- 420 Okunma
- 3 Yorum
- 5 Beğeni
ZAFERİMDİR AŞK BENİM VE SÖZCÜKLERİM...
‘’Ben ucuz bir romandım. Hayır, kötü bir edebiyatın bile gerçekliği vardı. Ben yoktum; hatta ben yokum, olmadım diyemeyecek bir yerdeydim.’’(O. Atay)
Tekbir getiren ıssızlık: zamanla ve mekânla örtüşmeyen yegane varlık ve işte külüstür geceye atıfta bulunuyor melekler bense edebildiğim kadar boykot ediyorum zalimi.
Düşler saklı içimdeki kristal avizede.
Yüreğimse Kaşıkçı Elması.
Ne hicap ne hazan ne hüzün ne serzeniş…
Sözcüklerin alyuvarları imgelerin akyuvarlarını kemiren ve beti benzi kaçmış bir rüzgâr penceremde esmeyi bekliyor…
İkaz edense Yaratan ve imha eden ve imalatı duyguların elbet tefekkür yüklendiğim zamanla bedenimden dahi firar edebilip tavaf etmek bu hazineyi.
Başına buyruk sözcükler ve içtimada gece.
Kelli felli adamlarsa saç saça baş başa zifiri karanlıkla görünürde nasıl da azametli ve asiller ve tüm insanlık beklemede.
Kadrajı yok bu isyanın ve kâfirin ve yobazın tutunacağı tek dal mı?
Her ne hikmetse uçurumdan defalarca düşmenin ertesinde yere çakılmadığım ve itibarı saklı tuttuğum…
İhtimamla yaşıyorum ve ibraz ediyorum göçtüğüm coğrafyaları.
Halden anlayan insanlar var ya da yok.
Bir varmış bir yokmuş dercesine…
Tebessümler ekili ruhumda ve teyakkuzda satırlar bense satır aralarında sekiyorum ve de okuyucunu yüreğinden bir diğerinin gönlüne ziyarette bulunuyorum aslında her şey izafi ve işte baş başayım bilinmezle.
Baş veren umut elbet kalemin diktiği sözcükler.
Baş koyduğum hayat hala da saklı tuttuğum yaşama sevincim.
Bayrak açtığım zalim ve münferit canlılar adı yüzü ve ruhu olmayan ve koyu gözleri her birinin ve gözlerimi diktiğim beni çağıran gök kubbe.
Bir istila ise mevzu bahis.
İfşa ettiğim bir ikramı ise evrenin.
İfa ettiğim her şeyden öte yazılmayı bekleyen ve işte bakaya kalan ruhum ve güncem ve simamdaki o tanıdık esinti beni uzaklardan bana en yakına taşıyan.
Bir imla hatasına dahi tahammülüm yokken yazarken.
Bir isyana ya da sapkın varlıklara geçiş hakkı tanımadığım ve işte batılı sözcüklerin ve bir batında yazdığım şiirler ve hikâyeler.
Sancılı oluşum sanrılı yokuş.
Kelepir yürekler ve külbastı şarkılar külyutmaz yetiler ve berduş gece kaçkın mezar bekçisi.
Hayatın kulvarında.
İnsanlığın kültüründe.
Acemi çaylak toz kondurmadan yaşamanın da mucizevi beklentisi ile sarpa saran sıkıntıları tek d/okunuşla yok ettiğim ve ayracı varlığımın bazense aymazlığı yalnızlığın ve VIP olmanın istikrarlı sessizliği oysaki kendi halinde bir canlıyım ben en çok insan olmamla övündüğüm en çok da insanlığımdan utandığım ve reşit olmayan imgeler kapıma dayanır gecenin ferine eşlik eden sönük vecizeler düz duvara tırmanıyor ve işte ve işte içimde git gide büyüyen bir ateş.
Metruk heceler var.
Bıçkın ve kaçkın şehir eşkıyaları.
Hüznün muadili bir günden firar ettiğim ve gecenin koynuna sığındığım…
Kadın Sığınma Evlerinde saklı hayatlar düşüyor aklıma ve terk edilmiş bebekler ve zulüm gören kadınlar ve mazlumlar…
Lügatimde yok zulüm.
Sözlüğümde yok yalan.
Hazanım ben bazense ilkbahar ve işte büyüdükçe büyüyor o yangın.
Zıpkın yiyen yüreğim.
Sapkın mülkiyeti habis ruhların ve kimin kim olduğu meçhul işte parmak arası yalnızlığı insanların ve unutulmuş terk edilmiş insanların ve vicdanların seferberliği.
Kürediğim hayat ve kükrediğim de doğrudur.
Kandığım insanlar ve kanadığım da yalan değil.
Kanatlarımdaki mürekkep izi ise babadan yadigâr ne de olsa eğitimci bir ailede yetişmiş olmanın verdiği o coşkulu ruh hali ile tasfiye ediyorum mevsimi tahliye ediyorum dünde takılı düşleri ve tazyikli su sıkıyorum sözcüklere ve işte ayılıyor her biri ve söküyorum tek tek kilitlerini.
Kurtuluşumu kutluyorum.
Kuduz köpekleri ise sallandırmak istiyorum darağacında.
Darboğaza giren insanlık ve çatırdayan yuvalar ve şiddet mağduru genç kızlar ve kadınlar ve tek günahı olmayan bebekler ve çocuklar.
Serzenişim zulme.
Salkım saçak ruhlar.
Zemheride saklı bir nesir bir şiir…
Esareti insanların nefsine ve dokunulmazlığı olmayan gencecik insanlar ve hayatları tek kelimenin önünde bir silahın namlusunda ya da keskin bir bıçağın kınında saklı.
Zaferimdir aşk benim.
Zaferimdir inanç ve verilen hüküm.
Zaferimdir sözcüklerim ve yaz tuşuna bastığım akıl ambarım ve medet umduğum sözcüklerim ve şafağın doğuşu gecenin sonlandığı aşkın idamı mutluluğun zindanlara uzaklığı…
Yaşımla yasımla yasamla ve kalemimle ve insanlığımla…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Yüreğiniz dert görmesin
Selam ve dua ile
Dik duruş
Yaşamın kaypaklığında, çamurluğunda piştikçe aklanmak ve zamanla pişmek...
Tebriklerimle yazarım
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim değerli ziyaretinize.
Selam ve saygılarımla...
Darboğaza giren insanlık ve çatırdayan yuvalar ve şiddet mağduru genç kızlar ve kadınlar ve tek günahı olmayan bebekler ve çocuklar.
Serzenişim zulme.
Salkım saçak ruhlar.
Zemheride saklı bir nesir bir şiir…
Esareti insanların nefsine ve dokunulmazlığı olmayan gencecik insanlar ve hayatları tek kelimenin önünde bir silahın namlusunda ya da keskin bir bıçağın kınında saklı.
Zaferimdir aşk benim.
Zaferimdir inanç ve verilen hüküm.
Zaferimdir sözcüklerim ve yaz tuşuna bastığım akıl ambarım ve medet umduğum sözcüklerim ve şafağın doğuşu gecenin sonlandığı aşkın idamı mutluluğun zindanlara uzaklığı…
Yaşımla yasımla yasamla ve kalemimle ve insanlığımla…
Eli kalem tutan ve vicdan sahibi her şair ve yazar artık gitgide dozunu artıran ve çok bariz hâle gelen kıyamet alametlerini görmezden gelemez.
Örnekler o kadar çoğaldı ki insanın bahsetmeye bile ar ettiği nice olaylar.
Ve hala duyarsız kalarak ve hak edenleri idam da olması gerekirken neredeyse mükâfat vermiş gibi canileri sokağa salıveren ve sırf bu yüzden bile nice hayatların söndüğü ve sönmeye devam ettiği adaletsiz adalet...
Allah sonumuzu hayır eylesin bu gidiş hiç de hayra alamet olmasa da.
Bu yüzden kimbilir başımıza daha ne felaketler gelecek, Allah korusun.
Duyarlılık içinde yazdığınız yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Kalemine ve yüreğine sağlık diliyorum.
Sonsuz selam ve saygılarımla.
Allah'a emanet olunuz.
Gülüm Çamlısoy
Öyle bir hale geldik ki:
Kimin kime gücü yetiyorsa artık.
En başta kadınlarımız kızlarımı ve çocuklar hatta bize emanet hayvanlar canlılar.
Ekmeğe dahi saygısı olmayan ezana dahi hürmet etmeyen.
Vicdan denen olgu kimde kaldı sahi?
Çocuklar ve masum insanlar katlediliyor.
Bir bebeğin yaşam öyküsü bir kaç gündür takip ettiğim ve dün gece kendim sevdiklerim için dua ederken Nisan bebek için ağladım.
Henüz üç aylık ve annesi onu boş bir araziye terk etmiş
Çocuk Esirgeme Kurumuna teslim edilmiş dünya güzeli bebek ve her nasılsa kalbi durmuş şimdi yoğun bakımda.
Hocam bu bu olacak iş mi?
Bir bebeğe bunu yapan öz annesi öz baabsı.
İyi de biz kime güveneceğiz?
Elbet Rabbimize ve Allah rızası için edindiğimiz Allah dostlarına.
Zulüm ve zalim pek revaçta.
yalanlar havada uçuşan.
İnsanlığın insanların hali içler acısı.
Bunca felaket yaşandı dünya genelinde ve daha da azdı insanlar.
Saygı ve sevgi ve inanç ve güven duygusu.
Allah ın gazabından korkmuyorlar ve Allah ın da bir sabrı var.
Güzel Nisan bebeği Allah korudu melekler korudu ve bulundu ekipler tarafından ya şimdi ne olacak?
Hangi biri?
Hangi kadın?
Eziyeti meziyet bilenler kendinde hak görenler.
Gıybet ve nica çirkin konuya girmiyorum.
Ve evet: ben de biz de ar ediyoruz konuşmaktan.
Kendi halinde sessiz insanlar mercek altında.
Her şey sonlandı ve ben karamsar değil gerçekçiyim.
Çok teşekkür ederim değerli hocam.
Allah razı olsun sizden sizlerden.
Paylaşmak ve kalplere dokunmak.
Sonsuz içten selam ve saygımla