en çok da bilinmezin indinde saklı bunca dilek ulaşırken amacına yer gök birleşti ve işte nur yağıyordu aralıksız aşkın amblemi ise bir kuşun kanadında parlayan yıldız gibi çağırdı kim varsa ve hüviyeti tescillendi sonsuzluğun ne de olsa açmayı bekleyen milyonlarca çiçek ve dilek zuhur etti ıssızlığın bir adım sonrası iken hidayet ve eller birleşti yürekler eşleşti en çok da kıblesinde ışıldadı her hece kekeleyen değildi artık insanlık aşkla huşu içinde zikri de fikri de birdi yüreklerin ve sonsuzluğa rücu etti koca evren…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Her şeyin hayırlısı.
Çok teşekkür ederim
Selam ve dua ile ağabeyim
Gülüm Çamlısoy
Her şeyin hayırlısı.
Çok teşekkür ederim
Selam ve dua ile ağabeyim
Hazan bohçasını bu sabah itibariyle teslim aldım.
Nazenin yüreğimde saklı beyitler bense tam teşekküllü bu duygu sağanağında öncemi analiz ediyorum aralıksız.
Ufak tefek standart sapmaları kale almadığım için her şey yolundaymış gözüküyor ve g/özlem yeteneğimle inip çıkıyorum yorgun yokuşları.
Hasret rüzgârı.
Yürek içtimada.
Güneş ise azıcık küskün mü ne ve işte esen poyrazın ardından geldi sağanak ve güneşin mutluluk kürü tehlikeye düştü. Yazı gönderdik bana göre ise yazı def ettim asla sevmediğim sıcaklığı ve yakıcı güneşi bir o kadar güzün nefesini ensemde hissettiğim.
Yalnızlık kök söktürürken sözcüklere gecenin gözlerine de mil çektim belki de mıhlanıp yerinde kaldığım günler geride kaldı ve ben adeta bir mim sanatçısı gibi duygularımı altın tepside sunuyorum ne zamanki kalem beni esir alsa.
Renklerden pembeydim ve beyaz ve karanlığı delen gözlerim ufukta saklı bir hicaz aşkın da ambarı.
Gagaladım aşkı adeta hapsolmuştum sonsuzluğun koğuşunda ve ser verdim sır vermedim akabinde surlara serildim boylu boyunca.
Hangi renktim?
Hangi aşk yakındı bana içine düşülesi?
Mevsimlerden erişen otağıma bense bir seyyah ki dervişin fikri de zikri de birdir meselesi.
Mesafeler yoktu benimle Allah arasında.
Mendebur gölgeleri ise havale etmiştim Rabbime ve mealimdi dua ve iman gücümden doğan gücüm saklı tutulası sadece Allah katında.
Hüzündü salkım saçak varlığıma eşlik eden.
Akabinde huzur ettiğim duaların kabul gördüğü.
Kabul görmediğim kadar cihanda kabul ettiğim ben Rabbine sadık bir neferdim.
Bozguna uğramıştım madem bir ömür.
Bozuntuya vermedim kefil olduğum kadar kaderdi beni sarıp sarmalayan ve kederimi dahi sevebildiğim ve bir adım sonrası huzur ve sevgi.
Birileri dedi ki:
Gel zaman.
Birileri dedi madem:
Git zaman…
Ne de olsa gel-git yüklüydü evren en çok da bilinmezin indinde saklı bunca dilek ulaşırken amacına yer gök birleşti ve işte nur yağıyordu aralıksız aşkın amblemi ise bir kuşun kanadında parlayan yıldız gibi çağırdı kim varsa ve hüviyeti tescillendi sonsuzluğun ne de olsa açmayı bekleyen milyonlarca çiçek ve dilek zuhur etti ıssızlığın bir adım sonrası iken hidayet ve eller birleşti yürekler eşleşti en çok da kıblesinde ışıldadı her hece kekeleyen değildi artık insanlık aşkla huşu içinde zikri de fikri de birdi yüreklerin ve sonsuzluğa rücu etti koca evren…
Gel zaman git zaman derken göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidiyor zaman peşinden koşmak ve yetişmek mümkün olmuyor.
Anlam dolu harika duygularla yazılmış muhteşem güzellikteki yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun ve yolunda gitsin inşallah.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Gülüm Çamlısoy
Bunca şey olup biten ve insan ne yaparsa yapsın olmuyor işte.
Ağzımla tuttuğum kuşlara takla atmayı dahi öğretmişken...
Sevgi dahi suçlu.
Masumiyet dahi ön yargıyla yaklaştıkları.
İnsan bildiğinden doğru yoldan şaşmasa da olmuyor işte.
Dünyanın geldiği son nokta ve ne çok zaman harcamışım meğer bir ömür kendime eziyet ettiğim.
Hep güzel bir şeyler yapmak adına çabaladım hep umut ettim alnımın teriyle elimi attığım ne olursa olsun iyi yapmış olmam bile önem arz etmedi insanların gözünde.
Sevgi ve sevdiğim onca insan.
Hayret insanlar sevilmek filan da istemiyor bir de sevdiklerini söylüyorlar.
Allah razı olsun hocam sizden.
Çok teşekkür ederim
Sonsuz selam saygımla
Güneş göz kırptı ve bir adım daha yaklaştım Rabbime ve işte hissettiğim O’nun beni kucakladığını.
Ansızın susmuştu hüzün çeşmem.
Ansızın süzülmüştü yaşlar rahmetin eşliğinde.
Beşik kertmemdi oysa hayaller çocukluğumdan en güzel hediye ve sevdiğimden de fazla sevilmiştim ben bir zamanlar.
Gönle ıraktı çoğu şey hüzünler sırılsıklam.
Gözden ırak kimse yakın tuttum gönlüme ve şarkılar ç/ağladı mevsim sancılandı ve doğdum yeniden.
Yeniden doğmanın mükellef sofrasında yerden de uzak göğün tepesinde.
Hezeyanlar susan.
Hevesim bazen kursağımda kalan.
Heyecanla sevdiğim hayat ve insanlar.
Kırık rögar kapağı mevsimin ve eksilen nice duygu azar azar.
Zimmetliydim madem evrene.
Zinhar yalandı yalan olduğum.
Zimmetliydim madem sevgiye.
Zinhar yalandı kendime t/uzak olduğum.
Düşlerim kayıtlı, hayat mektebinde. Bense yorgun yokuşları inip çıkıyorum.